Halkevleri yeni dönem mücadele programını konuşmak ve örgütsel işbölümünü yeniden düzenlemek üzere 13 Eylül Pazar günü bir delege toplantısı düzenledi. Neoliberalizme ve faşizme karşı mücadele gündemlerinin somut öneri ve örgütlenme planları eşliğinde tartışıldığı toplantının ardından Genel Yönetim Kurulu toplandı. Toplantının ardından Nebiye Merttürk'ün oybirliği ile Halkevleri Genel Başkanlığı'na seçildiği açıklandı.
Halkevleri yeni dönem mücadele programını konuşmak ve örgütsel işbölümünü yeniden düzenlemek üzere 13 Eylül Pazar günü ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde bir delege toplantısı düzenledi.Ülkenin dört yanındaki Halkevi şubelerinden gelen, çoğunluğunu kadınların ve gençlerin oluşturduğu delegeler pandemi ile şiddetlenen emek düşmanı politikalar ve faşizm karşısında mücadele gündemlerini tartıştılar.Toplantı; divanın belirlenmesi, divan adına Mustafa Coşar’ın bir açılış konuşması yapıp salonu selamlaması ve devrim mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başladı.
Halkevleri yeni dönem mücadele programını konuşmak ve örgütsel işbölümünü yeniden düzenlemek üzere 13 Eylül Pazar günü ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde bir delege toplantısı düzenledi. Ülkenin dört yanındaki Halkevi şubelerinden gelen, çoğunluğunu kadınların ve gençlerin oluşturduğu delegeler pandemi ile şiddetlenen emek düşmanı politikalar ve faşizm karşısında mücadele gündemlerini tartıştılar.
Toplantı; divanın belirlenmesi, divan adına Mustafa Coşar’ın bir açılış konuşması yapıp salonu selamlaması ve devrim mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başladı.
Ocak 2018’den bugüne….
Ocak 2018’de düzenlenen Halkevleri Olağanüstü Genel Kurulu’ndan bu yana Eş Başkanlık görevini sürdüren Dilşat Aktaş ve Nuri Günay, Halkevleri’nin bu süre zarfında ortaya koyduğu hedefleri, verdiği mücadeleleri, yürüttüğü kampanyaları özetle hatırlatan bir konuşma yaptı.
Aktaş ve Günay, Ocak 2018 Genel Kurulu’nda “Diktatörlüğü durdurabiliriz” diye yola çıkan Halkevleri’nin sandık odaklı olmayan bir muhalefet yaratma hedefi doğrultusunda adım atarken Afrin savaşı, bunu izleyen operasyonlar ve baskın seçimle yüz yüze geldiğini söyledi.
Yine sandık odaklı olmayan bir muhalefet yaratma hedefi doğrultusunda Halkevleri’nin diğer sosyalistlerle ve toplumsal muhalefet bileşenleriyle birlikte örgütlediği Memleket Biziz çalışmasının 24 Haziran baskın seçimiyle akamete uğradığı, seçimler sürecinde bağımsız çalışmaların sınırlı kaldığı, AKP’yi geriletmek için ve halkın sandıktaki iradesinin gasp edilmesine karşı çeşitli destek tutumları alındığı hatırlatıldı.
Eş Başkanlar, tüm bu süreçte hak mücadelelerinin, kent ve doğa mücadelelerinin de eksik olmadığını, Çanakkale’den Mersin’e, Artvin’den Manisa’ya Halkevcilerin pek çok direnişte aktif olarak yer aldığını vurguladı.
Aktaş ve Günay, konuşmalarının sonunda bu süreçte yaşamını yitiren Halkevcilerin anısını selamladı.
Halkevleri önceki dönem Genel Başkanı ve HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy da parlamentoda yer aldığı iki yıllık süreci özetleyerek, bu süre zarfında toplumsal mücadelelerin sesini parlamentoya taşımaya çalıştığını aktardı.
Milletvekilliği ile birlikte parlamentarizm eleştirilerinin gündeme geldiğini hatırlatan Ersoy, “Ne yasal parti olduk ne de parlamenter siyasetin batağına saplandık” dedi.
Neoliberalizme ve faşizme karşı
Toplantıda daha sonra Halkevleri’nin farklı alan ve bölgelerde yürüttüğü çalışmalardan, önümüzdeki dönem mücadelede hattına ilişkin öneriler sunuldu. AKP iktidarının sınıfsal içeriği ile neoliberal, siyasal içeriği ile faşist bir salgın yönetimi izlediğine dikkat çekilirken emeğin hakları, eğitim ve sağlık hakkı, yaşam hakkı, kadınların özgürlüğü, laiklik, hayvan hakları ve faşizme karşı mücadelenin somut karşılıklarının üretilmesi üzerine tartışmalar yürütüldü.
Halkevleri bünyesinde var olan organlara ek olarak bir Kent ve Doğa Hakları Sekreterliği oluşturulması, Halkevleri şubelerinde hayvan sömürüsüne ilişkin hiçbir unsurun bulunmaması, özel okul öğretmenlerinin örgütlenmesi için imkanların seferber edilmesi ve Halkevleri tüzüğünün kadın mücadelesinin ilkelerini de içerecek şekilde değiştirilmesi için bütün Halkevleri şubelerinde kadın sekretaryası tarafından ön toplantılar ve eğitimlerin yapılması yönündeki önergeler kabul edildi.
Halkevleri Kadın Sekreteri Nebiye Merttürk’ün ardından Halkevci Kadınlar adına Çiğdem Serin de bir konuşma yaptı. “Kadın hareketini toplumsal muhalefetin öncüsü haline getirirken, ırkçılığa, ayrımcılığa, emek düşmanlığına, doğanın talanına karşı mücadeleyi de kadın örgütümüzün mücadele alanı haline getireceğiz. Kadın düşmanı AKP iktidarını ve patriyarkayı alaşağı etmek için bulunduğumuz her alanda feminist isyanı yükselteceğiz” diyen Serin konuşmasını bitirdikten sonra salondaki bütün kadınlar “Dünyayı yerinden oynatacağız” sloganlarıyla ayağa kalkıp sahneye çıktı.
“Yeni bir adım atıyoruz”
Delege toplantısının ardından yapılan Genel Yönetim Kurulu toplantısında, pandemi sebebiyle derneklerin genel kurullarının ertelenmesi, bu ertelemenin her ne kadar 31 Ekim’de sona ereceği açıklanmış ise de bu sürecin daha da uzayabileceği de dikkate alınarak, delege toplantısında tartışılan ve önerilen hususların Genel Yönetim Kurulu’na verilmiş tavsiyelerin ötesinde görev olarak görüldüğü ve genel başkanlığın değiştirilmesinin önerildiği toplantının sonunda Halkevleri Genel Başkanlığı’na oybirliği ile Nebiye Merttürk’ün seçildiği açıklandı.
Bu görevlendirmenin ardından söz alan Nebiye Merttürk şöyle konuştu:
Dünyanın ve ülkemizin kaotik bir dönemden geçtiği bir süreçte yeni bir adım atıyoruz. Bu kaotik dönemde, en iyinin de en kötünün de ihtimaller dahilinde olduğu ortadayken en çok ihtiyaç duyduğumuz şeye yani örgütümüze ve halkımıza inanıyoruz. Hatalarımızı ve yeteneklerimizi gözden geçirip bugünün ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde örgütlenmeye ve Halkevleri’nin tarihine yakışır bir örgüt olmaya dair kararlılığımızı tazeliyoruz.
Kapitalizmin insanlığa sunacak iyi bir şeyi kalmadığına ve faşizmin yükselişine dikkat çeken Merttürk, “Bu noktada dünya halkları yeni bir düzenin, eşitlikten ve özgürlükten yana bir düzenin yani sosyalizmin imkanını arıyor. İşte tam da bizim ortaya çıktığımız yer burası. Halkın eşitlik ve özgürlük özlemlerini sosyalizmle buluşturacak bir örgütlü çaba, örgütlü mücadelenin yaratılması bizi bekliyor” dedi.
Bu çabanın somut mücadele alanlarında gerçek karşılığını bulacağını bilen bir gelenekten geldiklerini belirten Merttürk sözlerini şöyle sürdürdü:
Yani Halkevleri her nerede varsa ve buradan yetişmiş, buranın suyunu içmiş her kim varsa mahallelerde, işyerlerinde, kentlerin meydanlarında, köylerde halkın haklarını savunmayı doğal bir refleks edinmiştir. Oralarda olmak, oraların gerçek sorunlarını bilmek ve o sorunların memleket gündemi olması için mücadele etmek bizim geleneğimizdir.
Bu gelenek bugün birçok alanda kendisini yine gösteriyor ve daha büyük mücadelelerin tohumunu suluyor. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz kadın hareketidir. Kadın hareketi uzun yıllardır mücadelesinin birikimiyle kazandığı nitelik aslında bugün toplumsal muhalefetin yol göstericisi niteliğindedir. ölümü göze almak pahasına hayatlarından ve haklarından vazgeçmeyen kadınlar, özgürlükçü bir inatla tüm sınırları zorluyor. Hepimizin imrenerek izlediği bu hareketi artık kendi örgütümüzden başlayarak, yeni bir mücadele ivmesine kavuşturmanın zamanı çoktan gelmiştir. Bugün gelinen nokta itibariyle işimiz eskisinden daha da kolay. Kadınların devrimci iradesi hem her soruna net tarifler sunan, hem pratik çözümler üreten, meşru, militan ve kitlesel bir hareket olarak kendi köklerimize en yakın yerde yanı başımızda duruyor.
Yine tıpkı kadınlar gibi her gün iş cinayetlerinde hayatını kaybeden, haklarına saldırılan, güvencesizleştirilen ve en son pandemi koşullarında virüsle yüz yüze, kölece çalışmak zorunda bırakılan işçilerin, işçi sınıfımızın yeni arayışları, yeni örgütlenme pratikleri bize yeni bir isyancı dönemin kapılarının zorlandığını gösteriyor. Ve bugün işçi sınıfı yanında kim varsa, örgütlenme ve mücadele etme kararlılığını kim yalnızca sözle değil aynı zamanda eylemiyle destekliyorsa onunla yol yürümeye açık ve isteklidir. İşte biz tam bu noktada tekrar tarih sahnesine eylemimizle damga vurmaya adayız.
Bir kişi daha eksilmeyeceğiz sloganını hayatın tüm noktalarında ve mücadele alanlarında pratiğe döken bir kararlılıkla yürüyeceğiz. Kaderimizi katledilen, sömürülen, dışlanan kim varsa onunla ortaklaştıracağız. Bu yoldan yürüyerek sarsacağız dünyayı.
(Sendikaorg)