Emperyalizme, faşizme ve gericiliğe karşı 2 Temmuz'da alanlara!

Çar, 14/06/2006 - 01:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Tarih 2 Temmuz 1993. Sivas’ta Pirsultan Abdal Kültür Derneği’nin dördüncüsünü düzenlediği Pir Sultan Abdal Şenlikleri yapılıyor. Ve bu şehirde bu tarihte Madımak Oteli’nde 37 canımız diri diri yakılıyor. Yakılan insanlar bu ülkenin aydınlık yüzü, onuru. Devlet ise polisiyle, askeriyle, DYP-SHP hükümetiyle, yani hep birlikte seyrediyor.

Dönemin Sivas belediye başkanı yatıştırmak için yaptığı konuşmada kitleyi şu sözlerle kışkırtıyor; “Bir defa şöyle bir fatiha okuyalım. Sonra şunların ruhuna el fatiha diyelim”

Katliam devlet tarafından seyredildiği gibi olayların sorumluları, kışkırtıcıları, görevini ihmal eden ve kötüye kullanan devlet görevlileri cezalandırılmıyor.

Ve 2 Temmuz tarihe kara bir sayfa olarak geçti. 2 Temmuz’da yakılan insanlarımız özgürlük ve demokrasi mücadelesinde hiç unutulmayacak değerlerimiz oldu.

Bu gün Sivas katliamının üzerinden neredeyse 15 yıl gibi bir zaman geçti. O günden bu güne 37 canımıza kıyan zihniyet ülkeyi yaşadığımız karanlık döneme taşıdı. Maraş’ta, Çorum’da

Sivas’ta din elden gidiyor diye beşikteki bebeğe bile acımayan yobaz-gerici faşistler bu gün hala linç tezgahları kurguluyorlar. Geçen yıl Mersin’de Trabzon’da “bayrak yakılıyor” yalanıyla insanlarımız güvenlik güçlerinin denetiminde linç edilmeye çalışılıyor ve linç etmek isteyen faşist gericilere emniyet müdürleri teşekkür ediyor. Yani ülkemizin bağımsızlığı, eşitlik ve özgürlük için mücadele edenlerin karşısına tıpkı geçmişte olduğu gibi bu günde aynı maşalar çıkartılıyor.

Halkın yoksullukla mücadele, parasız eğitim parasız sağlık, eşitlik, özgürlük gibi taleplerde birleşmesini istemeyen egemenler kendi iç çekişmelerine ve kirli ilişkilerine halkı da en gerici biçimlerle taraf etmeye çalışıyorlar. Son olarak Şemdinli ve Danıştay saldırısından beri yaşadığımız gelişmeler bunun en açık göstergesidir. Her gün yeni bir kirli ilişki pislik ortaya çıkarken bu kirli ilişkilerin baş oyuncuları mahkeme önlerinde aydınlara karşı linç tezgahlamaya çalışıyorlar.

Halk, toplumsal yaşamı felç edebilecek tehlikede olan Türk-Kürt, Şeriatçı-Laik gibi kamplara bölünmek isteniyor.

Peki halkın laik-şeriatçı, Kürt-Türk diye bölünmesi kimin işine yarıyor. Elbette en başta Ortadoğu’yu kendi çıkarlarına göre düzenlemek isteyen ABD emperyalizminin. ABD önümüzdeki dönem İran’a yapacağı olası bir saldırıda Türkiye egemenlerinden tam teslimiyet ve eksiksiz hizmet beklemektedir. İşbirlikçilerin ABD’ye tam teslimiyeti istenirken aynı zamanda halk da gerici saflaşmalarla birbirine kırdırılmaya çalışılmaktadır.

Evet 2 Temmuz tarihimizde kara bir leke, hala içimizi sızlatan kara bir gündür. Ama aynı zamanda acı bir uyarıdır. Milliyetçiliğe, ırkçılığa, şeriatçılığa ve faşizme karşı ve onların siyasal aktörlerinin saflarına karşı halkın barıştan, özgürlükten ve insanca bir yaşamdan yana taleplerini örgütlememizin aciliyetini gösteren  bir uyarı! Bu gün ülkenin gerçek sahipleri olan bizlerin halkı gerçek talepleri için tek bir safta toplamak en acil görevidir. Bu karanlık ve gerici kuşatma ancak böyle bir mücadele ile aşılabilir.

Halkevleri bu yıl 2 Temmuz Sivas Katliamı’nı bu bilinçle anacak. Bu çerçevede İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok ilde gerçekleştirilecek mitingler, anmalar ve çeşitli etkinlikler için hazırlıklar başladı.  İstanbul ve Ankara’da tertip komitesinde Halkevleri’nin de olduğu mitingler yapılacak. Mitinglerin dışında Halkevleri bulundukları tüm yerlerde 2 Temmuz’u anan etkinlikler gerçekleştirecekler.

SİVASI UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ!

KAHROLSUN IRKÇI-ŞERİATÇI-FAŞİST CEPHE YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!