Bu gün Eskişehir’de ikinci duruşması görülecek olan ve kamuoyunda bilinen adıyla “Uğur Kaymaz Davası” ya da “Kızıltepe Davası”, polisin keyfi ve hukuk dışı baskı ve engelleme girişimlerine sahne oldu.
20.07.2005 günü görülen ilk duruşmada faşist saldırganlara çanak tutan ve duruşmaya izlemeye gelenlerin can güvenliğini sağlamak için hiçbir tedbir almayan polis, bu sefer güvenlik önemlerini duruşmayı izlemek isteyen kitle örgütü temsilcilerine ve avukatlara yönelik baskı ve engellemeler şeklinde yaşama geçirdi.
Alınan bilgiye göre, İstanbul ve Ankara istikametinden davayı izlemeye gelen heyetler, Eskişehir girişinde polis barikatı ile engellendi ve şehre sokulmadı. Bu uygulamadan davanın avukatları da nasibi aldı ve bu nedenle duruşmaya katılabilen az sayıda avukat, adil yargılanma hakkının ve aleniyetin engellendiği gerekçesiyle davadan çekildi.
Öte yandan Eskişehir yerelinde oluşturulan davayı izleme komitesi adına duruşmayı izlemek isteyen yaklaşık 50 kişi, polisin saldırısına uğradı. Saldırı sonucu aralarında Halkevi üyelerinin de bulunduğu yaklaşık 12 kişinin gözaltına alındığı ve bir o kadar da yaralı olduğu bilgisi edinildi.
Faşist gruplar ise bu duruşmada her hangi bir gösteri de ya da saldırı da bulunmadı. Halen Eskişehir’de fiili bir sıkıyönetimi andıran baskı ve engellemeler sürmekte, kentin sokakları caddeleri polis tarafından ablukaya alınmış durumda.
Henüz 12 yaşında olan Uğur Kaymaz, babası Ahmet Kaymaz ile 21 Kasım 2005 günü Mardin İli Kızıltepe İlçesi’nde polisler tarafından öldürülmüştü. Otopside Uğur Kaymaz’ın vücudundan 13 kurşun çıkmıştı. Bu yargısız infaz olayı sonrası kamuoyunun tepkisi üzerine bir kısım polis hakkında ceza davası açıldı ancak bu dava “güvenlik” gerekçesi ile Mardin’den Eskişehir’e alındı. Yargılanan sanık polislerin halen emniyet teşkilatında görev yaptıkları bilinmekte. Hatta bu polislerden biri, geçtiğimiz aylarda birinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirilmişti.
Davanın 20.07.2005 günü Eskişehir’de görülen ilk duruşmasında, Adliye önünde toplanan yaklaşık 100 kişilik faşist bir grup, davayı izlemeye gelen kitle örgütü temsilcilerine ve avukatlara taşlarla saldırmış, hatta dava ile ilgisi olmayan sıradan vatandaşlarda faşistler tarafından dövülmüştü. Polis, bu faşist gruba hiçbir müdahalede bulunmamış, bu nedenle kamuoyunun tepkisini çekmişti. Faşist saldırı sonucu aralarında Halkevi Eskişehir Şube yöneticilerinin de bulunduğu çok sayıda kişi ağır biçimde yaralanmıştı.