İstanbul’da kadınlar gece yürüyüşünde buluştu: “Erkek devlet şiddetine direniyoruz”

Cu, 27/11/2015 - 18:14
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

İstanbul’da 25 Kasım Platformu’nun çağrısıyla yüzlerce kadın Tünel’den Galatasaray Meydanı’na yürüdü, “Erkek devlet şiddetine karşı direniyoruz, yaşam hakkımızı savunuyoruz” dedi

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nün İstanbul ayağında yüzlerce kadın gelenekselleşen gece yürüyüşünde bir araya geldi, erkek şiddetine karşı isyanının sesini yükseltti. Saat 19.30’da Tünel Meydanı’nda toplanan yüzlerce kadın, Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Eril şiddete karşı yürüyen kadınlar yürüyüşte, “Erkek devlet şiddetine karşı direniyoruz hayatlarımızı savunuyoruz” pankartını taşıdı.

Yürüyüş sırasında, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Erkek vuruyor devlet koruyor”, “Nusaybin’de işgalci Özgecan’ın katili”, ” Kürdistan’da direnen kadınlara bin selam”, “Tecavüzcü bizden koksun”, “Özsavunma haktır”, ” Öldüren sevgi istemiyoruz” sloganları atıldı. “Bedenimiz devletin savaş alanı değildir” yazan, erkek-devlet şiddeti, kadına yönelik taciz, tecavüz ve kadın katillerine erkek yargı sistemi tarafından verilen “tahrik indirimi” ne vurgu yapan dövizler taşındı.

Eylemde, hayatta kalmak için şiddet gördükleri erkekleri öldüren kadınlara dikkat çekilirken; Diyarbakır, Suruç, Ankara, Beyrut ve Paris’teki katliamlar, Silvan’daki ırkçı yazılamalar, IŞİD çetelerinin saldırıları, devletin inkar ve imha politikalarına da tepki yükseldi, kadınlar, “Bizler savaş-erkeklik ve devlet ilişkisini çok yakından tanıyoruz” dedi.

“Hayır, dediğimiz için öldürülüyoruz”

Galatasaray Meydanı’nda 25 Kasım Platformu adına Kürtçe ve Türkçe olarak yapılan açıklamada, “Erkek şiddetine karşı hayatımızı savunmak için sokaklardayız” dedi.

2015’in ilk 10 ayında en az 236 kadının öldürüldüğünü hatırlatan kadınlar, “Bizler ‘Hayır!’ dediğimiz, boşanmak istediğimiz, savcılığa şikayette bulunduğumuz, erkek şiddetine karşı bağırdığımız için yaşamlarımızın her alanında ölümle karşı karşıya kalıyoruz. Eşitliği fıtrata ters gören, kadın düşmanı politikalarıyla AKP iktidarına karşı bizler, sadece ‘eşit’ koşullarda yaşam hakkına sahip olabilmek için hayatımızın her anında savaşmak zorunda bırakılıyoruz” dedi.

Yargının kadın katillerini “tutku derecesinde aşırı sevgi” bahaneleriyle akladığını belirten kadınlar, davalarda uygulanan “tahrik indirimi” ile kadın cinayetlerinin meşrulaştırıldığını kaydetti.

Açıklamada son dönemlerde artarak gündeme gelen üniversitelerde taciz meselesine, göçmen kadınların yaşadığı ihlallere, nefret cinayetleriyle öldürülme tehdidi altında yaşayan trans kadınlara, kimliği görünmez kılınan lezbiyen ve biseksüel kadınlara, iş ve can güvenliği olmayan seks işçisi kadınlara da değinildi.

Katledilen kadınların hatırlatıldığı açıklamada , “Özsavunma hakkını kullanan Nevin, Çilem, Yasemin’iz. Ekin Wan’ız” dedi.

“Canlı bombalarla dilimizde barış türküleriyle katledildik. Dilek Doğan ve Selamet Yeşilmen için buradayız.” diyen kadınlar, “Erkek ve devlet şiddetine karşı sokakta olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

Açıklamanın ardından, 1 Aralık Salı günü Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek Yasemin Çakal davasına çağrı yapıldı. Yasemin Çakal, 10 Temmuz 2014’te uzun süredir sistematik bir şekilde şiddet gördüğü kocasını kendisini korumak için öldürmüştü. Çocuğuyla birlikte cezaevinde olan Çakal’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına devam ediliyor.