Eğitim Hakkı Anasayfa

İstanbul toplantısı: 4+4+4'ü örgütlenerek, mücadele ederek birlikte durduracağız

Pa, 05/08/2012 - 12:47
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

“4+4+4’ü birlikte durduralım” diyenler İstanbul’da yanyana geldi, yasayı durdurmayı hedefleyen bir örgütlenmeyi yaratmak ve mücadeleyi yükseltmek üzere tartışmalar yaptı, kararlar alındı. 4 Ağustos’da İstanbul Barosu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya çok sayıda kurum temsilcisi, veli, öğretmen ve öğrenci katıldı.

İlki 6 Temmuz’da Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi’nin çağrısı ile Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde gerçekleşen toplantıların 4 Ağustos’da gerçekleşen  ikincisi ilk toplantıya katılan/destekleyen ve 4+4+4’ü durdurma mücadelesini birlikte büyütme noktasında karar alan çok sayıda kurum, akademisyen, yazar, eğitimcinin ortak çağrısı ile yapıldı.

Yaklaşık 200 kişinin katıldığı “4+4+4’ü birlikte durduralım” toplantısında kurumlar, veliler önce ilk toplantıdan bugüne kadar bu yasaya karşı nasıl bir çalışma yapıldığı bilgisini paylaşırken toplantının ana gündemi ise “bir örgütlenme ve mücadele çizgisi tartışması” olarak salondan yapılan konuşmalarla belirtildi. Toplantının sonunda sonuçlar şu şekilde belirlendi;

  • Özellikle parça parça gelişen itirazları yerellerde biraraya getirecek, 4+4+4’ün etkilediği tüm okulların veli/öğretmen ve öğrencileri ile iletişim kuracak, bilgiyi toplayacak, sürece müdahale edecek yerel koordinasyonlar ihtiyaç olduğu açığa çıktı. İstanbul çapında yaşanan süreçlerin de bilgisini toplamak, koordine etmek velilere yalnız olmadıklarını göstererek yanyana gelecekleri bir düzlem yaratmak, herkesin doğrudan biçimlerde katılacağı bir örgütlenme ve durdurmayı hedefleyen güçlü bir mücadele çizgisi örmek için “4+4+4’ü Durduralım İstanbul Koordinasyonu”nun  oluşturulması gerektiği vurgulandı. Bu koordinasyon bu mücadeleye katılmak isteyen tüm kurumlara ve kişilere açık olacak. Koordinasyon her 15 günde bir temsilciler  düzlemiyle değil herkese açık bir Meclis olarak toplanacak. Veliler, kurum yönetici ve üyeleri, akademisyenler, eğitimciler, gazeteciler, yazarlar 4+4+4’ü durdurma mücadelesine katılmak isteyen herkes toplantılara katılabilecek. Toplantı yerleri her bir toplantıdan sonra duyurulacak.
  • 4+4+4 piyasacı-gerici-cinsiyetçi eğitim yasasının yarattığı dönüşümü ve sonuçlarını anlatmak üzere toplantıya çağrıcı/katılımcı olanlardan başlayarak ülkede örgütlü olan tüm güçlerin (yöre derneği, Alevi derneği, kültür merkezi, sendika, oda vb tüm kurumların) kendi örgütlerine (üye ve yöneticilerine) dönük bilgilendirme toplantıları düzenlemeleri, bu toplantılara giderek yasayı ve sonuçlarını anlatacak eğitimcilerden ve akademisyenlerden bir bilgi ve eğitimci havuzunun oluşturulması ve 4+4+4’ü durduralım İstanbul koordinasyonunun bu konuda İstanbul’un neresinde bir talep olursa oraya eğitimcileri yönetlecek bir organizasyon yapması gerektiği ifade edildi. (bu konuda toplantıya katılan eğitimcilerin isimleri alınarak bir havuz oluşturulmaya başlandı)
  • Toplantının bütününün Eğitim-Sen’in 11 Eylül’de başlayacak ve 15 Eylül’de bir Ankara Eylemi ile devam edecek 4+4+4’e karşı mücadele programının herkesin ve oluşturulmaya çalışılan koordinasyonun ortak programı olarak kabul edileceği benimsendi.
  • İstanbul’da başta eylem yapan okullar, itirazlarını yerellerinde gösteren veliler, öğretmenler olmak üzere 4+4+4’ü durduralım diyen herkesin katılabileceği, yanyana geleceği güçlü bir eylemin yapılmasına,  26 Ağustos tarihinde gerçekleşecek bu eylemin okullar başlamadan önce güçlü ve kitlesel bir uyarı eylemi olarak örgütlenmesi konuşuldu.
  • Toplantıya çağrıcı olan kurumlar dışında açık çağrılı yapılacak bir sonraki toplantı için  4+4+4’ü durdurma mücadelesine katılabilecek diğer bütün kurumlara, eğitimcilere, bilim insanlarına, gazeteci ve yazarlara toplantıya katılanların çağrının ulaştırılmasına karar verildi.
  • 4+4+4’ün bütünlüğünü anlatmak, sonuçlarını göstermek, bilgilendirmek, karşı çıkışın büyüklüğünü iktidara göstermek açısından kritik önem taşıyan 4+4+4’ü durduralım imzalarının yaygın bir biçimde toplanmasının, farklı kurumların sürdürdüğü imza toplama çalışmalarını her bir kuruma yayılmasının gerekliliğinin altı çizildi. Bu noktada imza föylerinin yaygın dağıtımı, toplanması konusunda ortak bir çaba izlenecek.
  • 16 Ağustos tarihinde herkese açık olarak yapılacak bir sonraki toplantıda 26 Ağustos eyleminin ayrıntıları planlanacak . Toplantı yeri başvurulardan sonra duyurulacak.

 

Toplantıya katılan kurumlar; Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi, TÜMTİS, Hubyar Sultan A.K.D, Pirsultan Abdal Kültür Der. Genel Merkezi, EMO İst. Şube, İstanbul Tabip Odası, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Öğrenci Kolektifleri, Kangal Dernekler Federasyonu, Emekli-Sen 3 Nolu Şube (Aksaray), Devrimci Sağlık İş, Sine-Sen, Enerji-Sen, Liseli Genç Umut, Kocataş Mahalle Derneği, İnsan Hakları Derneği, Divriği Kültür Derneği, Tüm- Tokter, Toplumsal Ses Gazetesi, Tokat Reşadiye Çat Köyü Yrd. ve Dn Derneği, Politeknik, Erenler Cemevi, Erzincanlılar Derneği, Elmalıkent Derneği, Eğitimciler: Barış Demirci (Eğitim-Sen 8 Nolu Şube Yöneticisi), Fatma Terzi (Eğitim-Sen 2 Nolu Şube Yöneticisi), Nihal Üstüntaş (Eğitim-Sen 4 Nolu Şube Yöneticisi), Özgül Atalay (Eğitim-Sen 2 Nolu Disiplin kurulu), Eğitimciler; Mübeccel Karabat, Aziz Yılmaz, Zeynep Cansu Elifoğlu, Murat Karagür, Özden Aras, Volkan Aktepe, Eylem Savut, Aydan Berberoğlu,  Emel-Orhan Karakaya, Aysel Çakır, Asiye Çil, Erkan Barıkan, Mustafa Bülbül, Deniz Durak, Selbihan Kurtel toplantıya ayrıca onlarca veli ve öğrenci de katıldı.

4+4+4’ü birlikte durduralım 4 Ağustos toplantısından notlar, tartışmalar, görüşler ve sonuçlar;  

İstanbul’da 4 Ağustos Cumartesi günü İstanbul Barosu Konferans Salonu’nda yapılan toplantıyı İlknur Birol açtı. Birol, 6 Temmuz’da gerçekleşen toplantıyı hatırlatırken 4+4+4 yasasının eğitimi piyasa mekanizmalarına bağlamanın, biat eden bir toplum yetiştirmenin sermayenin ucuz işgücü ihtiyacını karşılamanın ve kadınların ikinci sınıf kabul edildiği bir toplum tahayyülünün yasası olduğunu ifade etti. Bilimin, eğitimcilerin, halkın bu yasaya karşı olduğunu söyleyen Birol her yerden yükselen itirazların bunu gösterdiğini vurguladı. İlk toplantıdan buyana ülkenin dört bir yanında imza toplama çalışmalarının, eylemlerin devam ettiğini belirten Birol bu toplantının asıl hedefinin 4+4+4’ü durdurmak üzere örgütlenmenin nasıl yayılacağı nasıl güçlü hale getirileceği ve somut bir mücadele programı üzerine nasıl yükseleceği olduğunu belirterek toplantının ortak divanını belirlemek üzere salondan gönüllü katılım istedi.

Divanın oluşmasının ardından salona söz verildi.

Yasaya karşı bir önceki toplantıdan bu yana gerçekleşen mücadele pratiklerinin konuşulduğu birinci oturumda ilk sözü Eğitim Hakkı Meclisi adına Emrecan Bülbül aldı. Bülbül, 4+4+4’ü durdurma hedefiyle başlatılan çalışma kapsamında ev ev, sokak sokak, meydan meydan 444+4 hakkında bilgilendirme yapıldığını ve imza toplandığını ifade ederek İstanbul’da  15 günde 50 bin imza toplandığını söyledi. Ömer Dinçer’in “Projeyi büyük oranda hayata geçireceğiz” dediğini hatırlatarak AKP’nin bile geri adım atma sinyallerini verdiğini belirtti. Bülbül  “Tek tek tepkiler var her yerde. Bu biraraya geliş bir mıknatıs görevi görebilir. Okulların açılmasına kadar 6 haftalık bir zamanımız var. Bu yasayı ortadan kaldırma hedefiyle mücadele çağrımızı, herkesin ana gündemi haline gelmesi çağrısını yineliyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Ardından TÜMTİS Genel Sekreteri Gürel Yılmaz söz aldı. Yılmaz, konuşmasında işçi sınıfı açısından “biat etme” kültürünün sınıf mücadelesi için ne kadar zarar verici olduğunu mücadeleden örneklerle aktardı. 4+4+4’e karşı bir mücadele sürecini doğrudan kendi mücadeleleri olarak örgütleyeceklerini, yönetici ve üyelerindne başlayarak bu süreçte bilgilendirmeler yaptıklarını ifade etti.

Söz alan öğretmen Erkan Barikan; “Kartal Zekeriya Göçer ilköğretim okulunda çeşitli eylemler düzenledik. İmam hatip okuluna dönüştürülmeye çalışılan bir okul. Tepki gösterince ek binayı imamhatip yapcaklarını söylediler. Kartal Zekeriya göçer okulunun bulunduğu mahalle Alevilerin yaşadığı mahalle. “ diyerek asıl olarak bundan sonra fiilen o okula imam hatip kaydı yapılmamasını sağlayacaklarını ifade etti. Sadece protesto etmeyen 4+4+4’ü durdurmayı hedefleyen bir eylem çizgisi gerektiğini dile getirdi.

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu söz alarak sağlık dönüşüm sürecinden örnekler verdi. 4+4+4 yasasın da da gericiliğin asıl olarak bir fon olduğunu asıl amacın eğitim alanını sermayeey karlılık alanı olarak açmak olduğunu belirten Çerkezoğlu “herkes bu yasanın muhattabıdır” dedi.  Bugün bu toplantının bir örgütlenme hedefi ve mücadele için kararlı bir yol haritası belirlemesinin şart olduğunu, başta da bu mücadelenin görünürlülüğünü arttırmak gerektiğini söyledi.

Bahçelievler’den katılan bir veli söz alarak özel olarak bir Alevi olarak süreçten tedirginlik duyduğunu bu yasanın aynı zamanda bir asimilasyon yasası olduğunu 4+4+4’e bu nedenle de karşı olduğunu ve çalışmalara katıldığını vurguladı.

İstanbul Tabip Odası’ndan Dr. Güray Kılıç eğitimdeki dönüşümün bir bütün olduğunu bugün iktidarın harçları kaldırıyorum söylemi ile tüm üniversitelerin Bologna sürecine uyumla şirketleşmesinin önünün açıldığını gizlemeye çalıştığını ifade etti. Özellikle sağlıkta dönüşümün sonuçlarının algılanmasının 8 yıl sürdüğünü 4+4+4 yasasında da iktidarın algı yönetimine izin verilmemesi gerektiğini belirtti.

Ataşehir’den gelen bir katılımcı orada veliler, DKÖ’ler siyasi partilerle birlikte kurulan platformu ve mücadele sürecini aktarırken bu tepkileri biraraya getirmek gerektiğini vurguladı.

Avcılar’da katılan bir veli 4+4+4’e karşı çıkanların olduğunu Halkevleri yaz okulu çalışması sırsında gördüğünü, bunun görünür olması gerektiğini ifade etti.

Pir Sultan Abdal Derneği Kültür Sanat Sekreteri; “78’de de gerici eğitime hayır diyorduk ama bugün gericilik dışında tüm eğitimin dincileştirilmesi söz konusu” dedi. Pir Sultan’ın 88’de kurulduğunu vurgulayan temsilci o tarihten buyana zorunlu din derslerine karşı mücadele ettiklerini ama bunu yeterli düzeye sıçratamadıklarını 4+4+4’ün de bu bakımdan kritik olduğunu söyledi. Alevi örgütlerinin  30 Eylül miting programı hakkında bilgi verdi.

Kangal Dernekler Federasyonu Genel Merkez’den katılan temsilci özellikle bugün sadece sorunların konuşulmaması gerektiğini burada herkesi kapsayacak bir koordinasyonun kurulup kurulmayacağını bir yürütmenin belirlennip belirlenmeyeceğini konuşmak gerektiğini, federasyon olarak bu konunun özel gündemleri olduğunu ifade etti.

Eğitim-Sen 4 Nolu Şube Yöneticisi Nihal Üstüntaş söz alarak  4+4+4’e karşı mücadelenin çok fazla olanak açığa çıkarttığını; meselenin sadece imam hatipler olarak ele alınmaması gerektiğini, bir yandan çalışan anne babayı etkileyen etütlü okulların kapatılmasının diğer yandan engelli okullarına dönük müdahelenin, 5 yaşa ilişkin düzenlemenin ayrı ayrı kadın mücadelesi öznelerinin, engelli hakları mücadelesi verenlerin bu sürece katılımı açısından önemli olanaklar sunduğunu söyledi. Yerellerde özellikle TMMOB odalarının ve Tabip odalarının olay yeri müdahale birimleri gibi işleyecek, başta okulların mimari açıdan ve sağlık açısından 5 yaş çocuğuna uygun olmadığını raporlayacak bunu açıklayacak çalışmalar yapabileceğini, çalışan anne babanın ikili öğretimden kaynaklı yaşadıkları sorunları göstermek için çocukları ile işe gidebileceğini,  okulların bölünmesi ile  özellikle taşımalı eğitim sistemi zorunlu hale getirildiği için bu sürecin aynı zamanda bir ulaşım hakkı mücadelesi olarak örgütlenebileceğini ifade etti.

Gazi Mahallesi’nden katılan bir veli  bu çalışmaya Eğitim-Sen’in ve partilerin özellikle de öğretmenlerin katılımının çok önemli olduğunu dile getirdi.  

Okmeydanı’ndan katılan Saliha Dışkaya  din dersi Alevilik – Sunnilik tartışmasının tamamen din derslerinin ortadan kaldırılarak çözülmesi gerektiğini, bunun için ibadethanelerin olduğunu vurguladı.  

Avcılardan iki çocuğunu evde bırakarak toplantıya katıldığını söyleyen bir veli “Hızlıca ne yapmamız gerektiğini belirlemeliyiz. Ben tüm evlere esnafa giderek imza föyü dağıtıyorum, bayramda tüm ziyaretlerde bu konuyu gündem yapacağım herkesin de böyle çalışması gerekiyor” dedi.

Devrimci Sağlık İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu; 4+4+4’tün herkesin sorunu olduğunu, tüm dünyada neolieral reçeteleri bir masa başında planlayanların bunu ülkelere göre organize ettiğini ifade etti. Dünya Bankası’nın tüm dünyada kamusal alanın piyasalaştırılması programladığını belirten Çerkezoğlu ülkemizde de sağlıkta dönüşümü planlayan aynı kişinin şimdi de eğitim sürecindeki dönüşüm için devreye girdiğini söyledi. Eğitimin sağlıktan bir fakı olduğunu belirten Çerkezoğlu ”hastaneye hasta olduğumuzda gidiyoruz ama neredeyse her evde bir çocuk var. Eğitim herkesle ilgili tam da bu nedenle toplumun tüm örgütlü güçlerinin bu konuda yanyana gelmesi, adım atması lazım” dedi. Devrimci Sağlık İş olarak 4+4+4’ü durdurma mücadelesinde ilk elden yapacaklarını planladıklarını, İstanbul’da sendika temsilcilerine dönük toplantılara başladıklarını, örgütlü oldukları 20 hastanede de bu yasayı üyelerine anlatıp, imza toplama çalışmalarına katılacaklarını ifade etti.

Toplantının ikinci oturumunda 4+4+4’e karşı mücadeleye ilişkin pratik öneriler alındı. Oturum, moderasyondan İlknur Birol’un konuşmasıyla açıldı. Toplantıda yer alan kurumların 4+4+4’e ilişkin ayrı ayrı programlarının olduğunu; fakat yapılanlardan haberdar olmayan ve ne yapacağını düşünen on binlerin, yüz binlerin olduğunu söyleyen Birol, bu sistemi durdurmak için onlara ulaşmak gerektiğini söyledi. “Sendikalar üyelerini haberdar etmeli, Alevi örgütlerinin çabaları diğer bileşenlerle ortaklaştırılmalı, Eğitim-Sen’in programına bütün öğretmen ve veliler dahil olmalı. Böyle bir program çıkarmalıyız” dedi. Birol ayrıca “Bu yasayı durdurmak bir tokattır. AKP’ye atılan büyük bir tokattır” diyerek bu eğitim programının durdurulabileceğini vurguladı.

Ardından moderasyonda yer alan veli bir konuşma yaptı. Kendisinin babasından baskı görerek büyüdüğünü söyleyen 4+4+4 eğitim sisteminin kendi babası gibi insanlar yetiştireceğini söyleyen veli toplantıda öğretmenleri ve farklı kurumları görmenin kendisini çok mutlu ettiğini de belirtti.

Moderatörlerin ardından ilk sözü Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Yönetim Kurulu’ndan Fatma Terzi aldı. Eğitim-Sen tarafından 4+4+4’e ilişkin 3 Ağustos’ta açıklanan mücadele programına değinen Terzi, 11 Eylül’den itibaren farklı kollardan Ankara’ya yürüneceğini ve 15 Eylül’de Ankara’da bir eylem yapacaklarını belirtti. Eğitim-Sen’in tüm kurumları dolaşarak eyleme ilişkin Ağustos sonu ortak bir deklarasyon yayınlayacağını, 15 Ağustos’ta bir imza kampanyası başlatılacağını, 5 yaşındaki çocukların okula gönderilmesi ile ilgili Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Psikiyatri Derneği ile bir çalışma yapılacağını da söyledi.

Terzi’nin ardından EMO İstanbul Şubesi adına katılan Nurcan Yayla söz aldı. Yasayla doğrudan ilişkili kurumların içinde yer aldığı bir koordinasyon kurulması gerektiğini, yasaya karşı yürütülen mücadeleye destek veren kurumların da koordinasyonun içinde doğrudan olmasa da eylem ve etkinliklerden haberdar edilmesi gerektiğini söyledi. Mail grubu ya da facebook sayfası gibi yollarla insanların da devamlı yapılanlarla ilgili haberdar edilmesi gerektiğini ifade etti. Eğitim-Sen’in 4+4+4’e ilişkin bilgilendirici bir broşür hazırlamasının iyi olacağını söyleyerek sözlerini sonlandırdı.

Dr. Nazmi Algan da söz alarak “Bu mücadele uzun soluklu bir mücadele. Okulların açılmasına altı hafta kalsa da açıldıktan sonra çok büyük bir karmaşa yaşanacak. Bu yüzden yapacaklarımız altı haftadan sonra da devam edecek” dedi. İmam hatip okullarına yeterli başvuru olmaması durumunda geri adım atılacağını söyleyerek kayıt yaptırmama işinin üzerine gidilmesi gerektiğini söyledi. Hekim olarak 5 yaşındaki çocukların okula gitmesini doğru bulmadığını söyleyen Algan, Efe Boz örneğini hatırlatarak okulların fiziksel koşullarının bu çocuklara uygun olmadığını ve tüm doktorların bu çocukların okula gidemeyeceğine dair rapor vermesi gerektiğini belirtti. Ayrıca Algan tüm kurumların kendi çabalarını devam ettirmesi gerektiğini, bunların Eğitim-Sen’in girişimleriyle birlikte ortaklaştırılabileceğini vurguladı.

Halkevleri Danışma Meclisi Üyesi ve eğitimci Mübeccel Karabat da söz aldı.  İmam hatip okulu olacak olan Pendik Ömer Çam İlköğretim Okulu’nun “Taşıma ve yemek ücretsiz” diye, Yalova’daki bir okulun da “İngilizce için Amerika’ya, Arapça için Mekke’ye” diye reklam yaptığını, reklam yapılan okulların devlet okulu olmasına rağmen diğerlerinden ayrı bir statüye konduğunu söyledi.  Karabat, lise ve orta bölümün aynı yerde bulunduğu okullarda iki kademe için ayrı kapılar yapıldığını; fakat bu kapıların kız ve erkek öğrencilerin ayrı yerlerden çıkması için kullanılabileceğini söyleyerek bunun engellenmesi gerektiğini ifade etti. Norm kadro fazlası öğretmenlerin durumunun yakın zamanda 47 ilde belli olmadığını da belirtti. Karabat, bu yasanın öğrenci, öğretmen ve veli olmak üzere üç boyutu olduğunu, bu üç grubun ele alınarak uygulamada ne sorunlar yaşayacaklarını tespit etmek gerektiğini söyledi. Karabat, heryere bilgiyi ulaştırmak için bir ağ kurulması, okul önlerinde bildiri dağıtımı gibi çalışmalar, çocuklarını götürecek yerleri olmayan ailelerin ders bitiminde çocukları okullar bizimdir diyerek okulda bırakması gibi eylemlerle bu sürecin zenginleştirilebileceğini ifade etti.  

Karabat’ın ardından İstanbul Halkevi Başkanı Özge Ozan söz aldı. Özellikle son bir aydır 4+4+4’ü durdurma mücadelesinde sokak sokak, mahalle mahalle çalışırken, stantlar açarken görülen ihtiyacın, bu konuda mücadele etmek isteyen, yerellerde itirazlarını yükseltenlerin yalnız olmadıklarını görecekleri,  ortak bilgilerin akacağı kanallar yaratmak ve ilişki ağlarını kurmak olduğunu ifade etti. “İlk hedefin 4+4+4’ü durdurmak olduğunu söyleyen Ozan bu süreçte kuracağımız tüm örgütlenmeler aynı zamanda tüm eğtim sürecini denetleyecek ve müdahil olacak örgütler haline dönüşecektir dedi. Özellikle İstanbul’un Eylül ayında eğitimde en büyük kaosun yaşanacağı il olacağını ifade eden Ozan bu noktada ilçelerden başlayarak velilerin doğrudan özne olarak katılabileceği tüm kurumların dahil olabileceği bölgedeki tüm okul velileriyle ilişki kurmayı sorun çıkan yerlere müdahil olmayı hedefleyecek koordinasyona/iletişim ağlarına ihtiyacın görüldüğünü bunun aynı zamanda İstanbul çapında birbirini gören bir hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. Ozan “Eğitim hakkı mücadelesi haklılığını meşruluğundan alır bu noktada mücadele sürecinde yapacağımız her çalışma her eylem meşrudur, kurulu örgüt fbiçimleri önermek yerine bu meşru mücadeleyi büyütecek örgütlenmeyi hedeflemek gerekir” diyen Ozan ayrıca “her kurumun kendi çalışmasını yürütmesi önünde bir engel olmayan ama bu çabaları ortak bir kanala aktaracak bir yöntemle, alışkanlıklara sarılmadan, her kurumun diğerinin de mücadele programını sahiplendiği, desteklediği biçimde ilerlemek gerekir, bu noktada bu toplantıdan aynı zamanda Eğitim-Sen’in eylem programı da bizim programımızdır diyerek çıkmak gerekir” dedi.

Toplantının ikinci oturumunda veliler yine sık sık söz aldılar. Bir veli okul aile birliklerine girilerek yasaya karşı mücadelenin örgütlenebileceğini söylerken, bir başka veli konuyla ilgili medyanın kullanılmasını önerdi.

Veliler görünür olmak gerekir dediğinde toplantıda bir İstanbul eylemi yapılmasına ilişkin tartışmalar sürdürüldü. Kayıtların başlamasıyla daha görünür olacak sorunların açığa çıkarılacağı bir uyarı eylemi olarak kitlesel, güçler herkesin katılabilecğei bir eylem yapalım tartışmaları üzerine uygun tarih olarak 26 Ağustos Pazar günü önerildi.

Eylemin biçimine ve nasıl örgütleneceğine ilişkin somut programı oluşturmak üzere ön görüşmeler yapılıp bir sonraki toplantıda pratik programın çıkarılması önerildi.

Etütlü okulların sürdürdüğü mücadeleden Hüseyin Kargın, günlük gazetelerden eğitim bölümü oluşturmalarını, yazı dizileri yapmalarını; TV kanallarından da program yapmalarını istemenin iyi olacağını söyledi. Muhtarlar üzerinden bu sürecin örgütlenmesi bir diğer velinin önerisi idi. Yerel örgütlerin, sendikaların, meslek odalarının üyelerine dönük çağrılar yaparak bilgilendirme toplantılar yapması bir diğer öneriydi. İmza kampanyalarının yaygınlaştırılması doğrultusunda çalışma yöntemine ilişkin öneriler de toplantıya katkı olarak sunuldu.

Konuşmaların ardından moderatörlerden İlknur Birol söz aldı. “Kafasını kaldırıp ne olduğunu bakanların bir merkez görmeye, birbirinin ne yaptığını görmeye, herkesin programını birbirinin programı olarak değil ortak program olarak sahiplenmeye ihtiyacı var diyen Birol koordinasyon ihtiyacının toplantıda da açığa çıktığını belirtti. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu’da söz alarak İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu’nda bu süreci gündem edeceklerini ve aktif olarak katılacaklarını; bu toplantıların herkesin katılımına açık kurum, kişi ayırt etmeden katkısını sunacağı, deneyimini paylaşacağı  bir meclis gibi işlemesini 15 günde bir yapılmasını;  eylem, etkinlik bilgilendirmeleri ve kararların bu toplantılardan alınmasını önerdi.

Toplantı sonucunda katılmak isteyen tüm kurum ve kişileri kapsayan bir koordinasyon kurulması yönünde karar alındı. Koordinasyonun 15 günde bir açık çağrılı toplantılar yapma yönünde de ortaklaştı. Bir sonraki toplantının 16 Ağustos tarihinde yapılmasına karar verildi.

26 Ağustos tarihinde, İstanbul’da 4+4+4 yasasına karşı mücadelede tüm bu kişi ve kurumların biraraya geldiğinin ve giderek bu mücadeleye katılanların büyüyeceğinin ilan edildiği bir eylem yapılmasına karar verildi. 

 

 


Halkevleri Genel Merkezi
Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 312-4193207 Eposta: [email protected]
Bağışlarınız için; İş Bankası (Ankara) Meşrutiyet Şubesi 785989 nolu hesap