Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Gezi sürecinde greve katıldıkları için ceza alan araştırma görevlileriyle ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında saldırının sadece 8 araştırma görevlisine değil, eşitlik ve özgürlükten yana olan herkese yönelik olduğu söylendi
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Haziran İsyanı sırasında 4-5 Haziran’da gerçekleştirilen greve katıldıkları için 11 araştırma görevlisine soruşturma açılmıştı. Eğitim Sen soruşturma sonucunda 8 kişiye disiplin cezası verilemesi ile ilgili bugün (17 Şubat) İletişim Fakültesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamaya KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay; CHP milletvekilleri Şafak Pavey, Aykut Erdoğdu; HDP Milletvekili Levent Tüzel, HDP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayları Sırrı Süreyya Önder ve Pınar Aydınlar ve öğrenciler ile Halkevleri de katıldı.
Verilen konserden sonra okula girmek isteyen bazı öğrenciler, başka fakülteden geldikleri gerekçe gösterilerek okula alınmadı. Öğrenciler, güvenlik engeli nedeniyle okula giremezken, güvenlik görevlileri öğrencileri kameraya kaydetti.
Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı İsmet Akça yaptığı basın açıklamasında, üniversitelerin varlık nedenini ortadan kaldıran disiplin yönetmeliğini kabul etmediklerini söyledi. Akça “Üyelerimize verilen iki yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, Ethem Sarısülük’ün katiline de verilerek muktedirlerin yanında saf tutmayanlara duyulan kin ve nefret apaçık ortaya koyulduğu, Gezi Direnişi'nin yarattığı mirasa bir kez daha saldırıldığı için buradayız!” dedi.
Akça ülke gündemine de göndermeler yaptığı açıklamasında, ” ‘Alo Fatih’ ifadesini emir addedip, toplumun yalansız, dolansız bilgi edinme hakkını gasp edecek gazeteciler yetişmesin, yükseköğretim niteliksizleştirilmesin diye buradayız!” diye konuştu.
İktidarın asıl saldırısının sadece 8 üyelerine olmadığını ve eşitlikten, özgürlükten, adil ve demokratik bir yaşamdan yana tavır koyan herkese karşı olduğunu ifade eden Akça, “Fişleme, mobbing, etnik-siyasi ayrımcılık gibi konularla sık sık gündeme gelen, Ekşisözlük’te kendisini eleştiren öğrenciyi tespit ettirip, 6 ay okuldan uzaklaştırma cezası veren, dekanlığın uygulamalarını eleştiren öğretim üyelerine açıkça fiziksel şiddet uygulayan, bir doçenti kendi işyerinde korumayla dolaşmak zorunda bırakan, bir tutuklu öğrencinin selam gönderdiği öğretim görevlisi hakkında tutanak tutan, yüksek lisans ve doktora mülakatlarında jüri üyelerine ‘anahtar liste’ vererek daha önce fişlediği solcu ve bilhassa Kürt öğrencilerin alınmasını engelleyen, öğretim görevlisi odalarını boşaltıp sivil polis odası yapan, fakültede yaşananlar hakkında haber yapan gazetecileri sosyal medyadan provokatörlükle, işbirlikçilikle suçlayan, fakültenin eski dekanı, değerli bilim insanı Prof. Dr. Ünsal Oskay’ı anma toplantısına izin vermeyen Yusuf Devran gibi bir dekanın yönettiği fakültede özgür bilim ve özgür düşünce var olabilir mi?” diye sordu.
Eylemde şu talepler vurgulandı: