İsviçre'nin Uluslararası Çalışma Kurumu-GIIS'nin ''Yıllık Küçük Silahlar Araştırması'' 'yla ilgili hazırladığı rapora göre, ABD'nin Irak'ı işgalinden bu yana ülkede intihar saldırıları ve diğer kazalarla birlikte ölen sivillerin sayısı 100 bine çıktı. Irak'ta Mayıs 2003'ten Kasım 2004'e kadarki dönemde ''ABD'nin doğrudan ateş açması ve çatışmalar'' sonucu ölen sivillerin sayısı da, daha önce verilen rakamların 2 katından fazla. Rapora göre, söz konusu dönemde ölenlerin sayısı, basında belirtildiği gibi 10-15 bin değil, 39 bin.
Önde gelen İngiliz tıp dergilerinden Lancet da Irak'ta 100 bin sivilin öldüğü haberine sayfalarında yer verdi.
Raporda, Irak savaşının başlamasından bu yana ölen işgal askerlerinin sayısının 2 bine ulaştığı belirtiliyor. 14 yıl önce ABD Nüfus Dairesi Başkanı, Washington yönetiminin Irak'ı Kuveyt'ten çıkartmak için giriştiği Birinci Körfez Savaşı'nda 60 bin sivilin öldüğünü açıklamıştı.
Kitle imha silahından beter
Uzmanlar, Irak'ta hiçbir zaman kanıtlanmayan nükleer, kimyasal, biyolojik kitle imha silahlarından çok, küçük çaplı silahların daha büyük sayıda ölümlere neden olduğunu vurguluyor.
Uluslararası Çalışma Kurumu-GIIS'nin ''Yıllık Küçük Silahlar Araştırması'' raporuna göre, dünya genelinde yaşanan çatışmalarda meydana gelen ölümlerin yüzde 60-90'ı küçük ve hafif çaplı silahların kullanılmasıyla gerçekleşiyor.
GIIS'nin raporunun, BM'nin bir hafta sürecek küçük ve hafif çaplı silahların yayılmasınının önlenmesinin tartışıldığı konferansıyla aynı döneme denk gelmesi dikkat çekti.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan konferansta yaptığı konuşmada her yıl yasal olmayan küçük ve hafif çaplı silahların binlerce masum insanın ölümüne neden olduğunu belirterek tüm ülkeleri bu konuda önlem almaya çağırdı. BM'nin Finlandiya Büyükelçisi Pasi Patokallio , ''Dünyada, aslında tek kişinin taşıdığı tabanca kitle imha silahlarının en büyüğüdür'' dedi.
Gazeteciler sokulmuyor
GIIS'nin raporuna göre, dünya genelinde 2003 yılında meydana gelen çatışmalarda 80 bin ila 108 bin insan yaşamını yitirdi. Bu sayının daha önce verilen resmi ölüm rakamlarından 2-4 kat daha fazla olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda ölümlerle ilgili farklı bilançolara ise çatışma bölgelerine gazetecilerin sokulmayarak gerçek bilgilerin saklanması gösteriliyor. Çatışma bölgelerinde politik amaçlı yanlış bilgilendirmelerle ilgili çok sayıda örnek olduğuna dikkat çekilen raporda ''Geleneksel olarak bu bir propagandadır'' ifadeleri kullanıldı.