Maraş Pazarcık'ta Alevilerin yaşadığı bölgeye yüzyıllardır süren Alevi asimilasyonu projesinin uzantısı Afad kampıyapılmasına karar verilmiş ve projeye karşı bir direniş başlatılarak Maraş Yaşam Platformu kurulmuştu. Bizler de Ankaralı Halkevciler olarak Meclis'e seslerini duyurmaya gelen Pazarcıklılarla buluştuk. Halkevleri ve Halkevci Kadınlar olarak Aşağıterolar Sivricehöyük Köyünden Ayşegül Taş ve Veli Deliter ile bir röportaj gerçekleştirdik.
İlk olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Biz büyük çoğunluğu kadınlar olan bir toplamla Maraş'tan buraya geldik.
Baştan beri kadınlar direniyor hep en önde direnen kadınlar direnişi yükseltir.
Öncelikle hoşgeldiniz. Bugün neden ve nasıl geldiğinizi anlatabilir misiniz?
Ayşegül: Şöyle bir endişemiz var; kamp alanı yaşam alanımıza çok yakın bir yere kurulacak. Nasıl insanların geleceklerini bilmiyoruz. Işidden mi gelecekler herhangi benzer bir örgütten mi gelecekler bilmiyoruz. Bu konuda endişelerimiz var. Gelen insanlar kimliksiz bu insanlar. Onun dışında mera alanımızda bizler ve çevre köylerin çoğu geçimini hayvancılık ve tarımdan sağlıyor. Şu an meramızı katlediyorlar. Hayvanlarımız için otlak alanımız kalmadı. Belirgin şeylerden biri de inşaat alanı devam etmekte şu an. İçme sularımız kirlendi. Su kesintileri yaşanıyor. Köyün aşağısından geçen yerde dere var. O dereden hayvanlarımız su içiyor ve pek çok hayvan hastalığa yakalandı. Bu kamp alanına mülteciler geldikten sonra daha yaşamsal olarak daha kötü şeyler olacak. Hem onlar için hem de bizim için yaşam kalitesi düşecek. Kültürel erozyon yaşanacak. Bu kamp alanı köyümüze 500 metre civarı uzaklıkta. Biz özellikle en yakın köy olarak Sivricehöyük Köyü olarak. Yaşayış biçimlerimiz yaşam şartlarımız farklı. Birbirimizden çok farklıyız kültürel olarak.
Veli: O bölgede 16 tane alevi köy var. Oraya kurulacak bir kamp bölgeyi etkileyecektir. Şu açıdan da önemli; Pazarcık nüfusu 30 bin ve 16 bin metrekare alana sahip. kurulacak kamp alanı ise 370 bin dönüm ve 30bin insan yerleştirilecek. Bu uygulama insani açıdan da çok kötü. İnsanlar orada nefes bile alamayacak. Bu insanlar nasıl yaşayacaklar, bu insanlar öldüklerinde nereye gömülecekler?
Bizim giriş çıkışlarımız bile sorunlu. Biz köye güvenli bir şekilde girip çıkabilecek miyiz? Çünkü Maraş’a sanayi bölgesinde kurulan kamp alanında bir çok insanlık dışı şeylere şahit oluyoruz. Bunların burada yaşanmasından korkuyoruz. Biz köylüler olarak kapımızı dahi kilitlemeyiz. Arabamızın anahtarı üzerindedir. Rahatça dışarıda oturur sohbet ederiz. Kamp kurulduktan sonra da aynı rahatlıkla yaşayabilecek miyiz?
Şu anda köye giriş çıkışlar nasıl yapılıyor?
Kimliklerimizi iplerle boyunlarımıza asıyoruz (boynundaki kimliği gösteriyor). Eğer kimliğimizi bir şekilde unutmuşsak kendi köyümüze giriş çıkış yapamıyoruz.
Veli: Köye bir akrabamız geldiğinde kimliğin arkasında köyün adı yazılmıyorsa köye alınmıyor. Bunlar kamp daha kurulmadan sadece inşaatı devam ederken yaşananlar. Kamp kurulduktan sonra neler olur düşünüyoruz.
Ayşegül: Bu eylem sürecinde yaklaşık 82 83 gündür 2 tane cenazemiz oldu. Kendi cenazemize gelen, taziyeye gelen misafirlerimizi yolun girişinde muhtar karşıladı. Jandarmalara açıklama yapmak zorunda kaldık. Onun dışında giremediler hiçbir şekilde. Kendi cenazemize bile gelemiyorlar.
Daha önceki kamp alanlarında boşanmalarda artış duyuyorduk. Maraş’ta boşanmalarda bir artış var mı?
Kampın kurulduğu sanayi bölgesinde bir artış var. Kadınların pazarlanması söz konusu ve çok arttı. Bunun tedirginliğini yaşıyoruz. Antakya’da Kilis’de bu olaylar nerdeyse yüzde 50-60 arttı.
Veli: AFAD kamplarını milletin vekilleri giremiyorsa bizim aklımıza şu soru geliyor: “Bu kamplarda ne yaşanıyor?” Halkı huzursuz edecek ne olaylar dönüyor?
Çocuk istismarları yaşanıyor. Antepteki kamplarda 30 çocuk istismara uğramıştı…
Çok büyük çirkinlikler dönüyor büyük sorunlar yaşanıyor. Onlar savaş nedeniyle göçe maruz kaldılar. Ama neden yanlış alan seçilerek bu ülkenin yurttaşları göçe maruz bırakılıyor? Bu kamp buraya yapıldığında 16 köyün nüfusu 3bin kadar. Alana yerleştirilecek insan sayısı 30bin. Biz mecburen göçe zorlanacağız. Tapulu arazilerimizi,tarım alanlarımızı, evlerimizi bırakıp gitmek zorunda kalacağız. Her yer talan olacak. Çünkü insanlar ucuz iş gücü ile çalıştırılıyor. Devlet bakıyoruz diyor ama mültecilerin bir çoğu aç. İnsanlar hırsızlık yapıyor.Maraş merkezde de bir çok eylem yapıldı. Hatta Suriyelilerin dükkanlarının camları kırıldı. Tahrip edildi. Bunların Maraş’ın yerli halkı yaptı. Maraş’ın nüfusu 480 bin. Maraş’ın yerli halkı Suriyelilere tepkili ve camlarını dükkanlarını tahrip edecek duruma geldiyse biz 3bin nüfuslu Pazarcık olarak ne yapalım,karşı da koyamaz.
Çevre köylerden destek nasıl?
Destek var ama yeterli değil.
Orada bir çadır kurdunuz,o süreci ve sonrasını anlatabilir misiniz?
İlk başta inşaat başlamadan mera alanında bir çadır kuruldu 10 15 kişiyle yaklaşık. Daha sonra mera alanından jandarma ve çevik kuvvetinin müdahalesi ile çıkartıldık. Çadırlar sırtımızda kovulduk. 5 tane vekil geldi komutanlarla valiyle konuşuldu. Çadır buraya kurulabilir izni verildi. Vekiller gittikten sonra hemen ardından asker ve polis tekrar geldi. Bizi tekrar kovdular. Biz vekilleri Antep yolundan tekrar aramak ve çağırmak durumunda kaldık. Tekrardan konuşmalar görüşmeler yapıldı. En son olarak ziyaret olarak kabul edilen adaklarımızı adadığımız dikili kayaların oraya kurma kararı verildi. Daha sonrasında oradan da çıkartıldık. Daha sonra cemevinin yanına kurduk. Orada çadırımız yakıldı. Bu olay bir alevi dedesinin hayatına mal oluyordu. Yaşlı adam çadırı yakılırken yerde sürüklenerek götürüldü. Halk size ne yaptı? Evet çadır kurduk,eylem yapıyoruz, direniş sergiliyoruz ama hiçbir zaman hakaret etmedik, hiçbir zaman saldırıya geçmedik. Onlar biz gaz attığında biz kaçtık; geri dönüp saldırmadık. Neden bu kadar şiddetli bir geri dönüş oluyor. Biber gazı atıldığında bir canımızı kaybettik biz orada. Astım hastası olan birini kaybettik. Neden bu kadar tepkililer, neden bu kadar şiddet eğiliminin içerisindeler?
Son dönemde gericilikle beslenen özellikle Alevilere dönük düşmanlık iyice arttı. Bu tesadüfi bir plan değil. Bu kampların yapıldığı yerler düşünüldüğünde yaşayan insanların kültürleri yaşayış biçimleri kimlikleri her şey ortada. Bunlar bilinçli yapılıyor. Düşmanlıklarını sergilemekten geri durmuyorlar.
Ayşegül:Ben geleneksel el sanatları mezunuyum ve KPSS’de 85 puan aldım ama atanamıyorum. Çünkü kimliğim ortada. Bunu dolaylı yollardan yüzüme karşı söylediler.Ösym’ye dilekçe vermeye gittiğimde bana geri dönüşleri şu şekilde oldu “Kimliğiniz ortada hanımefendi ne bekliyorsunuz?” dediler. Bu sıkıntılar yaşanırken bu kampın buraya kurulmasının amacı tamamen ortada: Bizi asimile etmek.
Özellikle Alevilerin yaşamış olduğu bölgeler seçiliyor. Doğuda da batıda da bu böyle. Katliamlar ve asimilasyonlar bu bölgelerde yapılıyor.
Veli:İlk başta orası mera alanı. Mera alanı ama vasfını yitirmesi için hukuksal olarak 2 3 yıllık bir süreç gerekiyor. Mera vasfı 3 4 günde iptal ediliyor ve hazineye aktarılıyor. İhale yapıldığında tek bir firma katılıyor. Acele kamulaştırma kararı çıkartıldı. Bir sürü yasanın içerisine yerleştirildi. Tüm bunlar savaş politikasının bir uzantısı. Aynı zamanda ranta da yol açıyor. Sermayenin de ihtiyaçları da karşılanıyor. Peşinden tokiyi soktular. Kalyon İnşaat Toki’ye verildi. Bizim orda da yapılmak istenen bu. Tokiye rant sağlanıyor.
Mera alanı da satıldıktan sonra mera vasfını yitirdi. Satılıyor ondan sonra hazineye geçiliyor. Bu usulsüzlükler tarihlere bakılarak anlaşılabilir. Meranın hazineye geçebilmesi için mera alanını kullanan köylünün onayı gerekiyor. Mera alanları Tarım Kooperatiflerine bağlıdır, her sene kooperatif mera alanı için gübre verir verimlik artsın diye. Kooperatif izni gerekiyor. Ne köylüden ne kooperatiften ne de herhangi bir yerden onay alınmadan bir gece de Toki’ye satış gerçekleştiriliyor.
Direniş sürecine dönelim tekrar. Bugün meclis için geldiniz. Bu kararlar nasıl alınıyor,meclisiniz nasıl yapılıyor?
Maraş Yaşam Platformu kuruldu. Sözcülerimiz,üyelerimiz ve avukatlarımız var. Ortak toplantılar sonucu kararlar verilir; tabi köy halkına da danışılarak yapılır. Kimse kimseden habersiz, bilinçsiz iş yapmıyor.
Düzenli bir toplantı alma durumunuz var mı?
Haftanın bir günü toplantı alınıyor. Kararlar veriliyor. Haftanın değerlendirmesi yapılıyor. Platform 7 kurum ve avukatlardan oluşuyor. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Kültür Derneği, Erenler, İHD, Eğitimsen,avukatlar, siyasi partiler . Gelecek hafta yapılacakları da planlıyoruz .
Bugün meclise ne sunacaksınız?
Bugün mecliste sıkıntımızı dile getireceğiz. Basın açıklaması yapacağız. Hdp ve Chp ile görüşmelerimiz olacak. CHP’nin grup toplantısına katılacağız Kılıçdaroğlu ile bir görüşme düşüncemiz var.
Yaşam haklarımıza saldırıyı dile getireceğiz. Hiçbir siyasi partinin rantına izin vermeyeceğiz. Geliyorsanız bizim için gelin bizim mağduriyetimiz için gelin. Bunlar için geliyorsanız başımızla beraber. Bunu dile getirmemizin sebebi de bölgede 16 tane Alevi köyü olduğu gibi 5 6 tane de Sünni köyü olması. Onların da desteğini almak istiyoruz. Alevi-Sünni noktasını ayrıştırmamaktan yanayız. Sağolsun gelen vekiller ve parti meclis üyeleri de bunun bilerek bize destek olmaya geldiler.
Sünni köylerin katılımı nasıl?
İlk başlarda vardılar. Zamanla çekilmeye başladılar.
Talepleriniz neler olacaktır?
Buraya yapılması yanlış bir yer. Etnik erozyona uğrayacağız. Asimile olacağız. Çünkü biz Alevisi Sünnisi yüzyıllardır bu alanda kardeş gibi yaşıyoruz. Birlikte iş yapıyoruz. Biz bu kardeşliğin bozulmamasını istiyoruz ve tüm bunlar için bu kampın buraya yapılmamasını dile getireceğiz.