İlknur Birol, 1996 yılında Kadıköy’de KESK’in düzenlediği “Barış ve Demokrasi” mitinginde Mehmet Ağar’ı  kastederek “eli kanlı katilleri Adalet Bakanı yapıyorlar” demiş ve bu sözleri nedeniyle “hükümetin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif etme” suçunu işlemekten 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmıştı. Cezası Yargıtay tarafından onanan İlknur Birol beş ay cezaevinde yattı.

İlknur Birol’un ceza almasına neden olan konuşmadan kısa bir süre sonra Susurluk Kazası meydana geldi. Ve bir “kaza” sonucu ortaya çıkan kirli ilişkiler içerisinde Mehmet Ağar’ın da ismi geçti. Ancak Ağar, halen milletvekili olduğundan o dönemden bu yana yargılanmayan tek sanık olarak kaldı.

Hakkında verilen karar nedeniyle cezaevinde yatmak zorunda kalan, en kötüsü de öğretmenlik yapma hakkı elinden alınarak çocuklarından koparılan İlknur Birol, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdu. Birol’un başvurusunu değerlendiren mahkeme, yapılan konuşmanın Adalet Bakanı’nın kişiliği konusunda olumsuz bir tablo çizmesine karşın şiddeti teşvik etmediğini, verilen cezanın orantısız ve demokratik bir toplumda gereksiz olduğuna karar verdi.

06 Şubat 2003  tarihinde çıkarılan 4809 sayılı yasa nedeniyle İlknur Birol’un “suçu vaki olmamış sayılmasına” karar verilmiş, ancak Tayyip Erdoğan’a Başbakanlık yolunu açan aynı yasa, İlknur’u öğretmenlik mesleğine döndürememişti. Çünkü İlknur Birol, “vaki olmamış sayılsa” da “hükümetin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif etme” suçunu işlemişti.

Bu gün öğretmenlik mesleğine dönebilmek için adeta bir hukuk savaşı veren İlknur Hoca, hala katillere, hırsızlara karşı mücadele etmeye devam ediyor…