Egeli çiftçiler: Memleket için, toprağımız için, ekinimiz için hayır

Cu, 03/03/2017 - 17:18
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Halkevleri Ege Tarım Hakkı Atölyesi, Akhisarlı çiftçilerle yaptığı toplantıların ardından Egeli çiftçiler olarak referandum tavrını açıkladı: “Tam da güçlü bir memleket için, toprağımız için, ekinimiz için HAYIR”

Bir süredir Manisa Akhisar’daki çiftçilerle sorunları üzerine tartışan ve örgütlenen Halkevleri Ege Tarım Hakkı Atölyesi çiftçilerle yaptığı toplantının ardından referandum tavrını açıkladı. “Güçlü Türkiye” için “evet” oyu isteyenlerin yıllardır uyguladıkları tarım politikalarıyla çiftçiyi köleleştirdiklerini söyleyen atölye, aksine güçlü bir memleket, toprak ve ekinler için “Hayır” diyeceklerini ilan etti.

Halkevleri Ege Tarım Hakkı Atölyesi’nin açıklaması:

ÜRETEN BİZİZ YÖNETEN DE BİZ OLACAĞIZ

‘Güçlü Türkiye’ sloganı ile referandumda ‘Evet’ çalışması yürütenlere soruyoruz; yıllardır uyguladıkları tarım politikalarıyla çiftçiyi kendi toprağında köleleştirenler mi Güçlü Türkiye’yi kuracak olanlar?Yüksek tarım kredileriyle üreticiyi borçlandıranlar kim için ‘Güçlü Türkiye’ yaratacak? Binlerce tarım işçisinin kasalarda, güvensiz çalışma koşullarında ölmesine seyirci kalanlar nasıl bir ‘Güçlü Türkiye’ istiyorlar?Soruyoruz, Havamızı, suyumuzu, toprağımızı yabancı sermayeye peşkeş çekerek  memleket nasıl güçlenecek? Tam da güçlü bir memleket için, toprağımız için, ekinimiz için HAYIR!Biz tarım üreticilerini bir kez daha seçim kampanyası olarak kullanmalarına HAYIR!

Neden mi Hayır? Madde madde açıklıyoruz:

-Halkın malı olan KİT’leri, TEKEL, SEK, ET-BALIK, TÜGSAŞ, İGSAŞ, TZDK, TİGEM ve YEMSAN’I özelleştirerek yabancılara peşkeş çekenlere HAYIR diyoruz.

-Tarımsal destekleri kaldırarak üreticileri şirketlerin insafına terk edenlere HAYIR diyoruz.

-Çıkarılan yasalarla tohumlarımızı elimizden alan ve yabancı şirketlerin pahalı tohumlarına bizleri mahkum edenlere HAYIR diyoruz.

-Zeytincilik kanununda yapılan değişikliklerle zeytinliklerimizi talan etmeye hazırlananlara HAYIR diyoruz.

-Lüks yatlara verilen indirimli mazotun yanında dünyanın en pahalı mazotunu bizlere reva görenlere HAYIR diyoruz.

-Yüksek girdi maliyetleriyle her geçen yıl bizleri üretemez hale getirenlere HAYIR diyoruz.

-Ülkenin dört bir yanında yeşerme ihtimaline karşı her yıl 4 milyon ton buğdayı ithal edenlere HAYIR diyoruz.

-Bizleri sütten gelir elde edemez hale getirerek hayvanlarımızı kesmek zorunda bırakanlara Hayır diyoruz.

-Bir zamanların pamuk cenneti ülkemizi binlerce ton pamuk ithal etmek zorunda bırakanlara HAYIR diyoruz.

-Yoksul tütün üreticilerimizi yabancı şirketlerin sözleşmeleriyle köleliğe mahkum edenlere HAYIR diyoruz.

-Uyguladıkları tarım ve hayvancılık politikalarıyla azalttıkları hayvan varlığımız nedeniyle, halkımızı pahalı ve ithal ete zorunlu bırakanlara HAYIR diyoruz.

-Yabancı şirketlerin mısır şurubu üretimine verdikleri desteği pancar üreticisinden esirgeyenlere HAYIR diyoruz.

-ÇAY-KUR’U Varlık Fonu’na devrederek çay üreticisini yoksulluğa mahkum edenlere HAYIR diyoruz.

-Verimli topraklarımıza, tarlarımıza fabrikalar ve binalar yapılmasına olanak sağlayan yasaları çıkaranlara HAYIR diyoruz.

-Topraklarımızı acele kamulaştırmalarla elimizden alıp her yere Termik Santral, HES, RES dikenlere HAYIR diyoruz.

-Yabancı bankalardan aldığımız kredileri ödeyemeyerek topraklarımızı kaybetme pahasına tarım kredisi alabilmek için başvurduğumuz Ziraat Bankası’nın Varlık Fonu’na devredilmesine HAYIR diyoruz.

-Uluslar arası şirketlerin ve yerli işbirlikçilerinin ihtiyaçlarına göre oluşturulan politikalar sonucu ürün çeşitliliğimizin yok edilmesine HAYIR diyoruz.

-Daha çok verim için daha çok kimyasal kullanmaya zorlayan şirketlerin umursamazlığıyla topraklarımızın, sularımızın ve doğamızın kirletilmesine HAYIR diyoruz.

-Gıda güvenliğimizi hiçe sayarak bütün tarımsal sürecimizi şirketlerin eline teslim edenlere HAYIR diyoruz.

-Havamıza, suyumuza toprağımıza sahip çıkıyor, memleketin her karış toprağına gözünü dikenlere, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini karanlığa havale edenlere HAYIR diyoruz.

‘Güçlü Türkiye’ tüm yetkileri tek adama devrederek olmaz. Üreten biziz, yöneten de biz olacağız!