İstanbul'da binler barış istedi

Pa, 02/09/2012 - 13:09
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

1 Eylül Dünya Barış günü mitingi İstanbul'da binlerce kişinin katılmıyla gerçekleştirildi. Mitingte "Kürt sorununda çözüm”, “Suriye’ye emperyalist müdahaleye hayır” denildi

Antakya, Ankara, Van ve Diyarbakır’da kitlesel olarak gerçekleşen 1 Eylül mitinglerina İstanbul’da da binler katıldı. İstanbul Kadıköy Meydanı’nda Tepe Natilius ve Haydarpaşa Numune Hastanesi önünde buluşan barış yanlıları alkış ve sloganlarla Kadıköy İskele Meydanı’na yürüdü. Numune Hastanesi önünde HDK bileşenleri bir araya gelirken, Tepe Natilius önünde emek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler buluştu. Halkevleri de mitinge “Akan kanı durdurmak için AKP’yi durduralım” pankartıyla katıldı.

Yürüyüş sırasında AKP’nin Kürt sorununda izlediği politikalara tepki gösterilirken “Ölüm değil çözüm istiyoruz” vurgusu ön plandaydı. Suriye’de emperyalist müdahaleye karşı pankartlar ve dövizler de alanda yerini aldı.

Yürüyüşe direnişlerini sürdüren DHL ve HEY Tekstil işçileri de kendi pankartlarıyla katıldı. HDK kortejinde yer alan Aleviler de “Barış” taleplerini taşıdıkları pankartla dile getirdiler.

Kortejlerin Kadıköy İskele Meydanı’na girmesiyle miting başladı. Miting, barış mücadelesinde hayatını kaybedenlerin anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Mitingde ilk sözü 1 Eylül mitingi Tertip Komitesi Başkanı Atilla Gündoğan aldı ve eyleme katılanları selamladı.

Gündoğan’ın ardından sanatçı Hilmi Yarayıcı söz aldı ve Hatay’daki izlenimlerini aktardı. Yarayıcı, Hatay’da mezhep çatışmasının körüklendiğini ve “mülteci” adı altında Hatay’a eli silahlı katillerin getirildiğini ifade etti. Yarayıcı, sözlerini “Barışa Çığlık Bildirgesi”ni okuyarak sonlandırdı.

Yarayıcı’nın ardından İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu söz aldı. TTB, DİSK, KESK ve TMMOB adına konuşan Çerkezoğlu’nun “Kastamonu’daki, Edirne’deki, Diyarbakır’daki kardeşimin kanı, savaşta ısrar eden Erdoğan’ın boynundadır” konuşması “Katil Erdoğan” sloganlarıyla kesildi. Çerkezoğlu, anadilde ve parasız sağlık ve eğitim hizmeti gerçekleştiğinde, 13’ü tıp öğrencisi binlerce öğrencinin, seçilmiş belediye başkanlarının siyasetçilerin, aydınların, akademisyenlerin hapisten çıktığı gün barış olacağını söyledi. Çerkezoğlu 4+4+4 eğitim sistemine karşı Eğitim-Sen öncülüğünde yürütülen kampanyanın duyurusunu yaparak herkesi 15 Eylül’de Ankara’da gerçekleştirilecek eyleme çağırdı.

Çerkezoğlu’nun ardından İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe söz aldı. Ümit Efe, kanın durması için verdikleri mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Efe’nin ardından ÖDP İstanbul İl Başkanı Avni Gündoğdu söz aldı. Gündoğdu da barışı halkların inşa edeceğini söyledi.

Konuşmalar sırasında İdris Naim Şahin’in adı her geçişinde yuhalandı; Recep Tayyip Erdoğan adı her geçtiğindeyse “Katil Erdoğan” sloganları atıldı.

‘Ülkede ve Ortadoğu’da barış istiyoruz’

Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, ekonomi, dış siyaset ve Kürt sorunu alanında sıkışan AKP’nin ırkçılığa, mezhepçiliğe, kadın düşmanlığına, bilim düşmanlığına, emek düşmanlığına ve emperyalizm işbirlikçiliğine sarıldığını belirtti. Barış için atılması gereken adımların belli olduğunu ifade eden Ersoy şunları söyledi: “Ortadoğu’ya dönük iç savaş kışkırtıcılığına, emperyalist müdahalelere ve taşeronluğa son verilmelidir. Bu ülke toprakları Suriye’de iç savaşı kışkırtan bir operasyon üssü olmaktan çıkartılmalıdır. Alevi-Kürt düşmanı politikalara son verilmelidir. Bunların tezahürü olan eğitimde gericileştirme başta olmak üzere tüm gerici, faşist, ırkçı, asimilasyoncu, mezhepçi, halk düşmanı politikalardan vazgeçilmelidir. Acilen atılması gereken adımlar bellidir. KCK ve diğer operasyonlarla hapsedilen Kürt Halkının meşru temsilcileri serbest bırakılmalı, bir genel af ilan edilmelidir. Kürt Sorunun çözümü için demokratik kanallar sonuna kadar açılmalıdır.

Ersoy’un ardından söz alan TKP 1920 İstanbul İl Başkanı Yusuf Öztürk de barış için mücadele edeceklerini söyledi.

“Savaş ölüm, barış hayattır”

Ardından söz alan HDK İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Barışın önündeki engellerden biri de uzun konuşmalardır” diyerek başladığı konuşmasında savaş ve barış arasında iki önemli fark olduğuna dikkat çekti ve şunları söyledi: “Savaş ölüm, barış hayattır. Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz.” Önder daha sonra AKP’nin, Kürtlerin silahlı mücadelesini gösterip “Barış yapacağız ama bu yüzden olmuyor” şeklinde bahaneler ürettiğini belirterek “Alevilerin silahlı hiçbir eylemi olmadı ama Kürt açılımından önce başlatılan Alevi açılımında nereye gelindiği ortada. Alevilere hakaret ediliyor” dedi. Ana muhalefet liderini de “Ben Aleviyim” diyemediği için eleştiren Önder, AKP’nin de CHP’nin de aynı yerden beslendiğine işaret etti.

“Bana ‘yalancı’ diyene bak”

Önder’in ardından BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş söz aldı. Demirtaş, barışın anayasa, tüzük, kanun işi değil yürek, etik, ahlak işi olduğunu belirterek konuşmasına başladı. “Bal bal diyerek nasıl insanın ağzı tatlanmıyorsa, barış barış diyerek barış gelmiyor. Barış için mücadele etmek direnmek gerekiyor” dedi. Barış ile çözümün aynı anlamı taşıdığını söyleyen Demirtaş, bunun için de müzakerenin gerekli olduğunu sözlerine ekledi. Demirtaş, Şemdinli’de 45 gündür savaşın sürdüğünü ancak AKP’lilerin kendisine “Yalancı” dediğini aktardı. “İnşallah ben haksızımdır, siz haklısınızdır savaş sürmüyordur” diyen Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın 2 sene önce yaptığı “Suriye ile Türkiye arasında düşmanlık bitti, hiçbir sorun kalmadı” şeklinde ifadelerin olduğu miting konuşmasını dinletti. Dinletinin ardından “Bu adam bana yalancı diyor, bu başbakan BDP’lileri samimi olmamakla suçluyor. İnanabiliyor musunuz?” dedi.

Demirtaş, Roboski Katliamı sonrasında Başbakan Erdoğan’ın Genelkurmay Başkanı’na teşekkür ettiğini hatırlattı ve binlerce kişi hep bir ağızdan “Katil Erdoğan” sloganlarını attı.

Meclis şirket sen patron musun?

Şemdinli kucaklaşması sonrasında BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının gündeme geldiğini belirten Demirtaş, Başbakan Erdoğan’a seslendi: “Sen bu meclisi şirketin kendini de patron olarak mı görüyorsun. Biz buraya KPSS’yle gelmedik, sen kendini bizim müdürümüz mü sanıyorsun. Bizi halk seçti. 550 milletvekili var. Hodri meydan! Tüm dokunulmazlıklar kaldırılsın” dedi. BDP’li milletvekillerinin fiilen dokunulmazlıklarının olmadığını ifade eden Demirtaş, AKP’li milletvekillerinin korumasız dolaşmadığına da dikkat çekti. BDP’li milletvekillerinin koruması olmadığını söyleyen Demirtaş, “Bizi halk koruyor” dedi. Demirtaş, konuşmasını barış için mücadele edeceklerini belirterek sonlandırdı.

Demirtaş’ın konuşmasının ardından Grup Emeğe Ezgi ve Agire Jiyan şarkılarıyla sahne aldı. Şarkıların ardından miting sona erdi.