DİSK, KESK, TMMOB ve İstanbul Tabip Odası’ndan ortak açıklama: Hopa süreci faşizmi
DİSK, KESK, TMMOB ve İstanbul Tabip Odası yöneticileri, Hopa protestolarının ardından yaşanan baskı ortamını protesto etti. Dört örgütün çağrısıyla 2 Haziran’da Şişli’de Hopa’da yaşanan saldırılar ve Metin Lokumcu’nun yaşamını kaybetmesi nedeniyle düzenlenen ve AKP önüne yürüyüşle düzenlenen basın açıklaması sırasında polis saldırmış, 13 Temmuz’da da açıklamaya katılanlara yönelik olarak İstanbul’da ev baskınları düzenlenmişti.
DİSK, KESK, TMMOB ve İstanbul Tabip Odası yöneticileri Şişli’deki DİSK Genel Merkezi’nde bir açıklama yaparak, Hopa protestolarının ardından yaşanan baskı ortamını protesto etti.
Dört örgüt adına yapılan açıklamada, polis terörünü protesto etmek için düzenlenen Şişli’deki açıklamanın, yine polis terörüne maruz kaldığı hatırlatıldı: “Hopa'da ve ardından Ankara'da yaşananları protesto etmek için TMMOB, TTB, KESK, DİSK İstanbul örgütleri olarak bizlerin çağrısı ile gerçekleşen etkinlikte, yine polisin sert müdahalesi ile karşılaşıldı. Metin hocanın ölümüne neden olan ve her yerde kontrolsüz biçimde kullanılan ‘biber gazının’ insan sağlığına etkilerini paylaştığımız etkinlikte yine yaygın ve kontrolsüz olarak biber gazı kullanıldı. Hopa ve Ankara’daki haksız ve keyfi tutuklamaları kınadığımız etkinlikten dolayı bu kez İstanbul’da 21 kişi gözaltına alındı. Onlarca kişi yaralandı. 8 kişi tutuklanma istemiyle Mahkemeye sevk edildi, ancak serbest bırakıldı.”
Bu basın açıklaması gerekçe gösterilerek, 13 Temmuz itibariyle İstanbul’da ev baskınları ile gözaltılar yapılmaya başlandığını belirten emek örgütleri, böylece basın açıklamasına katılanların “çok tehlikeli ve polis tarafından evi basılabilir” kişiler haline dönüştürülmeye çalışıldığına dikkat çekildi.
Kar maskeli robocoplar
13 Temmuz’da, basit bir tebligatla ifadeleri alınabilecek kişilerin ev ve işyerleri “hücre evi baskını” ortamı yaratılarak kar maskeli robocop polisleri tarafından basılmıştı.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin İstanbul bileşenleri, dile getirilen her türlü demokrasi talebinin ve emeğin değerinin korunması çabasının takipçisi olduklarını vurguladı. “Doğal olarak tepkilerimizi de yer yer sokakta basın açıklamaları, yer yer mitingler, grevler, direnişler biçiminde gösteriyoruz. Tüm demokratik ülkelerde emek ve meslek örgütlerinin bu eylem ve etkinlikleri aynı zamanda demokrasinin işlediğinin kanıtını da oluşturur ve olağan karşılanır.”
Ne yazık ki demokrasi diyemiyoruz
Emek örgütlerinin açıklaması şöyle devam etti: “Ancak ne yazık ki seçimlerin hemen öncesinde başlayan ve seçimler sonrasında artan bir biçimde sürdürülen; her türlü demokratik tepki girişiminin önce yoğun biber gazı bombardımanına maruz bırakılması ve ardından bu etkinliklere katılanların evlerinin basılması, gözaltına alınmaları, bir kısmının tutuklanması ve duruşmalarının aylar hatta yıllar sonra başlatılması gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz.
“Bizler bu tutum ve uygulamalara ne yazık ki DEMOKRASİ diyemiyoruz. Bu baskıcı polis tutumu ve ardından polis fezlekesi yönelimli “hukuksal” süreçlerin ülkemizdeki siyasi iktidar tutumundan bağımsız değerlendirilemeyeceğini ve tüm bunların literatürdeki adının FAŞİZM olduğunu açıklamak istiyoruz” dendi.
Basın açıklamasına Halkevleri, ÖDP ve ESP temsilcileri de katıldı.
Basın açıklamasından sonra gerçekleşen toplantıda AKP iktidarının demokratik hak kullanımı, direnme hakkı konusunda takındığı tutum, rejimin dönüşümü, Hopa halkına yönelik saldırıların anlamı gündeme gelirken Hopa sürecinin dava da dahil olmak üzere ortaklaşa gündem yapılması, sürecin takipçisi olunması yönünden karar alındı.
Hopa bilançosu
AKP mitingi sırasında yaşanan saldırıda Metin Lokumcu yaşamını yitirdi, ardında gece başlayan polis operasyonunda 30 kişi gözaltına alındı ve 12'si tutuklandı. Bu ilk tutuklama dalgasının ardından genel seçim gününün akşamı da Artvin Halkevi Başkanı Ferdi Şağbanoğlu tutuklandı.
Ankara'da gerçekleşen protestolarda Halkevleri GYK üyesi Dilşat Aktaş'ı eylem sonrası takip ederek darp eden sivil polis güruhunun saldırısı sonucunda kalça kemiği kırılan Aktaş 6 ay iş göremez raporu aldı. Protestoların ardından birkaç gün sokaklara kadar taşan insan avında 52 kişi gözaltına alındı. Prostestoları izleyen günlerde ilk önce 5 ardından 15 kişi tutuklandı. Son olarak da geçtiğimiz günlerde bir kişi daha arananlar listesinde olduğu öne sürülerek tutuklandı ve Ankara'daki Hopa tutukluları sayısı 21'e çıktı.
İstanbul'da ise 2 Haziran'da Şişli'deki protesto sırasında 21 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 8'i tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi ancak serbest bırakıldı. 13 Temmuz'da ise aynı eylem gerekçe gösterilerek ev baskınları yapıldı. İzmir'deki protestolar sırasında ise polisin gaz bombası ile saldırması sonucu emekli bir işçi kalp krizi geçirerek yoğun bakıma kaldırıldı.
Hopa protestoları ile ilgili olarak Rize Pazar ve Antakya'da da eylemlere katılanlar karakollara ifade vermeye çağrıldı.