Dikmen halkı Dikmen Dayanışması’nın çağrısıyla “Ne darbe ne diktatörlük, demokratik, laik bir ülke için Dikmen sözünü söylüyor” forumunda buluştu
Dikmen halkı Dikmen Dayanışması’nın çağrısıyla “Ne darbe ne diktatörlük, demokratik, laik bir ülke için Dikmen sözünü söylüyor” forumunda buluştu. Ahmed Arif Parkı’nda gerçekleştirilen foruma Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, CHP milletvekilleri Şenal Sarıhan ve Ali Haydar Hakverdi, Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Korkmaz Alemdar konuşmacı olarak katıldı.
Forumun ilk bölümünde konuklar darbe ve OHAL sürecini değerlendirdi. İlk sözü alan Ali Haydar Hakverdi “Bir dönem bu ülkede hakim, savcı olabilmek için cemaat referansı isteniyordu. Cemaatler devletin çeşitli kademelerini paylaşmışlardı. Devlette kendi elleriyle birçok insanı cemaatlerin kucağına itti. Şimdi de o yüzden ‘Bunlar buralara nasıl yerleşti’ demek yersizdir” dedi.
“Darbelerden her zaman solcular zarar gördü”
Ali Haydar Hakverdi’den sonra söz alan CHP Milletvekili Şenal Sarıhan ise solcuların, demokratların, sosyalistlerin her zaman darbelerden en büyük zararı gördüğünü belirterek şöyle konuştu:
Sivas Katliamı’nun müdahil avukatları olarak demiştik ki ‘Bu davanın arkasında cemaatler var’, ancak o cemaatler bir türlü tespit edilemedi. AKP’nin cemaatle iktidarı paylaştığını biliyoruz. Ve bugün kendi iktidarını sağlamlaştırmak için OHAL ilan etti. Darbe olsaydı da ya OHAL ya sıkı yönetim olacaktı. Zarar gören ise yine biz olacaktık. İktidar bu haldeyken OHAL’e gerek var mıydı?
Sarıhan’dan sonra söz alan Prof. Dr. Korkmaz Alemdar dış politika ile birlikte siyasi bir değerlendirme yaparak “Bugün AKP iktidarı her şeyini ona borçlu olduğu halde ABD’yi karşısına alıyor. Ne yazık ki muhalefet partileri de AKP’nin ikiyüzlülüğüne sesini çıkarmıyor” dedi.
“Diktatörlük olduğu sürece bu halk huzur bulmayacak”
İlk bölümün son sözünü ise Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy aldı. Ersoy sürece dair değerlendirmesini şöyle yaptı:
Bu dönemi bu ülkede yıllardır demokrasi mücadelesini yürütenler olarak nasıl müdahale edeceğiz, bunu konuşmak lazım. Haziran İsyanı’ndan beri bu halkın üzerine bombalar yağdırıldığı süreci yaşadık hepimiz. AKP yalan ve manipülasyon süreciyle ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Ama biz bunların o kadar güçlü olmadığını biliyoruz. Öncelikle bu darbe girişiminin öznesinin olmadığı bir süreç yaşanıyor. Bu sürecin sebebi iktidarı paylaşmamak adına kendi kadrolarını bile tasfiye eden kişidir.
Bu darbe girişimini onların demokrasi şölenine katılanların durduğu manipülasyonuna inanmayacağız. Bizim için önemli olan şey biz bu manipülasyon siyasetine nasıl müdahale edeceğiz. Biz nasıl bir ülkede yaşamak istiyorsak onun için sokakta mücadele edeceğiz. Bu diktatörlük olduğu sürece bu halk huzur bulmayacak.
“AKP’nin Abdocan’ın, Ethem’in, Berkin’in katili olduğunu unutmayalım”
İlk bölümün ardından söz alan Dikmenli bir yurttaş “Bunlar diyor ki ‘Biz nasıl kandırıldık?’. Hadi oradan. O zaman bir zahmet bize de kanın. Asgari ücret 1300 TL ama siz buna kanmıyorsunuz” dedi.
Bir başka kişi ise, “Bugün hareket ederken, darbeyi desteklemeyenler olarak AKP’nin Abdocan’ın, Ethem’in, Berkin’in katili olduğunu unutmayalım. Ona göre hareket edelim. Bu diktatörlüğü yıkmak için de bizim esaslı bir devrime ihtiyacımız var” dedi.
“Ne yapacağız” bölümünün ilk sözünü alan CHP Milletvekili Şenal Sarıhan yıllardır işkenceye karşı mücadele eden biri olarak bugün de işkencenin karşısında sessiz kalamayacağını belirtti. Yine gözaltı sürelerinin kısaltılması için yıllarca mücadele ettiklerini bugün OHAL ile bu kazanımların herkesin elinden alınmaya çalışıldığını belirtti.
Halkevleri Genel Başkan’ı Oya Ersoy ise bu süreçte yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
AKP bizi oyalayarak başka bir süreç işletti. Suruç Katliamı, ardından Ankara Katliamı yaşandı. Daha iki gün önce Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren arkadaşlarımız anısına yapılan anıta saldırdılar. İlk olarak bunların gerçek niyetlerinin ne olduğunu ortaya çıkaracağız. İkinci olarak biz nasıl bir ülkede yaşamak istiyorsak o ülke için mücadele edeceğiz. Bütün ortamları bunun için değerlendireceğiz. Çünkü biz ancak eşitliğin, özgürlüğün, laikliğin olduğu bir ülkede yaşayabiliriz. Üçüncü olarak OHAL yasası derhal kaldırılacak. Sorumluluklarını örtmeye çalışanlar tüm bu yaşananların hesabını verecek. 15 yılın hesabını vermeleri gerekir. Bu da bizim ortak talebimiz olmak zorunda. Diğer yandan parlamento üzerindeki Saray vesayetinin kaldırılması gerekir. Bize yasaklanan meydanlar ise bize açılacak. Ve son olarak bu diktatörlük yerle bir edilecek.
Forum son olarak katılımcıların darbeye ve diktatörlüğe karşı birlikte mücadele çağrısıyla son buldu.