Halkevleri 84’üncü kuruluş yıldönümünü CerModern’deki Halkın Hakları Basın, Sanat ve Dayanışma ödüllerini sahiplerine verdiği bir etkinlikle kutladı
Halkevleri, 84’üncü yaşında 6. Halkın Hakları Basın, Sanat ve Dayanışma Ödülleri’ni CerModern’deki etkinlikle takdim etti. Basına sansürün hiç olmadığı kadar arttığı, gazetecilerin gözaltına alındığı, tutuklandığı ve hatta öldürüldüğü günlerde anlam kazanan etkinlikte ilk olarak Ağır Aksak Müzik Grubu sahne aldı. Ağır Aksak, şarkılarını seslendirdikten sonra Türkiye’de basın özgürlüğünün geldiği noktayı anlatan bir video gösterildi.
Video gösteriminin ardından kürsüde Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy bir konuşma gerçekleştirdi. Ersoy, “Bu yıl 84’üncü kuruluş yıldönümümüzü eşitlik, özgürlük, laiklik, barış ve halkın hakları için ayağa kalk şiarıyla kutluyoruz” diyen Ersoy, Türkiye halklarına AKP iktidarı tarafından yaşatılan karanlık günlere karşı şu ifadeleri kullandı:
Umut Diyanet’te simgeleşen gericiliğe karşı kadınların öfkesinde!
Umut içeride ve dışarıda direnen gazetecilerde!
Umut ‘bu suça ortak olmayacağız’ diyen akademisyenlerde!
Umut ‘çocuklar ölmesin maça gelsin’ diyen Amedsporlu futbolcularda!
Umut yağmaya karşı ayağa kalkan Cerattepe’de, Artvin’de!
Umut Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkeziyle ülkemiz halklarında!
Umut direnen Ortadoğu halklarında!
Umudu hep birlikte büyüteceğimiz, çürümüş diktatörlüğü tarihin çöplüğüne gödereceğimiz o güzel günü birlikte karşılamanın inancıyla hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.
İlk ödül Kemal Göktaş’a
Ersoy’un konuşmasının ardından ilk ödül Cumhuriyet gazetesinden Kemal Göktaş’a verildi. Göktaş’a ödülünü CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi takdim ederken Göktaş, Halkevleri’nden böyle bir ödül almaktan onur duyduğunu kaydetti.
Göktaş’ın ardından ikinci ödül, Hürriyet gazetesindeki 10 Ekim Katliamı haberi vesilesiyle Fevzi Kızılkoyun’a verildi. Kızılkoyun, Halkevleri’ne teşekkür ederken böyle katliamların bir daha yaşanmaması ve katliam haberi yapmama dileklerinde bulundu.
“Akademi batmaz, direnir, faşizmi yener”
Kızılkoyun’un ardından kürsüye, Barış İçin Akademisyenler’i temsilen Doç. Dr. Selime Güzelsarı çıktı. Güzelsarı’ya ödülünü Prof. Dr. Korkut Boratav verdi. Boratav, ödülü verirken yaptığı konuşmasını “Akademi batmaz, direnir, faşizmi yener” dedi.
Barış isteyen akademisyenlere Dayanışma Ödülü verilmesinin ardından kürsüye Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Çiğdem Toker çıktı. Toker, Türkiye’nin böylesi günleri daha önce yaşamadığını, sokak ortasında cenazelerin günlerce beklediğini, çocuk bedenlerinin bozdolaplarında bekletildiğini hatırlatarak bu karanlık günlerin geride kalmasını temenni etti. Toker’e ödülünü CHP milletvekili Şenal Saruhan takdim etti.
Bir sonraki ödül ise işten çıkarılan gazetecilerden Kadri Gürsel’indi. Gürsel ödülünü alırken baskıların olmadığı özgür bir Türkiye’de yaşama hayalini dile getirirken Gürsel’e ödülünü veren Fox TV Ankara Haber Müdürü Sedat Bozkurt, “Buralar bizim oksijen çadırımız. Bu ödüller hem ihtiyaç hem ödül ve aynı zamanda sorumluluk. Ödül alan arkadaşlarımın bu sorumlulukla hareket edeceğinden şüphem yok” ifadelerini kullandı.
“Faşizme karşı omuz omuza”
Gürsel’in ardından Sanat Ödülü, Emrecan Polat’a HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan tarafından takdim edildi. Polat’ın konuşması sırasında salondan “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları yükseldi. Barış isteyen akademisyenlere destek olduğu için TRT’deki işinden atıldığını hatırlatan Polat, tiyatroyla Halkevi’nde tanıştığını söyleyerek ödül için teşekkür etti.
Bir Sanat Ödülü’ne de karikatürist Carlos Latuff layık görüldü. Törene katılamayan ancak video ile mesaj gönderen Latuff, Türkiye’de demokrasinin değil diktatörlüğün hüküm sürdüğünü kaydetti.
“Son sözü direnenler söyler”
Bir diğer Sanat Ödülü de Devlet Tiyatroları’ndaki işinden atılan Levent Üzümcü’ye verildi. Ancak etkinliğe katılamayan Üzümcü’nün ödülünü kendisine iletmek üzere Halkevleri Kültür Sanat Sekreteri Volkan Yosunlu teslim aldı. Üzümcü de gönderdiği mesajında “Son sözü direnenler söyler. Sokaklarda mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Dün (26 Şubat) Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile tahliye olan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün ödüllerini Cumhuriyet gazetesinin Ankara bürosundan Emine Kaplan Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy’un elinden aldı. Kaplan, Dündar ve Gül’ün tahliye olmasıyla sorunların bitmediğini Türkiye’nin zor günlerden geçtiğini belirterek “Ama umut hep olmalı. Vazgeçmek kaybetmektir. Vazgeçmek yok “dedi. Ersoy ise “25 yıllık avukatım. Öğrendiğim şey adaletin adliyenin dört duvarı içerisine sıkıştırılamadığıdır. Dün biri çıkıp ‘Bu sadece tahliye dava devam ediyor’ dedi. Biz de ‘Bu bir başlangıç mücadeleye devam’ diyoruz. O mahkemelerde yargılanacak bir kişi var ve şu an koltuğunda oturuyor” ifadelerini kullandı.
Can Dündar ve Erdem Gül’e verilen ödül büyük alkış alırken sıra Birgün gazetesinden Doğu Eroğlu’na geldi. Eroğlu, Halkevleri’ne teşekkür ederken kendisine ödülünü takdim eden HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Aydınörs, dayanışma vurgusu yaparak salonlarda kalmamasını bayilerden Birgün, Evrensel, Özgür Gündem gibi gazetelerin alınmasını istedi.
Uçurtma Çocuk Dergisi editörü: “Dünyayı değiştireceğiz”
Ödül töreninde Halkevleri’nin çocuk dergisi Uçurtma’nın editörü Turunç da söz aldı. Bir kukla olan Turunç, “Önce içinizdeki çocukla barışın. Dünyanın kurtarılması için sabah akşam çocuk olmak lazım bence. Son sözü Uçurtma ile birlikte çocuklar söyleyecek. Dünyayı değiştireceğiz” dedi. Turunç salondakilerin yüzünde gülümsemeye sebep olurken dakikalarca alkışlandı.
“Benim kameramanım”
Turunç’un konuşmasının ardından “Benim kameranım” diyerek kameramanının gözaltına alınmasını engellemek için akrep aracının önüne geçen Kürtsat News muhabiri Ferhat Metmetoğlu ödülünü Haber Sen MYK üyesi Osman Köse’den aldı. Videosu dakikalarca alkışlanan ve “Özgür basın susturulamaz” sloganıyla karşılanan Mehmetoğlu, “Ben bir gazetecinin bir akrebi bükebileceğini o gün orada gördüm. Akrep de bükülür faşist de bükülür. ‘Ayağa kalkın’ diyor ya Halkevleri şu an ayağa kalkıp direnme zamanı” dedi. Mehmetoğlu’na ödülünü veren Köse de “Haber alma hakkımız için ayağa kalkacağız” ifadelerini kullandı.
Bir sonraki ödül de Şükrü Erbaş’a verilen Sanat Ödülü idi. Erbaş kürsüde yaptığı konuşmada bir de şiir seslendirdi.
Erbaş’ın ardından haber takibi sırasında polis tarafından vurulan İMC TV muhabiri Refik Tekin’in gönderdiği video gösterildi. Doktorları yolculuğun tehlikeli olduğunu söylemediği için Ankara’ya gelemeyen ancak video gönderen Tekin, her şeyin gerçekleri karanlıkta bırakmak için yapıldığını vurguladı.
Tekin’in ardından bugün (26 Şubat) ekranı karartılan İMC TV adına Utku Zırığ ve Ceren Bayar kürsüye çıktı. İMC TV’nin yayınına devam edeceğini ifade eden Zırığ sözlerini “İMC TV benim kanalım” diyerek sonlandırdı. İMC TV’ye ödülü takdim eden SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, basın emekçileriyle sağlık emekçilerin aynı koşullarda çalıştığını belirtti.
Kent ve çevre alanında yaptığı haberlerle Basın Ödülü’ne layık görülen isimlerden biri de Evrensel gazetesinden Özer Akdemir’di. Akdemir ödülünü alırken kendisinin de Zonguldak Kilimli Halkevi’nde bir dönem mücadele ettiğini hatırlatarak ödülünü Cerattape’de yaşam alanlarını savunan, jandarmaya göğsünü siper eden Artvin halkına adadı.
İşten çıkarılan bir diğer gazeteci Mehveş Evin de ödüle layık görüldü. Evin ödülünü alırken savaşın ortasında gazetecilik yapan meslektaşlarının çok zor şartlar altında çalıştıklarının ve terörist olarak adlandırıldıklarının altını çizdi.
Ödül töreninde Antalya’nın yerel haber sitesi Antalyasokaklari.com adına Pelin İktüeren’e verildi. İktüeren’e ödülünü Gündem Çocuk Derneği’nden Ezgi Koman takdim etti. İktüeren, “Haziran 2013’te halkın haber alma hakkının gasp edildiği ortamda penguen medyasına karşı halkın sokaklardan yükselen özgür sesi diyerek yol çıktık” diyerek başladığı konuşmasını; “Türkiye medyasının en karanlık günlerinin yaşandığı bugünlerde, Can Dündar ve Erdem Gül’ün özgürlüğüne kavuşmasının ardından hâlâ 30’u aşkın gazeteci mesleklerini icra etmekten dolayı tutsak. Bu gazetecilerden biri de DİHA Antalya muhabiri Feyyaz İmrak. Antalya yerelinde dayanışma içerisinde olduğumuz meslektaşımız Feyyaz’ı en kısa sürede sokaklarda haber takip ederken görmek istiyoruz” sözleriyle tamamladı ve ödülü erkek cinayeti ile hayattan koparılmış kadınlara ithaf etti.
Antalyasokaklari.com’un ardından Suriye’deki savaşı yakından takip eden, bu nedenle hakkında soruşturma da başlatılan Hamide Yiğit Dayanışma Ödülü’ne layık görüldü. Yiğit ödülünü alırken yaptığı konuşmasında “İktidarını savaşla sürdürenlere karşı ülkenin her yerinde direnenlerin iktidarı ürküttüğünü gördük. Bu beni heyecanlandırıyor. Suriye direnişi umut oldu. Lazkiye’den Hama’ya, Kobane’ye kadar direnen kadınlar adına alıyorum bu ödülü” ifadelerini kullandı.
Bir kadın haber ajansı olan JİNHA da ödüle layık görülen kurumlardandı. JİNHA adına ödül alan muhabir ödülünü Kürdistan’da ve Türkiye’de zor koşullarda haber yapan yoldaşlarına adadı. JİNHA’ya ödülünü ise Halkevci Kadınlar adına Mamak Sığınma Evi Komitesi’nden bir kadın vererek ödülü “Ödülü şiddete, tacize, cinayete karşı Çilem adına, direnen kadınlar adına veriyoruz” dedi.
Dayanışma Ödülü Sendika.Org ve DİHA’ya
Törende son ödül ise Sendika.Org ve DİHA’ya verildi. Sendika.Org adına ödülü muhabirimiz Demet Yılan aldı. Yılan, 10 kez sansüre uğradığımızı, sansüre uğradıkça çoğaldığımızı ve yolumuza Sendika9.Org ile devam ettiğimizi belirttiği konuşmasında şunları söyledi:
Bu ödülü en çok savaş koşullarında canını dişine takarak bölgeden haber vermeye çalışan muhabirimiz Murat Bay için alıyoruz.
Bundan yaklaşık 5 ay önce Saray’ın savaşına karşı emek, demokrasi ve barış diyenler Ankara’ya doğru yola çıktığında dördüncü engelimizle karşılaştık. 10 Ekim sabahına Sendika3.Org ile başladık ve ‘Ne zulmü kabul eder ne sansüre boyun eğeriz. Yayındayız, sokaktayız” diyerek mitingdeki yerimizi aldık. O gün dövizlerimizden birinde ‘Devrim Sendika.Org’da yayımlanacak’ yazıyordu ve evet devrim televizyonda yayımlanmayacak. Biz tam da bu yüzden varız. Bir yanımız Sur’da alev alevken bir yanımız Metin Lokumcu’nuun memleketi Artvin’de Cerattepe direnişinde. Direniş devam ettikçe Sendika.Org susmayacak.
Elbette sansüre uğrayan tek site biz değiliz. Pek çok dost kurumumuz da sansürle karşı karşıya. Daha bugün İMC TV’nin ekranı karartıldı. Buradan bir kez daha meslektaşlarımızla dayanışma içerisinde olduğumuzu söylüyoruz. İMC TV susmayacak. Sendika.Org susmayacak. Özgür basın susmayacak.