”Çocuklarımıza sataşmayı bırakın! Yumurtayı atanlar yerine, yumurtayı hak edenlere bakın!”

Bu sözler Dikmen Vadisi’nde barınma hakkı mücadelesi verenlere ait.

13 Aralık günü Yüksel Caddesi'nde bir araya gelen Vadililer, Barınma Hakkı Bürosu önünde yetiştirdikleri tavukları da yanlarına alarak yumurta atan üniversitelilere yönelik karalama kampanyasını protesto ettiler.

Ellerinde “Harçlar kaldırılsın” ve “Parasız Eğitim Parasız Sağlık İstiyoruz” dövizleri taşıyan Vadililer bu tavukların AKP’liler için özel cılk yumurta yumurtladıklarını söyleyerek “eğer bir daha ihtiyacınız olursa yumurtalarınız bizden çocuklar” dediler.

İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan açıklamada; bugün üniversitelilere karşı ciddi bir karalama kampanyasının başlatıldığını ifade eden Vadi halkı bunun sebebinin üniversitelilerin AKP hükümetinin mensuplarına ve uygulamalarına karşı yürüttükleri etkili muhalefet olduğunu belirttiler.

Dolmabahçe’ye giden üniversitelilere gerçekleştirilen polis saldırısının ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (SBF) gerçekleştirilen yumurtalı protestonun ardından öğrencilerin suçlandığını söyleyen Vadililer, hükümet ve yandaşlarının özgürlük iddiasının kofluğuna dikkat çektiler.

AKP’nin kendini beğenmeyen herkesi terörist ilan ettiğini söyleyen Vadililer, hakkını arayan herkesin karalama kampanyalarına maruz kaldığını söylediler.

Üniversitelilerin yumurtasını yoksul gecekonducunun evini başına yıkıp, “kentsel dönüşüm” diye onu sokağa atanlardan da esirgememesini isteyen Vadililer AKP iktidarını uyararak üniversitelilere yapılan bu karalama kampanyasının derhal sona erdirilmesini istediler.

İlgililere not
İlgililere not diyerek yaptıkları açıklamaya ek getiren Vadi halkı temsilcileri şunları söyledi: "Kendilerine Öğrenci Kolektifleri diyen bu gençler, geçen yaz okulları tatile girince bizim gecekondu mahallesine geldiler. 'Okumuş insan halkın yanında olur' diyerek, mahallenin bozuk yolarını tamir ettiler, boş yerlere ağaç fideleri diktiler, ilkokul çağındaki çocuklarımıza ders çalıştırdılar, onlara tiyatro ve müzik kursu verdiler, içimizde tahsil görmemiş yaşlılarımıza okuma-yazma öğrettiler, kimsesizlerimizin gecekondusuna boya-badana yaptılar. Bu nedenle onları bize suçlu, terörist göstermeye kalmayın. Biz onları tanırız, biliriz.”