İFF ‘perde’ dedi: “Yaşasın işçi sınıfının yanındaki sinema!”

Sa, 05/05/2015 - 20:45
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından emekçilerin yaşamlarını ve mücadele deneyimlerini izleyicilerle buluşturan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali (İFF) perdelerini açtı. Festivalin 10. yılında iş cinayetlerine ve sansüre karşı yürüyüş yapıldı

İstanbul

Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından emekçilerin yaşamlarını ve mücadele deneyimlerini izleyicilerle buluşturan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali (İFF) İstanbul’da perdelerini açtı. Tamamen gönüllü emeği ile yarışmasız, sponsorsuz, ücretsiz bir biçimde düzenlenen festivalin bu yıl 10. yılı.

Şişli Kent Kültür Merkezi’nde 2 Mayıs günü gerçekleşen açılış öncesi iş cinayetlerine ve sansüre karşı yürüyüş vardı.

Taksim Divan Oteli önünden başlayan yürüyüş öncesi işten atılan ve direnişte olan Divan Pastanesi işçileri unutulmadı, “Divan işçisi yalnız değildir” sloganlarıyla selam gönderildi. Yürüyüşe festivalin düzenleme komitesinde de yer alan sendikalar, demokratik kitle örgütleri, sinema emekçileri ve sinemaseverlerin katıldı. Festivalin simgelerinden Karagöz ve Şarlo’nun figürleri, “Özgür sinema”, “Yaşasın işçi sınıfının yanındaki sinema” pankartları, “Setlerde ölmek istemiyoruz”, “Bu daha fragman, film yeni başlıyor” sloganlarıyla yapılan yürüyüş, “Özgür sinemadan özgür festivale nice 10 yıllara” diyerek bitirildi. Yürüyüş sonrası açılış gecesinin yapılacağı Şişli Kent Kültür Merkezi’ne geçildi.

‘Kadınlar, işçiler, LGBTİ bireyler kendi hikayeleriyle buluşacak’

Sunuculuğunu oyuncu Funda Eryiğit’in üstlendiği gece, Soma’da, Ermenek’te, iş cinayetlerinde yaşamını yitirenler için saygı duruşuyla başladı.

10 yıl boyunca festivale emek verenler adına DİSK Sine-Sen Genel Başkanı Zafer Ayden söz aldı.

İş cinayetlerinde yaşamını yitirenleri anan Ayden, festival kapsamında 10. yıla özel hazırlanan İşçi Filmleri, Öteki “Sinemalar” kitabından da bahsetti. “Kayıt ve tescil belgesi” olmadığı gerekçesiyle festival gösterimi engellenen Bakur filmi dolayısıyla sansüre de değinen Ayden, 1987 yılında çekilen ve uğradığı sansür nedeniyle daha önce gösterim imkanı bulamamış olan Kara Sevdalı Bulut filminin ilk defa İFF’de gösterileceğini belirtti. “Sansüre karşı mücadele sadece filmi üretenlerin mücadelesi değil festivali örgütleyenler de mücadele etmeli, biz de üzerimize düşeni yapacağız. Bunu da açılış öncesi Taksim’den yaptığımız yürüyüşle ilan ettik” diyen Ayden, her yıl olduğu gibi bu yıl da filmlerin salonlarda, mahallerde, Diyarbakır’ın, Mardin’in köylerinde gösterileceğini, kadınların, işçilerin, LGBTİ bireylerin kendi hikayeleriyle buluşacağını söyledi. Konuşmanın ardından festivalde gösterilecek filmlerden Palikari filminin yönetmeninin video mesajı izlendi. Yönetmen Nikos Ventouras, filmini Soma’da yaşamını yitiren madencilere ithaf ettiğini söyledi.

“Soma’dan Hopa’ya, Kobane’den İstanbul’a işimiz gücümüz yaşamak…”

Gecenin bir diğer konuşmasını Halkevleri Kültür Sekreteri Volkan Yosunlu yaptı. Yosunlu, “Festivali sponsorsuz, sansürsüz, ücretsiz örgütleyen kurumlar olarak meslek onurunu çiğnetmemeye, yaşam alanlarımıza örülen gericiliği söküp atmaya kararlıyız. Soma’dan Hopa’ya, Kobane’den İstanbul’a işimiz gücümüz yaşamak…” dediği konuşmasını “Nice 10 yıllara” temennisiyle bitirdi.

Sahne direnişteki işçilerin

Yosunlu’nun ardından direnişteki işçiler sahnedeydi. Dev Sağlık-İş üyesi Maltepe Üniversitesi Hastanesi, Gıda-İş üyesi Divan Pastanesi ve Enerji-Sen üyesi BEDAŞ işçileri direniş önlükleri ve sloganlarıyla sahneye çıktı. Taşeron sağlık işçilerine yönelik göstermelik eğitime “nitelikli işçi sağlığı eğitimi” talebiyle itiraz ettiği için “kademe durdurma” cezasıyla karşı karşıya kalan Dr. Coşkun Canıvar da onlarla birlikteydi, Çapa’nın sağlık emekçilerinin selamını iletti. Canıvar, İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimlerinde en yüksek oyu almasına rağmen her fırsatta “sandık” diye tutturan Erdoğan tarafından rektörlüğü teslim edilmeyen Prof. Dr. Raşit Tükel’i sahneye davet etti.

İşçilerle beraber söylenen 1 Mayıs marşının ardından bu yıl yitirdiğimiz Yaşar Kemal anıldı.

Bakur filminin yönetmenlerinden Ertuğrul Mavioğlu ve sansüre karşı İstanbul Film Festivali’nden filmlerini çeken yönetmenler sahneye davet edildi. Mavioğlu, uzun süredir sağlık problemi yaşayan filmin diğer yönetmeni Çayan Demirel’e selamlarıyla başladığı konuşmasında festival sloganının barışı çağrıştırdığını oysa hep savaşmak zorunda olduğumuzu, iş cinayetlerine, sansüre, savaşa karşı savaşmak zorunda olduğumuzu söyledi. Kara Sevdalı Bulut filminin yönetmeni Muammer Özer de filminin yıllar süren sansür hikayesini anlattı.

İFF’nin her yıl bir gelenek olarak bir set emekçisine verdiği plaketin sahibi bu yıl 1992’den bu yana sanat yönetmeni ve yönetmen olarak setlerde emek veren Veli Kahraman aldı.

Hakan Vreskala’nın şarkıları ve 1977 yılında yeni sansür yasasına karşı sinema emekçilerinin Ankara’ya yürüyüşünü anlatan Yollara Düştük filminin gösteriminin ardından gece son buldu. Film, yönetmeni Deniz Yeşil’in katılımıyla izlendi.

53’ü yerli 75 film

Festival, 22’si uluslararası, 53’ü Türkiye’den olmak üzere toplam 75 adet uzun ve kısa kurmaca, belgesel filmi perdeye taşıyacak. Festival filmleri arasında Türkiye’de ve dünyada yoğunlaşan emek sömürüsü, iş cinayetleri ve işçi direnişleri ile ilgili filmlerde maden işkolundaki direnişlere özel bir yer verildi. Haziran İsyanı, Yırca Direnişi, Kobanê Direnişi ile ilgili filmler de yine festival kapsamında izleyicilerle buluşacak. Festivalle ilgili her türlü bilgiye www.iff.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Ankara

“İşimiz gücümüz yaşamak” diyen 10. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin Ankara açılışı coşkulu bir yürüyüşle gerçekleşti. Perdede ise işçilerin “anlattıkları kendi hikayeleri” vardı

10. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali Ankara’da perdelerini son yılların en coşkulu festival yürüyüşü ile birlikte açtı. Saat 18.30’da İnsan Hakları Anıtı’nda bir araya gelindi ve kısa bir açıklama yapıldı. Açıklamada güvencesizleştirme, taşeronlaştırma ve işçi güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle artan iş cinayetlerine dikkat çekildi, festivalin işi gücü yaşamak olanları perdeye taşıdığı belirtildi.

Karagöz, Şarlo ve işçiler

Açıklamanın ardından açılışın gerçekleştirileceği Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne doğru yürüyüşe geçildi. Yürüyüş kortejinin önünde her yılki gibi Karagöz ve Şarlo yer alırken, onlara maden işçilerini temsilen bir sokak sanatçısı ile tulumlarıyla iki festival gönüllüsü eşlik etti. Grup Arin de şarkılarıyla ve tempolarıyla yürüyüşe renk kattı.

Yürüyüş boyunca “İşimiz gücümüz yaşamak”, “Her yer festival, her yer direniş”, “İsyan devrim festival”, “Biji berxwedana festival”, “Nerdesin aşkım, festivaldeyim aşkım” sloganları atıldı, “Gel gel, festivale gel” sloganıyla güzergah üzerindeki Ankaralılar açılışa çağrıldı. Kortej Ankaralılardan da alkışlarla ve kornalarla destek gördü.

 ‘İFF’nin yeri direnenlerin yanı’

Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne gelindikten sonra coşku ve sloganlar fuaye alanında bir süre daha devam etti. Açılışa gelen HDP Ankara Milletvekili Adayı Sırrı Süreyya Önder de festival katılımcıları ve gönüllülerinin arasına katılmaktan geri kalamadı.

Açılış etkinliği festivalin tanıtım filmi ile Ankara gönüllülerinin hazırladığı Ankara 1 Mayıs’ı görüntülerinden hazırlanan görüntülerin sunulmasıyla başladı.

İFF Düzenleme Komitesi adına ilk sözü alan Fatin Kanat kültür-sanat alanında yaşanan baskı, sansür ve ticarileştirme politikalarına değindi, İFF’nin bu anlamda sponsorsuz bir biçimde, dayanışma yoluyla alanında meydan okuyan bir yerde durduğunun altını çizdi. Kanat; festivalin gericiliğe ve faşizme karşı halkların direnişinin her zaman yanında olacağını da sözlerine ekledi.

‘AKP’ye de sansürüne de meydan okuyoruz’

Destekçi kurumlar adına konuşan Mustafa Eberliköse, sokağı perdeye taşıdıkları festivalin 10 yılını geride bıraktıklarını ve dünyanın en büyük işçi filmleri etkinliğine imza attıklarını dile getirdi. İFF’nin AKP faşizmine ve sansüre meydan okuyarak perdelerini açtığını kaydeden Eberliköse, yasaklanan filmlerin ve emekçilerinin yanında olmayı sürdüreceklerini de vurguladı.

Çankaya Belediyesi Başkan Yardımcısı Nafiz Kaya da dünyada yasaklamalara karşı direnişlerden ve bunların sinemadaki yansımalarından örneklere değindiği bir konuşma yaptı, belediyenin desteklerinin süreceğini söyledi.

Konuşmaların ardından Ağır Aksak grubu kısa bir müzik dinletisi gerçekleştirdi.

Perdede işçilerin hikayesi

İFF Ankara açılışında İşçi Filmleri Atölyesi’nin hazırladığı 5 filmin gösteriminden önce sahneye atölyenin yürütücülerinden Oktay İnce ile filmleri hazırlayan üç işçi çıktı. İnce, atölye çalışmalarını, filmlerin nasıl çekilip kurgulandığını aktardı ve ardından filmlerin gösterimine geçildi.

İzmir

10. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali İzmir’de Sevinç Pastahanesi önünde festival yürüyüşüyle başladı. Ahura Ritim Topluluğu ve Praksis’in müzikleriyle eşlik ettiği yürüyüş “Gel bakalım, gel bakalım, festivale gel bakalım. Direnişi gör kendini izle, haydi özgürleş bakalım” festival şarkısıyla İzmirlilerle buluştu. 

Bu yıl “İşimiz gücümüz yaşamak” sloganıyla perdeye işçi katliamlarına, güvencesizliğe, doğanın talanına, kadın cinayetlerine taşıyan festivale çağrı yapılan yürüyüşte Toplumcu Psikologlar, Yenikapı Tiyatrosu, Eğitim Sen 1 Nolu Şube’nin ritim atölyesi kendi renklerini katarak yer aldı. 

Yürüyüş gösterimin yapılacağı İzmir Mimarlık Merkezi’nde son buldu. Murat Mergirkaon’un sunumuyla başlayan açılış programında ilk sözü İşçi Filmleri Festivali İzmir gönüllüsü Göksel İnce aldı. Festivalin İzmir ayağında, broşürünü dağıtan, filmleri düzenleyen, örgütleyen emeği geçen herkese teşekkür ederek konuşması başlayan İnce, festivalin 10 yılını ardında bırakırken sansürsüz, sponsorsuz, gönüllü çalışma yürütenlerin emeğiyle büyüdüğünü dile getirdi. İnce festivalin bir hafta boyunca sürecek İzmir programını aktararak konuşmasını sonlandırdı. 

İnce’nin ardından festival düzenleyicileri adına İzmir Halkevi Başkanı Nail Tursun söz aldı. Kızıyla birlikte sahneye gelerek katılımcıları selamlayan Tursun festivalin ilk yıllarında bugünü görmenin çok zor olduğunu belirterek “Festival ailemle yaşıt, çocuklarım festivalle birlikte büyüdü. 10 yıldır gündemi takip eden işçi sınıfının mücadelesini beyaz perdeye yansıtan festivale sendikalardan odalara gönüllü ekiplerine kadar emeği geçen herkese teşekkürler. Tüm baskılara sansüre rağmen festivali sınıf mücadelesini halkın hakları mücadelesini perdeye yansıtmaya devam edeceğiz ” diyerek konuşmasını bitirdi. 

Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi, İşçi Filmleri Festivali’nin 10 yıllık biriktirdikleriyle işçi sınıfının, güvencesizliğe, sömürüye karşı verdiği mücadeleye soluk kattığını belirterek, “Bu yüzden bu festival çocuklarımızın tarihine ışık tutacaktır” dedi. 

Konuşmaların ardından Soma ve Ermenek’te yaşanan işçi katliamını pandomim gösterimine taşıyan Mehmet Selim Sağdıcın ve Şubadap Çocuk Orkestrası  “Evrim müfredattan çıkarılıyorsa müzik repertuarına girer” diyerek  çocuklar için hazırladıkları “Dinonun şarkıları”yla sahne aldı. Etkinlik Ahura Ritim Topluluğu Erbane dinletisi ve festival açılışı “Yollara düştük” film gösterimiyle sona erdi.