“Sizler özgürlüğün doyumsuz tohumları
Gibi düştünüz toprağa
Bire bin verdi başaklarınız
Kaldırın yattığınız yerden başınızı
Kaldırın bakın bıraktığınız yerden
Yürüyor yoldaşlarınız…”
Türkiye’nin dört bir yanında hak mücadelesi verenler Halkın Hakları Forumu‘nda buluştu. Bu buluşma denizlere ulaşmak için çağlayan nehirler gibi önündeki engelleri/bentleri yıkan birçok direnişçiyi yan yana getirdi. Bu buluşma derelerin durgun olduğu zamanlarda biriktirdiği yığınaklara benzeyen emekçi halkın birikimiyle şekillendi. Bu buluşma hak mücadelesini bilince çıkaranlarla bu bilinci eyleme dönüştüren işçi sınıfının bir araya gelmesini sağladı. Kısacası Halkın Hakları Forumu’nda hak mücadelesi verenler güncelleşen devrim ufkunu yaratmak için buluştu.
“savunmacı bir direnişin ve kurucu bir inşanın bilinçli eylemi”
Halkevleri, Halkın Hakları Forumu’nun birincisini 8–9–10 Haziran 2007 tarihinde gerçekleştirmişti. Hak mücadeleleri çizgisini belirlemek, halkın hakları hareketini yaratmak üzere düzenlenen bu Forum’a birçok meslek örgütü, sendika, emek hareketi temsilcileri, bilim insanları ve hak mücadelesi yürüten emekçiler katılmıştı.
Halkın Hakları Forumu’nun birincisi hak mücadelelerinin işçi sınıfı örgütlenmesinde ve üretenlerin yöneteceği bir dünya kurulmasında belirleyici olduğunun açığa/bilince çıkarılmasında önemli bir köşe taşıydı.
Birinci HHF’den sonra bu güne geldiğimizde dünyada ve Türkiye’de hak mücadelelerinde, özellikle kapitalizmin yaşadığı büyük krizin faturasını emekçi halklara yıkmak üzere uygulamaya geçirdiği programların yarattığı yıkımın da etkisi ile büyük bir sıçrama görüldü.
Savunmacı bir direnişin ve kurucu bir inşanın bilinçli eylemi olarak hak mücadeleleri daha da önemli bir hale gelirken, , hak mücadelelerinin siyasal bir mücadele olduğu halk tarafında daha görünür hale gelmiştir.
Hak mücadeleleri, neo-liberalizmin saldırganlığı karşısında halkın bağımsız siyaset programını kuran ve yürüten bir zemin olarak karşımıza çıkarken Halkın Hakları Forumu’nun ikincisi 21–22–23 Ocak 2011 tarihleri arasında Ankara’da toplandı. İkinci forum bizlere birçok olanak, mücadele pratiği, örgütlenme hattı gösterdi. Halkın Hakları Forumu’nun açığa çıkardığı hak mücadelelerinde birleşmenin bu dönemdeki belirleyici rolü bundan sonra verilecek hak mücadelelerine ışık tutuyor, yol gösteriyor.
Birinci HHF ile İkinci HHF arasındaki üç buçuk yılda çok yol kat ettik. Bu yol hem iki Forum’un örgütlenme süresince hem de foruma taşınan hak mücadeleleri başlıklarında kendini gösterdi.
Birçok hak mücadelesi kendi örgütlenmelerini gerçekleştirdi. Barınma hakkı büroları, eğitim hakkı meclisleri, sağlık hakkı mücadelesinden doğan herkese sağlık güvenli gelecek platformu bunların sadece birkaç tanesi. İkinci Forum’da birçok atölye ön çalışmalarından itibaren bizzat o hak mücadelesinin özneleri tarafından yürütüldü. İlk Forum’da daha çok akademisyenler anlatır ve tartışmaları açarken, hakları elerinden alınanların, hak mücadelesi vermeye başlayanlar dinlerken, ikinci Forum’da artık alanlarda hak mücadelesi yürütenlerin hem pratik hem de teorik anlamda söyleyecek daha fazla sözleri vardı. Eğitim hakkı, sağlık hakkı, barınma hakkı, su hakkı, engelli hakları, emekli hakları, ulaşım hakkı, güvenceli çalışma hakkı gibi birçok atölyede kürsülerde akademisyenlerin yanında bu mücadeleyi mahallelerinde, vadilerinde, otobüs duraklarında, işyerlerinde yürütenler de aktif bir şekilde yer aldılar. Akademisyenlerden-siyaset bilimcilere uzanan bir katılımcı bileşeninin yanındaki sandalyelerde genç hak mücadelesi militanları da devrimci fikirleriyle tartışmaları zenginleştirdiler. Vadilerinde HES karşıtı mücadele verenler yapılacak olan HES’lerin söylendiği gibi “enerji ihtiyacı” için yapılmadığının farkında tam da bu nedenle HES’e karşı mücadeleyi suyun ticarileştirilmesine karşı mücadele olarak tarif ediyor. Bu farkındalık tüm atölye başlıkları için geçerli. Emekliler kendi haklarını konuşurken aynı zamanda bunun güvenceli iş talebi olduğunun, güvenceli çalışma hakkı atölyesi barınma, ulaşım, eğitim-sağlık haklarının birbirinden bağımsız olmadığının, barınma hakkı atölyesi emekçi halkların barınma hakkının ulaşım, kültür-sanat, iletişim hakkıyla ilişkisinin farkında. Bu durum bizleri hak mücadelelerinin ayrı bir momentine götürüyor. Hak mücadelelerinin; neo-liberalizmin tahrip ettiği, saldırdığı sermaye lehine değiştirmeye çalıştığı, hayatın tüm alanının biat ve şükür temeline göre örgütlenmeye çalışıldığı dünyada bu saldırılara karşı birleştirici rolü toplanan tüm atölyelerde ortak sonuç olarak deklare edilmiş oldu.
İkinci Forum’da karşımıza çıkan bir diğer husus da emekli hakları, engelli hakları, üniversite mücadelesi örneklerinde olduğu gibi daha fazla başlıkta hak mücadelesi alanının Forum’a taşınması idi. İlk Forum’da sosyal haklar başlığı altında örgütlenen çalışmanın daha sonra mücadele içinde Engelli Hakları Atölyesi’ne dönüşmesi hak mücadelesi pratiğinin durağan, belli bir formülü olan bir mücadele hattı olmadığını açığa çıkarmıştır. Hak mücadelesi başlığı gibi hak mücadelesi veren alanların fazlalığı da bu forumda dikkat çeken bir gelişmeydi. Niğde’nin Ulukışla ilçesinde siyanüre karşı yaşam mücadelesi veren köylüler, Loç’tan, Artvin’den, Antalya’dan HES’lere karşı mücadele edenler, kentlerde suyun ticarileştirilmesine karşı mücadele edenler,Sinop Gerze’de; Bartın’da, Çanakkale Biga’da termik santrallere, Antalya’da taş ocaklarına, Sinop ve Mersin’de nükleer santral projelerine, kentlerde baz istasyonlarına direnenler; Manisa’dan Akhisar’dan, Urfa’dan, Artvin’den, Erzincan’dan, Kocaeli Kandıra’dan, Muğla Milas’tan çiftçiler, kentlerde beslenme hakkı mücadelesi verenler; Ankara’ dan 6 farklı mahalleden barınma hakkı bürolarıyla örgütlenen gecekonducular, İstanbul’dan farklı biçimlerde yıkımlarla kentsel dönüşümle evsiz kalanlar, Dev-sağlık-iş’te örgütlenerek güvencesiz örgütlenmesinde ufuk açan taşeron sağlık işçileri, ülkenin dört bir yanında güvenceli iş güvenceli bir gelecek için direnişte olan işçiler; güvencesiz çalışan öğretmenler, veliler, öğrenciler, sağlıkçılar, tıp fakültesi öğrencileri, üniversitelerini AKP’ye dar eden üniversiteliler hep bir aradaydı.
Anadolu’nun dört bir yanında mücadele edenlerin aynı salonda aynı doğruları konuşurken yan yana gelmeleri tesadüf değildi, hak mücadelelerinin birleştiriciliğini gösteriyordu.
Özetle bu Forum’un bizlere gösterdiği temel birkaç saptamanın altını çizmekte yarar var. Birincisi bu Forum ilkine göre daha geniş katılımlı olmuş, hak mücadelesinin yaygınlaştığını ve bu çizginin büyüyerek, zenginleşerek geliştiğini açığa çıkarmıştır. İkincisi hak mücadeleleri birbirinden bağımsız eksenler halinde değil aksine birbiri içine geçen her alanda birlikte örgütlenmesi gereken mücadeleler olarak öne çıkmaktadır. Üçüncüsü hak mücadelelerinin sabit bir formülü yoktur. Her mücadele kendi özgünlüklerini de içinde taşımaktadır.