30 Mayıs tarihinde Eskişehir Demokratik Kadın Platformu (EDKP) kürtaj hakkını savunduğu için polis şiddetine maruz kalan ve haklarında dava açılan kadınlarla dayanışmak için adliyedeydi. Başbakanın “her kürtaj bir Uludere’dir” sözünü protesto etmek istemesi sonucu polis şiddetine maruz kalan ve haklarında 2911 nolu toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet, polise mukavemet ve görevini yaptırmamak gibi gerekçelerle dava açılan 55 kişinin ilk duruşması 20 Aralık günü Eskişehir Adliyesi’nde görüldü.
Duruşma öncesi bir araya gelene EDKP üyeleri, KESK merkez yönetiminden kadınlar, Halkevleri Genel Merkez yöneticilerinin de aralarında bulunduğu kadınlar basın açıklaması gerçekleştirerek açılan davanın içeriğiyle ilgili kamuoyunu bilgilendirdiler. Basın açıklamasını okuyan Aslı Öğüt açıklamada şunları söyledi: “Kadın cinayeti, tecavüz, şiddet ve baskı haberlerini almadan geçirdiğimiz tek bir günün bile olmadığı şu günlerde en temel taleplerin dahi baskı altına alınmaya çalışılması örgütlülüğümüzü engellemeyecektir. Biz kadınlar üzerimizde kurulmaya çalışılan baskıya karşı hep birlikte karşı durabileceğimizi biliyoruz. Bu gün burada görülmeye başlanan dava bizim için asla bir son değil tam tersi yeni bir mücadele programının başlangıcıdır. Bu davayı sahiplenmek kürtaj hakkını sahiplenmektir.”
Basın açıklamasının ardından Halkevleri Kadın Sekreteri Dilşat Aktaş “AKP’nin gerici, kadın düşmanı kürtaj açıklamasını yaptığı ilk günden beri Eskişehirli kadınlar gibi bizler de sokaklardayız. Tayyip Erdoğan ve AKP’liler bilsin ki; ağızlarından çıkan her kadın düşmanı söylemde bizleri karşısında bulacak. Üreme sağlığı yasasının tekrardan tartışıldığı şu günlere kürtaj hakkına sahip çıkan biz kadınlar bugünden sonra da sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Bu hukuksuz yargılamada Eskişehirli kadın arkadaşlarımızın yanındayız” dedi.
Kültür Sanat Sendikası Genel Merkez Kadın Sekreteri Deniz Özsaygın ise yaptığı açıklamada “kürtaj hakkının çok uzun yıllardır mücadele edilerek kazanılan bir hak olduğunu ve bu hakkın ellerinden alınmasına karşı kadınların bugünde mücadele etmesinin en doğal ve yasal hakkı olduğunu biliyoruz ve arkasındayız” dedi.
Ayrıca Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, KESK Genel Merkez yöneticilerinden Ali Berberoğlu, Ali Kılıç, SES Genel Merkez Denetleme Kurulu üyesi Hülya Kaygusuz, ve BTS Genel Merkez Kadın Sekreteri Alev Emre de bu davada kadınları yalnız bırakmadı.
Duruşma saat 14.00’da başladı. İçerisinde 3 avukatın ve 55 kişinin (48 kadın 7 erkek) sanık sıfatıyla yargılandığı davaya İstanbul, Ankara, Antalya ve Eskişehir Barosu’ndan yaklaşık 20 avukat katıldı.
Dava hukuksuzluklarla dolu!
Kamu malına zarar verme ve polise mukavemet suçuyla yargılanan kadınların büyük çoğunluğu ve 4 çevik kuvvet memuru duruşmada hazır bulunmasına rağmen hâkim birçok kişiye ve avukatlara dahi söz vermek istemezken polis memurları savunma verirken savunmalarını düzelterek mağdur onlarmış gibi gösterilmeye çalışıldı. Kadınlara fiziki ve sözlü tacizde bulunan çevik kuvvet polisi Necmettin Sami’yi duruşma salonunda teşhis ederek savunmalarında bunu ifade eden kadınların savunmasına bu yazılmak istenmedi.
Eylem günü eylemde bulunmayanlara bile dava açılmış, hâkime “o gün orada değildim” denmesine rağmen hakim ısrarla bir trans bireye “bu resimdeki sana çok benziyor ama” diyerek suçlu ilan etmeye çalışmıştır. Bu nedenle salonda zaman zaman gergin anlar yaşandı. 4 saat süren mahkeme 14 Mart 2013 gününe ertelendi.
Dava çıkışında avukatlara adına açıklama yapan avukat Esra Başbakkal Kara davayla ilgili şunları söyledi: “Özellikle AHİM kararlarına vurgu yaparak açılan davaların hukuksuz olduğunu söyledik ve bu yüzden bu davadan derhal beraat istedik. Aynı zamanda yürüyüşün yasal olmadığını iddia eden Emniyet Şube Müdürü o gün eylemin başından sonuna kadar kadınların yanında olmasına rağmen böyle bir uyarı yapmamış, bunun içinde diğer duruşmaya Emniyet Şube Müdürünün de gelmesini istedik ancak ne bu talebimiz ne de beraat talebimiz kabul edilmedi.”
Yapılan açıklamaların ardından kadınlar davanın takipçisi olarak bunu tüm kamuoyuna duyurmak için 14 Mart günü yine adliye önünde olacaklarını söyleyerek eylemi sonlandırdılar.