“Barışın en başat öznesi ve tarafıyız” diyen kadınlar İstanbul’da Beşiktaş, Kartal ve Bakırköy meydanında bir araya geldi. Savaşın en ağır şekilde tanığı olan kadınlar ‘Barışın çığlığını duyun!’ diye haykırdı
”Bombalar hayatlarımıza düşüyor!” diyen Barış İçin Kadın Girişimi bileşeni kadınlar, son dönemde yetkisiz hükümet konumunda olan AKP tarafından, ülke halklarına yönelik adı konulmamış bir savaş başlatmasına karşı meydanlara çıktı. 29 Temmuz günü olağanüstü toplanan mecliste HDP Milletvekili Nursel Aydoğan’a “Bir kadın olarak sus” diyerek hakaret eden Bülent Arınç’a da meydanlardan seslenen kadınlar, “Savaştan, hakaretten, cinsiyetçilikten, homofobiden başka bir şey konuşmayan kadın düşmanlarına karşı da susmuyoruz” dedi.
Savaşta en çok kadınlar kaybediyor
Bakırköy’de kadınlar savaşta en çok kadınların kaybettiğini haykırdı. Barış için ses çıkaran kadınlar oturma eylemi yaptı.
Beşiktaş meydanda bir araya gelen Barış İçin Kadın Girişimi bileşeni kadınlar; ‘ Barışı hiçbir iktidar hırsına feda etmeyeceğimizi göstermek için hep birlikte sokaklardayız!’ dedi. Ellerindeki tava, zil, tef, tencere, darbuka, düdük, davul gibi araçlarla ses çıkarma eylemi yapan kadınlar ‘Barışa ses veriyoruz’ dedi.
”Her alanda artan savaşa, yangınlara, ölümlere, kurşunlara, bombalamalara karşı, barışa ihtiyacımız var” diyen kadınlar barışın sesini yükseltmekten vazgeçmeyeceklerini belirtti.
Kadınlar yaptıkları açıklamanın ardından savaşa hayır demek için Cumartesi gün saat 17.00’de Galatasaray Meydanı’nda olacaklarının duyurusunu yaptı.
‘Barışı hiçbir iktidar hırsına feda etmeyeceğiz’
Barış İçin Kadın Girişimi adına yapılan açıklamada şunlar söylendi:
Reyhanlı’da, Diyarbakır’da katliamlarla hep barış içinde yaşama umudumuz hedef alındı. Sonra Suruç’ta IŞİD’in bir bombasıyla, bir katliamla savaşa karşı dayanışmamızın önüne geçilmeye çalışıldı. Bunun üzerine IŞİD’e karşı başlayan operasyonlarda nedense ağırlıklı olarak IŞİD yerine Kandil bombalanmaya, ateşkes halinde olan PKK hedef alınmaya başlandı. Sonrasını biliyoruz: Yine polis ve asker ölümleri, acılı aileler, yine barışın sesini yükselteceğimiz yürüyüşlerimize yasaklar, operasyonlarda ölümler, haber alma sitelerine, sosyal medyaya kısıtlamalar, yine cenazelerimize saldırılar, yine her yerde gaz bombaları, her yerde pompalı tüfekleriyle özel tim, yine polis saldırısında 11 yaşındaki Beytullah Aydın gibi ölenler, yine yanmakta olan bir Lice… Her yanımızda bine yakın insan gözaltına alındı. Bu gözaltıların çok ama çok azı IŞİD’i hedef alırken, bir yandan bizler ‘Her an IŞİD bombası patlayabilir’ tedirginliği altında yaşamaya, metroya binmekten, sokağa çıkmaktan korkmaya mahkum edildik. Ama biz kadınlar, savaşın ne anlama geldiğini, yani savaşın göç, yoksulluk, tecavüzler, ölümler, yas ve acı demek olduğunu çok iyi biliyoruz; savaşa karşı sesimizin susturulmaya çalışıldığının da farkındayız. Artık her yanımızı saran bu savaşa karşı ses çıkarmak için, barışı hiçbir iktidar hırsına feda etmeyeceğiz.