Eğitim Hakkı Anasayfa

İnsanca bir yaşam ve yeniden kardeşleşme için halkın hak mücadelelerini yükseltelim!

Samut Karabulut | Cu, 10/10/2008 - 01:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Dünyada ve ülkemizde ekonomik kriz derinleşerek sürüyor. Egemenler her zaman olduğu gibi krizin faturasını halka ödetiyor ve bu doğrultuda baskı ve şiddet politikalarını gündeme getiriyorlar.

Önceleri, göstere göstere gelen mali krizi hafife alıyor pozları takınan AKP hükümeti, bugünlerde durumu kurtarmanın telaşıyla saldırganlığını artırmaktadır. Ekonomik bağımsızlığı “çağ dışı” ilan edip, ekonomimizi bugünlerde tarihi bir yıkımla karşı karşıya kalan emperyalist merkezlerle bütünleştiren zihniyet, şimdi, dalga geçer gibi “bize bir şey olmaz” diyor. Ancak ekmek, su, ulaşım elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaçlara yapılan fahiş zamlar, kapanan on binlerce işyeri, yeni işten çıkarma dalgası, üretimini durduran fabrikalar, eğitim ve sağlıkta yaşanan çöküntü ve ticarileşme bambaşka bir şey söylemektedir. AKP iktidarı, “bize bir şey olmaz” dedikçe, bize yani halka bir şeyler oluyor. Krizin faturası halkın sırtına yıkılıyor.

Halk, bu yıkım karşısında dağınık, kendiliğinden tepkiler gösteriyor. Bugüne kadar kendinden emin bir görüntü sergilemeye çalışan AKP ise, halkın hoşnutsuzluğunu dile getirmesi karşısında, en ufak tepkiyi bile bir tehdit olarak algılayıp bastırmaya yöneliyor. Çiftçilerin, gecekonduluların, güvencesiz işçilerin, sağlık ve eğitim emekçilerinin, üniversite öğrencilerinin hak talepleri karşısında hükümetin yanıtı küfür, yasaklar, polis copu, yıkım ekipleri ve baskı yasaları oluyor. Demokrasi vaatleriyle iktidara gelen AKP, sendikal hakları, ifade ve inanç özgürlüğünü, Kürtlerin kardeşçe bir arada yaşamaya yönelik demokratik taleplerini yok sayan bir politika izliyor.

Son günlerde, AKP’den TSK’ya, ulusalcılardan liberallerle kadar bütün egemenler, halka karşı saldırı politikalarında birleşmektedirler. “Terörü” bahane eden egemenler, yeni kirli savaş ve baskı yasalarını büyük bir hızla gündeme getirmenin telaşına kapıldılar. “Sınır ötesi operasyonları” bir yıl daha uzatan Tezkere 8 Ekim’de onaylandı. “Terör Zirveleri” toplanarak, gözaltı sürelerinin uzatılması, kolluk güçlerine keyfi gözaltı, sorgu ve arama yetkisi verilmesi gibi, yargısız infaz ve işkencenin önünü açan bir dizi yasal değişiklik gündeme getiriliyor.

Biliyoruz ki, getirdikleri bütün “tedbir paketleri”, içinde bulunduğumuz köhnemiş sömürge kapitalizmini biraz daha çözümsüzlüğe itmektedir. “Aktütün baskını”, egemenlerin çözüm diye sunduğu kirli savaş ve baskı politikasının iflasının açık bir kanıtıdır. Göklere çıkarılan AKP-TSK-ABD işbirliğinin nasıl bir kandırmacadan ibaret olduğu görüldü. Bunu herkes biliyor ve bütün egemenler itiraf etmek zorunda kalıyor. Artık asker aileleri dahil geniş kitleler, çözümsüzlüğü apaçık ortada duran savaş politikalarını sorguluyorlar.

Biliyoruz ki, egemenler gündeme getirdikleri yeni baskı ve şiddet politikasıyla, Kürt sorununu çözmeyi değil, sistemin çürümüşlüğünü saklama niyetindedir. AKP iktidarı haklarını talep eden tüm halka yönelik saldırısına, pespaye bir “terörle mücadele” kılıfı giydirmeye çalışmaktadır. Ülke her türlü demokratik tepkinin ve hak talebinin terörle özdeşleştirilip hedef alınacağı bir baskı ve şiddet ortamına doğru sürüklenmektedir. İşte buna, Tayyip Erdoğan’ın diliyle söylersek, “faşizmin daniskası” derler!

Bugün faşizme ve kirli savaş politikalarına karşı mücadelenin sürükleyici halkası, halkın hak mücadelelerinin yükseltilerek birleştirilmesi ve siyasallaştırılmasıdır. Mevcut kriz, kirli savaş ve faşizm koşulları, hak mücadelelerinin siyasal içeriğini kesin hatlarıyla ortaya koymaktadır. Hak mücadeleleri içinde kurulacak kardeşlikle, ırkçı şoven kışkırtmalarla halkın parçalanmasına karşı durmalıyız. Zamlara, eğitim ve sağlıkta ticarileşmeye karşı mücadeleleri yeniden kardeşleşme mücadelesiyle birleştirmeliyiz. Hak mücadelelerinin etkin militan eylem çizgisi kararlılıkla sürdürülerek, kirli savaşa, şovenizme ve faşizme karşı hak ve talep hareketlerinin militan içeriğiyle birleştirilmelidir.

Bu köhnemiş neoliberal sömürge kapitalizminin yarattığı yıkıma karşı, başta eğitim, sağlık, barınma, su hakkı olmak üzere, bütün hak mücadeleleri kararlılıkla sürdürülmektedir. Ve son zamanlarda, bütün saldırılar karşısında, insanca, barış içinde ve kardeşçe bir yaşam ve demokrasi için yürütülen hak mücadeleleriyle buluşarak zengin içerikler kazanmaktadır.

Ekonomik krizin faturasının halka çıkarılmasına, savaşa, faşizmin AKP’li-Askerli, ulusalcı-Fethullahçı, resmi-sivil hiçbir biçimine, ırkçılara, kitle kışkırtıcılarına asla izin vermeyeceğiz!

İnsanca bir yaşam ve kardeşliğin ülkesini kurmak için; güvenli gelecek, barış, demokrasi ve özgürlük için halkın hak mücadelelerini yükseltelim!

*Samut Karabulut: Halkevleri Örgütlenme Sekreteri


Halkevleri Genel Merkezi
Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 312-4193207 Eposta: [email protected]
Bağışlarınız için; İş Bankası (Ankara) Meşrutiyet Şubesi 785989 nolu hesap