Eğitim Hakkı Anasayfa

Emekli öğretmenler görev başına!

Cu, 07/08/2009 - 01:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Bugün ülkemizin geldiği nokta, bizler açısından kabul edilir bir durum olamaz. Tüm yaşam alanları sermayenin daha fazla kar etmesi için yeniden düzenlenirken, halkın dayanakları tümüyle ortadan kaldırılıyor. Toplum baştan aşağı gerici bir kuşatma ile teslim alınmaya çalışılıyor. Bu teslim alma sadece eğitimde-sağlıkta müşteri haline dönüştürülerek sosyal haklarımızın budanması ile sınırlı kalmıyor. Esen rüzgâr, her şeyi tersyüz eden bir hızla tüm değerlerimizi aşındırıyor; yerine itaat etmeyi, bireyselliği ve yılgınlığı egemen kılıyor. Böyle giderse ne yazık ki okullarımızda bilimden ve çağdaşlıktan söz etmek büyük bir suç olarak ele alınacaktır. Bugünden, oturup kalkmamızdan yiyip içmemize, giyim kuşamımızdan gezip tozmamıza dek, çağdışı bir yaşam biçimi bizlere dayatılıyor. En acısı çocuklarımız ve torunlarımız – belki de düşünmek bile istemediğimiz – İran benzeri bir ülkenin insanları olacak. Söylediklerimiz abartı değil. Son çeyrek yüzyılda yukarıdan aşağıya yerleştirilen ırkçı, şoven ve gerici politikalar toplumun bütün katmanlarına nüfus etmiş bulunuyor.

Değerli arkadaşlar,

Bu yaşananlar bizim kişiliğimizle çelişen gelişmelerdir. Hiçbir yönden örtüşmemiz mümkün olmadığı gibi sessiz kalmamız da düşünülemez. Geçmiş süreçlerde birer neferi olduğumuz özgürlük ve demokrasi mücadelesinde, birlikte birçok kez imkânsızı başardığımızı biliyoruz. Bizler 12 Mart yenilgisinden TÖB DER’i, 12 Eylül enkazından Eğitim İş, Eğit Sen, Eğitim Sen’i yaratmış insanlarız. Bugün ülkemizde ilericilik adına, çağdaşlık adına atılan adımlarda demokratik öğretmen hareketi içersinde verdiğimiz mücadelenin yeri büyüktür.

Geldiğimiz günlerde belki biraz yorulduk, belki kimi yaşananlar hevesimizi kaçırdı. Ama bu elverişsiz koşullara karşın geçmişten getirdiğimiz değerlerin bütün sıcaklığıyla kor gibi içimizde yattığına inanıyoruz.

Bizi şahsen Jack London’un “Meksikalı Devrimci Öyküsü” yüreklendiriyor. Toplumsal gerçekçi bir sanatçı olan Jack London Amerika gibi bir ülkede sanatını halka, sınıflar mücadelesine adayan bir yoldaşımızdır. Öyküde, Meksika’nın bir kentinde bir bölgede devrimci bir örgütlenme yaratılmaya çalışılıyor. Herkes mücadelenin bir ucundan tutuyor. Bu çabaya katılan bir işçi var. Çok ileri sorumluluklar yüklenmeye birikim ve zamanı uygun değildir. Sadece haftada bir toplantılara katılabilmektedir. Bu edilgenlik işçi arkadaşı içten içe üzmektedir. En son bir şey yapmanın, mücadeleye bir katkı sunmanın arayışı içerisine girer. İşinden artan zamanlarda ek bir iş bulur. Bir boksöre paravanlık yaparak ek gelir elde eder. Ve bu geliri haftada bir katıldığı devrimci çalışmaya sunar, içi rahat eder.

Her birimiz değişik zeminlerde farklı çabalar içinde olsak da ülkemizin Meksikalı Devrimcisi olabiliriz. Kendi konumumuza uygun bir üretkenlikle, barış, eşitlik ve özgürlük mücadelesinde açılmak istenen kanala bir damla su da biz katabiliriz.

Bugün, Halkevleri’nin geliştirdiği ve yürüttüğü mücadele zeminlerinde, bizler gibi insanların deneyim ve birikimine son derece gereksinim var. Çoğunlukla gençlerin ve kadınların omuzladığı Halkevci çalışmaların bizlerin katkı ve katılımlarıyla derinlik kazanacağına inanıyoruz. Böylesi bir buluşma sağlandığında Halkevleri’nde nitel ve nicel yönden önemli bir zenginliğe ulaşılacaktır.

Halkevleri’nin bugün yürüttüğü çok yönlü mücadele ve önüne koyduğu çalışmalar, herkesin  uzmanlığına ve yeteneğine uygun kendini ifade etme zeminleri sunuyor. Halkevleri’nde okuma-yazma ve destek kursları dâhil, hemen her konuda yardımlaşmaya, dayanışmaya hasret yoksul halk var. Onlarla birlikte bir çay içmek, sohbet etmek bile çok anlamlıdır. Burada herkesi Halkevci yapmak gibi bir niyet taşımadığımızı içtenlikle belirtmek isteriz. Böylesi bir çabaya katılacak emekli öğretmenlerin Halkevleri’nde yürüyen mücadelelerin ileri safhalarında yer almalarını ise hiç amaçlamıyoruz. Halkevleri’yle kuracağımız sıcak bir ilişki bile AKP’nin topluma yaydığı gericiliğin karşısına ilericiliğin kalkanının dikilmesinde önemli bir güç yaratacaktır. Çağdışı, sömürücü politikalara karşı halkın taleplerini öne çıkaran mücadelede muhakkak bizim de bir çift sözümüz vardır.

Sistem emeklileri yoksullaştırmakla kalmıyor üstüne üstlük onları devre dışı bırakan ve atıllaştıran bir politikayı dayatıyor. Sistemin bu insanlık dışı dayatmasına inat üretken olmak, bugüne dek olduğu gibi yaşamla olan bağımızı insanlığın geleceği için daha güzel işler yapma yönünde seferber etmek bizlere yakışan davranış olacaktır. Bu ülkenin gerçek öğretmenlere aydınlara gereksinimi vardır. Öğretmenlik mesleği doktorluk gibi emekli olunamayacak, her koşulda etkinliğini ve üretkenliğini sürdürecek bir meslektir. Öğretmenlik mesleğinin bu misyonunu ve toplumun gereksinim duyduğu yol gösterici ve aydınlatmacı görevimizi Halkevleri’nde birlikte yerine getirebiliriz.

Cehalet içerisine düşürülen, yoksulluğa mahkûm edilen halka sahip çıkabilmemizin mekanlarından biri Halkevleri’dir. Halkevleri’nin gericiliğe karşı yürüttüğü mücadelede “karanlığa karşı bir mum” da biz yakabiliriz. Halkevleri, üç çeyrek yüzyılı aşan zengin tarihi ile her dönemde ilerici, laik, çağdaş bir dünya kurmak isteyenlerin adresi olmuştur. Bugün nerede olursak olalım, ne tür bir uğraş içersinde bulunursak bulunalım hepimizin demokrasi mücadelesinde bir gün yolumuz muhakkak Halkevleri’ne uğramıştır. Halkevleri’nin bu misyonu hiç değişmedi ve hala bu işlevini önemle koruyor.

Saygılarımızla…

                                                                                                               

Halkevleri Emekli Öğretmenler Meclisi

Eğitim Hakkı Komisyonu

(İsmet Yalçınkaya, Şule Ünsaldı,

Tahsin Doğan, Ziya Gül, Kenan

 Sarısaltuk, Abdullah Aydın)


Halkevleri Genel Merkezi
Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 312-4193207 Eposta: [email protected]
Bağışlarınız için; İş Bankası (Ankara) Meşrutiyet Şubesi 785989 nolu hesap