Halkevleri’nin düzenleyeceği Halkın Hakları Forumu öncesinde Güvenceli Çalışma Hakkı Atölyesi İstanbul’da bir ön toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya sendika uzmanlarının yanı sıra çeşitli işkollarından işçiler de katıldı
İstanbul Tabip Odası’nda gerçekleştirilen toplantı, Forum Sekreteryası Umar Karatepe’nin konuşmasıyla başladı. 87 kişinin katıldığı toplantıda sosyal politika, çalışma ekonomisi ve iş hukuku uzmanı Atilla Özsever moderatörlük yaptı. Toplantıda ilk sözü DİSK İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Uzmanı Tevfik Güneş aldı. Güneş, AKP’nin Ulusal İstihdam Stratejisiyle başladığı süreçte çalışma yaşantısını esnekleştirecek olan Torba Yasa Tasarısı’na değindi. Güneş, Torba Yasa Tasarısı’na karşı tüm konfederasyonların birlikte mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Güneş’in ardından Eğitim-Sen üyesi Aziz Yılmaz, AKP’nin kamu emekçilerine yönelik hak gasplarını ve kamu çalışanlarının bu saldırılara karşı mücadele etmesi gerektiğini belirtti. Yılmaz’ın ardından hamile olduğu için işten çıkarılan sosyal hizmet emekçisi Aysel Polat söz aldı. Polat, yaşadığı süreci anlattı ve doğumunun yaklaştığını; ancak doğumundan sonra yaşadıklarını bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuracağını söyledi. Birleşik Metal-İş adına yapılan konuşmada direnişlerden deneyimler aktarıldı.
Yapılan konuşmaların ardından oturumun ikinci bölümünde işçiler söz aldı. İlk söz, direnişte olan taşeron PTT işçilerinin oldu. PTT işçileri adına yapılan konuşmada direniş ile ilgili bilgi verilirken, direnişe destek çağrısı yapıldı. Sabiha Gökçen Havaalanı’nda Hava-İş’e üye olduğu için işten çıkarılan ve işe iade davası açan İSG işçileri adına yapılan konuşmada İSG’deki süreç ve gelişmeler aktarıldı. Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği adına yapılan konuşmada çağrı merkezi çalışanlarının yaşadıkları sıkıntılara değinildi. Çağrı Merkezi çalışanlarının asgari ücretin altında bir ücretle çalıştırıldığını ve çağrı merkezlerinin son yıllarda Anadolu’da da giderek yaygınlaştığı belirtildi. Çağrı merkezi çalışanlarının belirli bir işkolu olmadığının vurgulandığı konuşmada, bu alanda bir sendikanın olması gerektiğine vurgu yapıldı. Eğitim-Sen Güvencesiz Öğretmenler Komisyonu adına ve Ücretli Öğretmenler adına yapılan konuşmalarda öğretmenlerin değişik biçimlerde (aylık, haftalık, ders başına, öğrenci başına) ücretlendirildiği ve sigortalarının tam yatırılmadığı ifade edildi. Direnişlerini kazanan Sapphire işçileri adına yapılan konuşmada inşaat işçilerinin örgütlenmesi gerektiği ifade edildi ve tüm sendikalara çağrı yapıldı. Enerji işçileri, 2010’un Aralık ayında Gaziosmanpaşa’da yaşadıkları direniş deneyimini anlattı ve birlikte hareket etmenin ve ortak mücadelenin önemine değindi. Set işçileri adına yapılan konuşmada set işçilerinin ağır çalışma koşullarından bahsedildi. İşverenin sürekli değiştiğini ve bu şartlar altında haklarını savunmanın giderek zorlaştığının belirtildiği konuşmada bazı set işçilerinin kendisini işçi olarak görmemesinin de bir sorun olduğu ifade edildi. Dev Sağlık-İş üyesi Fatma Çelik, Okmeydanı Hastanesi’ndeki direnişi anlatırken Kartal Koşuyolu Hastanesi’nden taşeron sağlık işçisi Ziya İncedere de direnişlerini nasıl kazandıklarını anlattı. Dev Sağlık üyesi bir işçi de asgari ücretin insanca yaşanacak bir ücret olması talebiyle gerçekleştirdikleri eylemleri anlattı. Politeknik’ten Burak Ergene işsiz ve güvencesiz mühendisler adına yaptığı konuşmada, mimar ve mühendislerin giderek güvencesiz hale geldiğini, mimar ve mühendisler olarak büyük bir yıkımla karşı karşıya olduklarını belirtti.
Yapılan konuşmaların ardından Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ‘çalışma’nın egemenler açısından bir piyasa konusu haline getirildiğini; emekçiler açısındansa yaşama hakkıyla eş hale geldiğini belirtti. Emeğin her alanının piyasalaştırıldığına dikkat çeken Çerkezoğlu, emek mücadelesinin hak mücadeleleriyle paralellik arz ettiğini ifade etti. Çerkezoğlu, kazanılan direnişlerin fiili mücadeleyle kazanıldığını ve eski tip sendikal anlayışın mevcut piyasalaştırma ve emeğe yönelik saldırılara karşı etkili olamadığını söyledi. İstihdam biçimlerinin farklılaştığına değinen Çerkezoğlu güvencesizliğin işçi sınıfı açısından türdeşleşmeye başladığına değindi. Güvencesizliğe karşı mücadelede asgari ücretin önemine değinen Çerkezoğlu, asgari ücretin en büyük toplumsal iş sözleşmesi olduğunun altını çizdi ve asgari ücret tespit sürecinin tüm toplumu ilgilendirdiğini söyledi.
Çerkezoğlu, sendikalı-sendikasız tüm emekçilerin güvencesizleştirmeye karşı mücadele etmesi gerektiğini söyledi ve 2011 yılında 1 Mayıs öncesinde güvencesizleştirmeye karşı büyük bir eylem yapılmasını önerdi.
Çerkezoğlu’nun konuşmasının ardından toplantı sona erdi. Bu toplantıda ortaya çıkan öneriler Ankara’da yapılacak olan Halkın Hakları Forumu Güvenceli Çalışma Atölyesi’ne sunulacak