Halkevleri Yardım Destek Ekibi Van'da yapılan çalışmaları bir rapor haline getirdi. Ayrıca Sendika.tv Yardım Destek Ekibi'nde bulunan Halkevleri Örgütlenme Sekreteri Kutay Meriç ve Politeknik aktivisti Ferhat Yaşar Arıkan ile Van'daki çalışmalar hakkında bir program yaptı.
http://www.sendika.tv/index.php?eylem=izle&id=522
HALKEVLERİ VAN RAPORU
Van’da 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen depremde 600’den fazla yurttaşımız hayatını kaybetti, binlerce yurttaşımız yaralandı, onbinlercesi evsiz kaldı.
20 kişiden oluşan Halkevleri yardım destek ekibi depremden üç gün sonra bölgeye ulaştı ve bölgede bir hafta süre ile yardım ve destek çalışmalarında bulundu. İlk önce Erciş ve Çelebibağı’na uğrayan ekip sonrasında köylere geçerek oradan Van merkeze geldi. Çelebibağı’na uğrayan ekibimiz Belediye Başkanı Veysel Keser ile yardımların toplandığı depoda bir görüşme gerçekleştirdi. Ağır hasarın Erciş’te olduğunu öğrenen ekibimiz Erciş’e uğradı ancak yaşanan kaos ve güvenlik kuvvetlerinin engellemesi nedeniyle buradan ayrılmak zorunda kaldık, Van Belediyesi kriz merkezinin yönlendirmesiyle köylere destek vermek üzere ağır hasar gören Canik (Gedikbulak) köyüne geçtik.
Hemen hemen bütün evlerin ve kamusal binaların yıkıldığı 12 yurttaşımızın hayatını kaybettiği Canik’te, çadır eksikliği nedeniyle kendimiz için getirdiğimiz iki çadırı kurup köylülere verdik. Geceyi köyde geçiren ekibimiz ertesi gün Van’a hareket etti.
Van belediyesi kriz merkezine giden ekibimiz, sonrasında belediye, KESK ve TMMOB ekipleriyle birlikte yardım ve destek çalışmalarını sürdürdü. Gelen yardımların TIR ve kamyonlardan indirilmesinden paketlenerek dağıtılmasına kadar çeşitli işlerde çalıştık. Van’ın yoksul mahallelerinde ve köylerine yardım götürme görevini üstlenen ekibimiz, KESK’in şehir merkezinde kurmuş olduğu çadırda kalarak Van halkının acılarına ortak olmaya çalıştı.
Yoksulluğun tahribatı
Van’ın mahallelerinde yardım dağıtırken dikkatimizi çeken en önemli şey halkın yaşadığı derin yoksulluk oldu. Deprem Van merkezde yedi tane çok katlı binayı yıkmış, can kayıpları da bu binalarda oluşmuştu. Haberlerde daha çok bu binalar verildi. Ancak toplam 80 bin konut stokunun bulunduğu Van’da, kentin yaklaşık yüzde seksenini oluşturan briket ve kerpiç konutların bulunduğu yoksul mahallelerde tahribat büyüktü. Çok sayıda ev, orta ve ağır hasarlı durumdaydı. Deprem, Van’ın kenar mahallerinde yığılmış bu yoksulların yaşadığı 3. yıkım olarak da değerlendirilmelidir. Savaş nedeniyle yaşadıkları zorla göç ettirme ve neoliberal yıkımı politikalarının üzerine, deprem yıkımı da eklenmiş durumdadır.
Yoksul mahallelerdeki bu tahribatı görerek, belediye kriz merkezinde farklı bir çalışma yaptık. Bir ekibimiz, Kriz merkezine ülkenin çeşitli illerinden gelen, depremzede aileleri misafir etme taleplerini değerlendirerek, evi kullanılamayacak durumda olan aileleri tespit edip, dayanışmacı aileler ile iletişime geçmelerini sağlayan bir çalışma başlattık ve Van belediyesine devrettik.
Yardımda yaşanan koordinasyon sorunları
Başbakan’ın da itiraf ettiği gibi ilk 24 saatte yetersiz kalınması ciddi bir güven sorunu yaratmış durumdaydı. Hayat kurtarmak açısından en kritik zaman dilimleri olan ilk saatlerde ulaşılamayan insanlarda kendi başının çaresine bakma eğilimi baskın hale gelmişti. Yardımların yağmalanması olayları bunun sonucu olarak meydana gelmiştir. Diğer yandan Valilikle Belediye arasında bir ortak çalışmanın gerçekleştirilememiş olması bir dizi sorun daha yaratmıştı. (Belediye yetkililerin bize verdiği bilgi işbirliği girişimlerinin vali ve kaymakamlar tarafından yanıtlanmadığı doğrultusundaydı). Kente 50 bin çadır yollandığının duyurulmuş olmasına karşın ciddi sayıda insanın çadıra kavuşmamış olması, kimi yerlerde birçok sorun çözülmüşken kimi yerlere de ciddi sayılabilecek hiçbir yardımın yapılmamış olması devlet olanaklarının kullanımında çifte standart tartışmalarını gündeme getirmişti.
Deprem bölgesine çok sayıda İslami vakıf, yardım derneği ve AKP’li belediye el atmış durumdadır. Van belediyesinin, valilikle birlikte çalışma çağrıları reddedilirken diğer yandan bütün güçleri ile Van’a yüklenerek siyasi rekabet üreten tutum, adil bir yardım politikası izlenmediği gerekçesiyle rahatsız edici boyutlara varmış durumdadır.
Sonuç
Bütün kentlerden Van’a adeta yardım yağmıştır. Buna rağmen barınma bölgede çözülmesi gereken en ciddi sorundur. Halkımız, bütün bozucu propagandalara karşın kardeşlik ve dayanışma elini uzatmıştır. Bu yardımların büyük bölümü Valiliğin daha küçük bir bölümü ise Belediye’nin elinde birikmiştir. Bunların dağıtım yöntemleri, dağıtımdaki isabet ve adalet ölçüleri, Van Halkı üzerinde olumlu, olumsuz çeşitli etkilerde bulunacaktır. Yardımların dayanışma ürünü olarak veya dilencileştirme olarak sunulması yaratılacak etkinin niteliğini belirleyecektir.
Özgürleştirici bir dayanışma ağını örgütlemenin önemine ve gereğine inanan herkesin önünde, Van halkıyla dayanışma acil görev olarak durmaktadır.