AKP'nin sağlıkta dönüşüm programı ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamesi'nin ardından sağlık emekçilerinin karar verdiği, TTB ve KESK'in ülkenin dört bir yanında çağrısını yaptığı 21 Aralık g(ö)revine kamu emekçileri yoğun katılım gösterdi. İşyerlerinden, meydanlardan greve katılanların talepleri yükseldi. Güvencesiz öğretmenlerin, taşeron sağlık işçilerinin de katıldığı eylemler sabah saatlerinde başlayarak gün boyu taleplerin dile getirildiği konuşmalarla, halaylarla, türkülerle devam etti. Greve "Sağlık haktır satılamaz" diyen Halkevleri de pek çok şehirde katılarak destek verdi.
Ankara
21 Aralık'ta sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ile kamu emekçilerinin çağrısıyla gerçekleşen grev Ankara'da Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi ile Hacettepe Üniversitesi'ndeki buluşmayla başladı. Burada bir saat boyunca konuşmalar yapılıp halaylar çekildikten sonra yürüyüşe başlandı. Yürüyüşe Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, Hacettepe sağlık öğrencileri, Halkevleri Sağlık Hakkı Meclisi ve Öğrenci Kolektifleri katıldı. Hacettepe Üniversitesi'nin karşısında yer alan İbn-i Sina Hastanesi'nden gelen Ankara Tabip Odası üyeleri ve TKP üyeleri ile birleşen sağlık emekçilerine 25 CHP milletvekili ile İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de eşlik etti. Yürüyüşe halkın desteği de büyüktü.
Yürüyüşün ardından Sağlık Bakanlığı önündeki Abdi İpekçi Parkı'na gelindi ve burada Sağlık Hakkı Meclisi kuruldu. TTB Merkez Konsey Üyesi Eriş Bilaloğlu bir açılış konuşması yaparak meclis oturumunu başlattı. Bilaloğlu, oturum gündeminde sağlık alanındaki tüm emekçileri etkileyen Sağlıkta Dönüşüm Programı ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname olduğunu söyledi. Herkese eşit, parasız, nitelikli sağlık hakkını, güvenceli iş ve geliri, güvenli sağlık koşullarını talep ettiklerini açıklayan Bilaloğlu, AKP'nin bu politikalarda diretmesi halinde süresiz grevi oylayacaklarını da açıkladı.
Eriş Bilaloğlu'nun ardından Dev Sağlık-İş üyesi taşeron işçiler, sağlık alanında çalışan kamu emekçileri, SES Öğrenci Kolu, sağlık teknisyenleri, öğretim üyeleri, hemşireler, diş hekimleri, asistan hekimler ve tıp öğrencileri adına söz alınarak yapılan konuşmalarda talepler dile getirildi. Mecliste son olarak, meclisin en asli üyeleri olarak duyurulan halk aldı. Tüketici Hakları Derneği temsilcileri, kamusal alanın tasfiye edilme sürecinde halkın en temel haklarına sahip çıkma çağrısı yaptı.
Konuşmaların ardından oturumda son olarak Sağlık Hakkı Meclisi 663 sayılı KHK'yi oyladı. Oylamada meclis üyeleri, kırmızı kartlarını göstererek oy birliği ile kararnameyi reddetti.
Ardından SES üyeleri, Halkevleri Sağlık Hakkı Meclisi, Öğrenci Kolektifleri, TKP, HKP üyelerinin oluşturduğu yaklaşık 2500 kişi KESK'in grev programını sürdürdüğü Ziya Gökalp Caddesi'ne yürüdü. Ankara Tabip Odası ise Abdi İpekçi Parkı'nda greve devam etti.
Ziya Gökalp Caddesi'ne gelen eğitim ve büro emekçilerinin greve katılımı yoğun oldu. Kızılay'daki YKM önünde buluşan Eğitim Sen üyesi yaklaşık 2 bin kişi yolu trafiğe kapatarak Milli Eğitim Bakanlığı'na yürüdü. Eğitim emekçileri burada eğitim alanında uygulanan piyasalaştırma ve gericileştirme politikalarına tepki gösterdiler. Ardından Ziya Gökalp Caddesi'ne yürüdüler. Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyeleri de sabah 09.00'da işyerleri önünde, 10.00'da Ulus'taki Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı'nda, 10.30'da ise Ankara Adliyesi önünde bir araya geldi. 10.00'da Ankara Tren Garı'nda buluşan 300 kişilik Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyelerinin de katlımıyla sayısı 1500'ü bulan emekçiler KESK'in buluşma noktası Kolej Meydanı'na geldi.
Ziya Gökalp Caddesi'nde bir araya gelenlerin sayısı yaklaşık 8 bin kişiyi buldu. Mitinge çok sayıda BDP milletvekili katılırken, Gülten Kışanak ve Sırrı Süreyya Önder ise DİHA adına muhabirlik yaptı.
Kamu emekçileri adında basın açıklamasını okuyan KESK Genel Başkanı Lami Özgen TBMM'de oylanan bütçe görüşmelerinde kamu emekçilerine, asgari ücretlilere, işçilere, köylülere, esnafa yer verilmediğini söyleyerek, bütçeden sermayeye teşvik, rantiyecilere kıyak, asgari ücrete vergi kesintisi, kamu hizmetlerin paralı hale gelmesi, silahlanmaya ayrılan payın artırılmasının çıktığını belirtti. "Kim büyüyor?" diye soran Özgen, büyüyenin halkın sefaleti olduğunun altını çizdi. Özgen, KESK olarak taleplerini de sıraladı ve AKP'yi son defa uyardıklarını söyleyerek mücadeleyi yükselteceklerinin sözünü verdi.
İstanbul
İstanbul'da Grev Avrupa ve Asya yakalarındaki birçok hastanede sağlık emekçilerinin bildiri dağıtımları ve KESK'li emekçilerin işyerlerinde yaptıkları açıklamalarla başladı. Avrupa Yakası'nda Cerrahpaşa Hastanesi önünde toplanan sağlık emekçileri greve hastane içinde yaptıkları çağrı ile başladılar. Halkevleri de sağlık emekçileri ile birlikte Cerrahpaşa Hastanesi önünde "Sağlık haktır satılamaz" pankartı ile yerini aldı.
Buluşma yerlerinde yangından mal kaçırırcasına bir gece yarısı Meclis'ten geçirilen Kanun Hükmünde Kararname emekçiler tarafından oylandı. Greve katılımın çok yüksek olduğu hastanelerde, emekçiler güvencesiz çalışmaya, sağlığın ticarileştirilmesine, performansa dayalı çalışma sistemine kırmızı kart çıkararak "Hayır" dedi.
Cerrahpaşa ve Çapa'dan yürüyen kitleler buluşma noktası olan Haseki'de birleşti. Binlerce emekçi buradan Beyazıt Meydanı'na doğru sloganlarla, türkülerle yürüdü. Taşeron sağlık emekçileri, eğitim emekçileri, büro emekçileri, güvencesiz öğretmenler, parasız eğitim isteyen öğrenciler, İstanbul'un ana arterlerinden Millet Caddesi'ni ve Ordu Caddesi'ni kapatarak yaptıkları yürüyüş sonunda Beyazıt Meydanı'na vardı.
İki koldan yapılan yürüyüşlerin ardından Beyazıt'ta yaklaşık 10 bin kişi AKP'nin yıkım politikalarına karşı birleşti.
İlk olarak söz alan Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, AKP'nin çıkardığı yasalarla ülkede bir virüs gibi yayılmaya çalıştığına değinerek, "Sen TBMM'de yasa yap, biz sokakta bu yasaları bozarız" dedi.
Atilay Ayçin'in ardından söz alan sanatçı Pınar Sağ, AKP'nin mahkemeleri tarafından suç delili yapılmak istenen puşiyi boynuna takarak "Bu ülkede parasız eğitim isteyenler hapishanelerde yatıyor" dedi.
DİSK Genel Başkan Vekili Tayfun Görgün, açlık sınırının altında asgari ücretle esnek ve güvencesiz çalışmanın dayatıldığını belirterek "12 Eylül'ün karanlığı AKP'yle devam ediyor" dedi.
Sizin alnınızın karasını bizim önlüklerimizin 'ak'ı bile temizleyemez
TTB Merkez Konsey Üyesi Osman Öztürk, "Sağlık Bakanı'nın eli halkın cebinde, herkes sağlığına, cebine dikkat etsin" diyerek, 2 Kasım gecesi çıkarılan ve sağlıkta dönüşüm politikalarının son halkası olan 663 sayılı KHK'yı alanda bulunan emekçilere bir kez daha oylattı.
"Bugün sağlık hakkı mücadelesinin gün dönümü" diyen Öztürk, "Kendilerine Ak Parti diyorlar, sizin anlınızın karasını bizim önlüklerimizin beyazı bile temizleyemez diyerek sözlerini noktaladı.
KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul Meclis'te yapılan bütçe görüşmelerine değinerek, "Bütçede kamu emekçisi, asgari ücretli yok" dedi.
Mitingin misafiri olan Ekvador Demokratik Halk Hareketi'nden bir temsilci de konuşma yaparak "Parasız eğitim, parasız sağlık mücadelesi hayat mücadelesidir" dedi.
Miting konuşmaların ardından sona erdi.
İzmir
21 Aralık'taki greve İzmirli emekçilerin katılımı da yoğundu. Eğitim-Sen'li öğretmenler, SES üyesi sağlıkçılar, BES üyesi kamu çalışanları, BTS üyesi taşımacılar, DİSK'e bağlı emekliler ve belediye çalışanları, Türk-İş'e bağlı Sendikal Güç Birliği'nden işçiler Konak'ta 12.30'da Büyükşehir Belediyesi önünde buluştu.
TMMOB, TKP, ÖDP, Halkevleri, SDP, BDP, CHP, DSP de greve destek verdi. Deri-İş üyesi Savranoğlu işçileri de eyleme katılarak hem greve destek verdi hem de kendi mücadelelerini alana taşıdı.
12.30'da Konak'ta başlayan ve yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı mitinge işçileri işyerlerinden kaldırdıkları otobüslerle geldiler. İşyerlerinden otobüslerle Konak'a gelen emekçiler burada 12.30'da başlayan mitinge katıldı. Mitingde KESK adına Hukuk, TİS ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Ali Kılıç basın açıklaması yaptı. Açıklamada Kılıç, KESK olarak grev yapma kararını neden aldıklarını açıklayarak "Temel haklarımıza karşı yapılan tüm saldırılara grev hakkımızla cevap veriyoruz" dedi. "Emek düşmanı politikalardan vazgeçin. Uluslararsı sözleşme ve anlaşmalarla sahip olduğumuz grevli toplusözleşme hakkımızı tanımak zorundasınız" diyerek AKP'yi uyaran Kılıç, mücadeleye devam edeceklerini de sözlerine ekledi.
Ali Kılıç'ın ardından söz alan TTB MYK üyesi Hüseyin Demirdizen de güvencesizliğe ve sağlığın piyasalaştırılmasına sessiz kalmayacaklarını belirtti.
Halaylarla ve Grup Yeldeğirmeni'nin konseriyle devam eden grevde sık sık "Parasız eğitim parasız sağlık", "AKP sağlığa zararlıdır", "İnsanca bir yaşam istiyoruz" sloganları atıldı.
Eskişehir
KESK ve TTB'nin çağrısıyla ülke çapında örgütlenen 21 Aralık grevi Eskişehir'de iki ayrı yerde yapıldı. KESK üyeleri İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya geldiler. Eskişehir Tabip Odası ve SES ise Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde eylem yaptı.
Osmangazi Üniversitesi'ndeki yürüyüşün ardından açıklama yapan Eskişehir Tabip Odası Başkanı İlhan Özgüneş, “Kanun hükmünde kararnameler ve mevcut sağlık politikaları hastaneleri birer ticarethaneye dönüştürmeyi amaçlıyor” diye konuştu.
KESK'e bağlı sendikalar ve greve destek verenler saat 10.00'da Hamamyolu Saat Kulesi'ne doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş boyunca Eskişehir halkına grev anlatıldı ve çağrıda bulunuldu. Hamamyolu Saat Kulesi önüne gelindiğinde ise Eğitim Sen Örgütlenme Sekreteri Ender Pervane grevin gerekçelerini ve taleplerini anlatan konuşmalar gerçekleştirdi. Ardından Haber Sen Genel Başkanı Ufuk Beytekin tarafından basın metni okundu. Beytekin açıklamasında, "Emek düşmanı politikalardan vazgeçin! Uluslararası sözleşme ve anlaşmalarla sahip olduğumuz grevli toplu sözleşme hakkımızı tanımak zorundasınız! Eğer taleplerimize olumlu bir yanıt alamazsak, bizi çok daha kitlesel ve çok daha kararlı olarak karşınızda bulacaksınız." dedi ve konuşmasında toplumsal muhalefete yönelik baskılara da dikkat çekti.
Eğitim Sen'lilerin oluşturduğu müzik topluluğunun dinletisine eşlik edildi, halaylar çekildi.Coşkulu geçen eylem boyunca sık sık "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek!", "Toplu sözleşme hakkımız grev silahımız!", "Zafer Direnen Emekçinin Olacak!" sloganları atıldı.
Eyleme Halkevleri, ÖDP, TKP, EMEP, EHP, ESP, DHF, BDSP, Öğrenci Kolektifleri destek verdi.
Çanakkale
Çanakkale'de grev, saat 09:30 da Çanakkale Güzel Sanatlar Lisesi'nin önünde öğretmenlerin, velilerin, öğrencilerin sloganlar eşliğinde toplanmasıyla başladı. Üniversiteden iş bırakan eğitim emekçilerinin Güzel Sanatlar Lisesi'nin önüne gelmesinin ardından Eğitim Sen üyesi İsmail Cenk Baytaş'ın konuşmasıyla başlayan eyleme Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan ve belediye çalışanları da katıldı. Burada toplanan emekçiler otobüsle 18 Mart İlköğretim Okulu'nun önüne giderek, diğer Eğitim Sen'lilerle buluştular. Burada toplanan emekçiler Cumhuriyet Meydanı'na yürüyüşe geçtiler. Yolu trafiğe kapatan emekçileri, polisin sık sık trafiğe açması için ikaz etmesi tepkiye neden oldu ve emekçiler yolu trafiğe kapatarak yürüdüler.
Cumhuriyet Meydanı'na gelen Eğitim Sen'lilerin ardından, Çanakkale Devlet Hastanesi'nin önünde toplanan SES ve TTB üyeleri de meydana geldi. Meydanda Eğitim Sen Başkanı Talat Koç ve TTB Başkanı Op. Dr. Nihat Gülhan konuşma yaptı.Ardından müzik grubu eşliğinde çekilen halaylarla eylem devam etti. Eylemde sık sık "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz", "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek", "AKP'ye kul sermayeye köle olmayacağız", "Parasız eğitim parasız sağlık", "Okullarımızı sattırmayacağız, hastanelerimizi sattırmayacağız, fabrikalarımızı sattırmayacağız, bu ülke bu halk satılık değil", "Zam zulim işkence halk düşmanı AKP", "Savaşa değil eğitime bütçe" sloganları atıldı.
İsmail Cenk Baytaş'ın konuşması:
"Kepez bölgesinde çalışan emekçiler ve Kepez halkı,
Bugün mevcut iktidarın talan ve yıkım politikalarına dur demek, “haklarımızı” kazanmak için iş bırakıyoruz. Halkın hakları mücadelesi ekseninde hastanelerde, okullarda, iş yerlerimizde grevdeyiz. AKP iktidarı gerici-piyasacı bir rejimi adım adım inşa etmeye çalıştığı 9 yılın ardından bu dönüşümünü kurumsallaştırdığı bir döneme girdi. Şişirme büyüme rakamlarıyla gizlemeye çalıştığı ekonomik krizin yükünü her geçen gün daha fazla oranda ve farklı biçimlerde emekçilerin sırtına yüklüyor. Neoliberal yağmayı olabildiğince hızlandırıyor.
Depremi bile kentsel dönüşüm için fırsata çeviren AKP zihniyeti eğitimden sağlığa, barınmadan, suya-enerjiye kadar tüm haklarımıza ilişkin ticarileştirme/piyasalaştırma ekseninde sürdürdüğü neoliberal yıkım politikalarını ilerletiyor. AKP iktidarı kamu hizmeti üretmekle yükümlü kurumları ticarethaneye çevirirken bir yandan da kamuda esnek, güvencesiz ve performansa dayalı çalıştırmayı yaygınlaştırıyor. Taşeronlaştırma ve özelleştirme uygulamalarıyla kamuyu talan ediyor. Bu ülkede hastaneler ve okullar ticarethane, sağlık ve eğitim hizmetinden yararlanan herkes müşteri haline getiriliyor.
Bizler, mevcut iktidarın yaptırımları karşısında Güvenceli iş, insan onuruna yakışır bir ücret, parasız eğitim ve parasız sağlık hakkı temelli taleplerimizle halkın hakları mücadelemizi insanca bir yaşam için vereceğiz."
Rize
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) aldığı grev kararı doğrultusunda kamu emekçileri de Rize'de alanlara çıktı
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Rize temsilcisi Deniz Çelebi, Cumhuriyet Meydanı'nda yaptığı basın açıklamasında, Türkiye'nin dört bir yanında hak ve özgürlüklerine sahip çıkan kamu emekçilerinin grevde olduklarını belirtti.
Hak ve özgürlükler için mücadele eden tüm kesimlerin karanlığa mahkum edilmek istendiğini ileri süren Çelebi, ''AKP iktidarının yaptığı her icraat, bu ülkenin üzerine çöken karanlığı daha da artırıyor. Bugün Mecliste oylanan bütçede grevli toplu sözleşme mücadelesi yürüten kamu emekçileri yine yok. Vergi yükü atında ezilen küçük esnaf, gübre parası veremeyen çiftçiler, köylüler yine yok. Ama yine sermayeye teşvik, rantiyecilere kıyak var. Eğitime sağlığa değil, silahlanmaya ayrılan payın artırılması var'' dedi.
Kamu emekçilerinin her geçen gün daha da ağırlaşan sorunlar yaşadıklarını savunan Çelebi, ''Emeğin haklarına ve değerlerine sahip çıkmanın demokrasiye ve özgürlüklere sahip çıkmaktan geçtiğine inanıyoruz. Kamu hizmetlerinin ticarileşmesine, zorunlu fazla mesaiye, her türlü güvencesiz çalışılmaya son verilmesini istiyoruz. AKP hükümetini son kez uyarıyoruz. Taleplerimize olumlu bir yanıt alamazsak, bizi çok daha kitlesel ve kararlı olarak karşılarında bulacaklardır'' diye konuştu.
Rize Artvin Tabip Odaları Birliği Başkanı Zelkif Akgül da, sağlıkta dönüşüm adı altında devam eden sağlık politikalarının son aylarda giderek yakıcı bir hal aldığını iddia etti.
Getirilen yasal düzenlemelerin hukuk makamlarınca defalarca iptal edildiği halde Kanun Hükmünde Kararnamelerle sağlık ortamının bir kez daha düzenlenmeye çalışıldığını savunan Akgül, ''Hekimler olarak çalıştığımız tüm kurumlarda çalışma koşullarımız giderek ağırlaşmaktadır. Performansa dayalı döner sermaye ödemeleri ile sağlık hizmetlerinin kalitesi düşürülmektedir. Sağlık hizmetlerinin sunumunda özel sektörün payı giderek artmaktadır. Ülkemizin her köşesinde çok uluslu şirketler tarafından açılmış özel hastanelerde çok daha düşük ücretlerle çalışacak hekim sayısını artırmak için hekimlerin özel olarak çalışabilme imkânları sistematik şekilde darıltılmaktadır'' diye konuştu.
RİZE’de Kamu Emekçileri Sendikalarına (KESK) üye bir grup, 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin geri çekilmesi için yaptığı bir günlük iş bırakma eylemi kapsamında düzenlediği basın açıklaması sırasında ismi Rize Üniversitesi’ne verilmek istenen Recep Tayyip Erdoğan için “RTE üniversitesine hayır, yalakalık istemiyoruz, bilim istiyoruz Gençlik muhalefeti” pankartı açtı.
Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan KESK Rize Platformu üyeleri ile destek için Artvin’in Hopa İlçesi’nden bir grup kamu emekçisi Rize'ye gelerek eyleme destek verdi. Atatatürk Meydanı'nda toplanan yaklaşık 250 kişilik grup AKP aleyhinde sloganlar attı.
Yapılan eylem sonrası Rize merkezde iş bırakma eylemi etkin bir şekilde hayata geçirilemezken Rize'nin Pazar,Ardeşen ve Fındıklı ilçelerinde Eğitim Sen Sendikası ile Sağlık Emekçileri Sendikası'na üye bir çok çalışan iş bıraktı.
Rize Atatürk Meydanı'nda gerçekleşen eyleme KESK’e bağlı sendikalar, İnsan Hakları Derneği, CHP, ESP, EMEP, ÖDP, Halkevleri, çay üreticileri katıldı.
Rize Atatürk Meydanı'nda yaptığı basın açıklaması sonrası eylemciler hep birlikte tulumla horona durdu.