Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi, Ankara’da eğitim-bilim emekçileri ve basın mensuplarıyla bir araya gelerek 4+4+4 yasasını ve eğitim hakkı mücadelesinin önümüzdeki dönemini tartıştı
Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi’nin çağrısıyla Mülkiyeliler Birliği’nde “4+4+4’ü durduralım” kampanyası bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Eğitim ve bilim emekçileri ile basın mensuplarının katıldığı toplantıda 4+4+4 yasası ile ilgili bilgiler verilirken, Eğitim Hakkı Meclisi’nin 4+4+4’e karşı kampanyasının önümüzdeki dönemine dair tartışmalar yürütüldü.
Toplantıya Halkevleri Danışma Kurulu ve Eğitim Hakkı Meclisi üyelerinden Doç. Dr. Hasan Hüseyin Aksoy, Prof. Dr. Nejla Kurul, Dr. Fevziye Sayılan, Ar Gör Eylem Türk, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim görevlisi Mustafa Durmuş, Halkevleri Danışma Kurulu üyeleri Ali Yiğit, Süleyman Deniz, Eğitim-Sen MYK üyesi Betül Öztürk Korkut, DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Kani Beko, Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu üyesi Özgür Tüfekçi, Demokratik Dayanışma Hareketi Genel Başkanı İrfan Gürler ve yönetim kurulu üyeleri, Türkiye Barolar Birliği temsilcileri, Akşam gazetesi yazarı Nihal Kemaloğlu, Fox Haber Ankara Temsilcisi Sedat Bozkurt, Kanal D televizyonundan Gamze Dondurmacı, Cumhuriyet gazetesinden Sinan Tartaroğlu, Sabah gazetesinden Safure Cantürk katıldı..
4+4+4 her tür bilimselliğe aykırı
Toplantıda açılış konuşmasını yapan Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı <b>Samut Karabulut</b>, 4+4+4 karşısında yürütülen mücadele sürecini aktardı. Battalgazi Mahallesi’nde yaşanan olayları da anlatan Karabulut, daha sonra sözü eğitim ve bilim emekçilerine verdi.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim görevlisi Nejla Kurul, yasayı incelediklerinde hayretler içerisinde kaldıklarını, bu düzenlemelerin çocukları ilerleten değil, gerileten bir içeriğe sahip olduğunu belirtti. 6 ay içinde bir eğitim düzenlemesinin yapılamayacağının altını çizen Kurul, eğitim hakkı mücadelesini desteklediklerini ifade etti.
Fevziye Sayılan, yasanın en doğrudan etkilediği kesimin kız öğrenciler olduğuna dikkat çekti. Eski eğitim sistemlerinde kız öğrencilerin okullaşma oranlarına dair bilgiler sunan Sayılan, ilk 4 yıldan sonra okullaşma oranlarında düşüşün yaşanacağını söyledi. Şerif Mardin’in “Öğretmen imama yenildi” sözlerini hatırlatan Sayılan, öte yandan yasa karşısında yürütülen mücadele ile insanlara cesaret geldiğini, AKP’nin “sarsılmaz” hegemonyasına karşı geniş ve güçlü bir muhalefet örülebileceğini dile getirdi.
Okul öncesi eğitimi konusunda çalışmaları bulunan Eylem Türk 60 aylık çocukların okula başlamasının yaratacağı sorunları tek tek sıraladı ve bu yaştaki çocukların okula başlamasının büyük sakıncalar içerdiğinin altını çizdi. Türk, son çıkan haberler ile birlikte 60 ve 83 aylık çocukların aynı kitabı okuyacağını, bir diğer yandan üniversitelerdeki eğitimci geliştirme programlarında herhangi bir değişiklik yapılmadığına dikkat çekti.
Hasan Hüseyin Aksoy ise 4+4+4 düzenlemesi henüz bakanın ağzından ilk çıktığında “Bu yasaya karşı mücadele etmemiz gerek” dediklerini hatırlattı. Yasanın hemen hemen her maddesinin piyasanın ihtiyaçlarına göre düzenlendiğini vurgulayan Aksoy, ”4+4+4 ile tüm toplumsal yapıyı hallaç pamuğu gibi atmak, ancak otoriter bir rejimde mümkün olabilirdi” dedi. Aksoy, okula başlayanların ilk bir sene oyun öğretimine tabi olacağını, 4. sınıftan sonra da mesleki eğitime yönlendirileceğini ifade etti ve esasen temel eğitimin 3 yıla düştüğünü kaydetti.
Mustafa Durmuş da bir iktisatçı olarak yasayı değerlendirdi. 4+4+4’ün neoliberal projenin bir parçası olduğunu söyleyen Durmuş, Tarık Ali’nin “Kamusal alanın tasfiye edilmesinden sonra ortaya çıkacak boşluğun doldurulması gerekliydi” sözlerini hatırlattı ve yasanın gerici yanına değindi.
AKP yönetemiyor, medya görmüyor
Öğretim görevlilerinin görüşlerinin ardından DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Kani Beko sözü aldı. Beko, TBMM’de işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yasa çalışmaları başladığında umutlandıklarını ancak ortaya hayal kırıklığı çıktığını, “genç işçiler” kavramıyla yasayla çocuk işçiliğinin önünün açıldığını anlattı. Beko, çocuk ve genç işçiliğini teşvik eden 4+4+4’ün hayata geçmesi halinde iş kazalarındaki genç ölümlerinin artacağını dile getirdi.
Fox Haber Ankara Temsilcisi Sedat Bozkurt ise konuşmasında yasal düzenlemeler karşısında medyanın konumunu ele aldı. Medyanın halktan kopuk olduğunu söyleyen Bozkurt, “Medya sorunları ortaklaştırmak ve ortadan kaldırmak için kullanılacak bir araç. Ama böyle kullanılmıyor” dedi.
’Eğitim hakkı örgütüyüz’
Değerlendirmelerin ardından Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay, eğitim hakkı mücadelesinin önümüzdeki dönemdeki programını aktardı. Günay, yasaya karşı medyaya yansıyan tepkilerin çok daha fazlasına tanık olduklarını söyledi. Halkevleri’nin eğitim hakkı mücadelesini yıllardan bu yana yürüttüğünü, o nedenle eğitim hakkı mücadelesinde doğrudan adres haline geldiklerini kaydetti.
Günay, Halkevleri’nin bu günden itibaren eylem ve mücadele programını şöyle açıkladı:
“*Yarın (8 Eylül) dört koldan Kızılay’a yürüyeceğiz. Oradan da Battalgazi’de yaşanan saldırıyı Milli Eğitim Bakanlığı önünde protesto edeceğiz. Çünkü Battalgazi’deki saldırının sorumlusu doğrudan Ömer Dinçer’dir.
* 10 Eylül’de bulunduğumuz her yerde 72 ayın altındaki çocukların okula gitmemesi için okul önlerini eylem alanına çevireceğiz.
* 15 Eylül’de öğretmenler, veliler ve öğrenciler olarak tüm emek ve meslek örgütlerinin katıldığı mitingde olacağız.
* 17 Eylül’de okula başlayacak olan öğrencilerin resmi törenlere katılmaması çağrısında bulunacağız ve yine okul önlerinde olacağız.
* İmza kampanyamızı ilerleyen günlerde de sürdürecek ve meclisin açıldığı tarihte ülkenin dört bir yanında topladığımız imzaları meclise ileteceğiz.
* Yasanın ortaya çıkardığı tüm sorunlara müdahil olacak, Eğitim Hakkı Meclisi’ni okul okul öreceğiz, büyüteceğiz”.
Eğitim-Sen MYK üyesi Betül Öztürk Korkut ise kısa bir konuşma yaparak AKP’nin büyük bir sancı yaşadığını dile getirdi. Korkut, AKP’nin 1 Mart ve kürtaj yasası gibi gündemlerde de sancı yaşadığını ve geri adım attığını hatırlattı; benzer bir sancının içinde olduklarını vurguladı. Korkut, Eğitim-Sen’in de 15 Eylül’den sonra her okulu direniş alanına dönüştürmek için mücadele edeceğini açıkladı.
Akşam gazetesi yazarı Nihal Kemaloğlu, 4+4+4’ün AKP’nin 2023 hedefinin bir parçası olduğunu, bu hedefin bir diğer unsurunun da Ulusal İstihdam Stratejisi olduğunu belirtti. Kemaloğlu, yasayı sadece gericilik karşıtlığı ile ele almanın bu yanı gözden kaçırmaya yol açacağını, hedeflenen şeyin gelecek tüm neslin güvencesiz, esnek çalışma ortamına mahkum edileceğini anlatmak gerektiğini ifade etti.
Etkinlikte son sözü ise Demokratik Dayanışma Hareketi adına Ensar Kılıç aldı. Kılıç da Köy Enstitüleri ve Halkevleri’nin bu ülkenin tarihindeki yerine dikkat çekti. Kılıç, "Bu masada doğru insanlar oturuyor. Hep birlikte meydanda olacağız ve birlikte mücadele edeceğiz" dedi.
Etkinliğin sonunda Samut Karabulut tekrar söz aldı. 4+4+4’e yürütülen mücadelenin öneminin tüm değerlendirme ve aktarımlar sonucunda tekrar ortaya çıktığını söyleyen Karabulut, herkesi 15 Eylül’de yan yana olmaya ve gerici, piyasacı, ırkçı, cinsiyetçi yasayı durdurmaya davet etti.