Kepezin 20 mahallesinin kentsel dönüşüm alanı ilanı edilmesi üzerine başlayan tartışmalar sürüyor. Daha önce de AKP’li yerel siyasetçilerin halkın bilgisizliğine oynadığını ve Kepez’in 20 mahallesinin TOKİ’ye kentsel dönüşüm alanı olarak devredilmesini külliyen inkar ederek ört bas etmeye çalıştıklarını yazmıştım. Ancak, AKP İl Başkanı Av. Mustafa Köse’nin yeni açıklamalarını okuyunca acaba gerçekten mi bilmiyorlar şüphesi oluştu.
Mustafa Köse, son açıklamasında şöyle diyor: “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Maalesef, yaptıkları yanlış ve eksik bilgilerle polemik üretmekten başka bir şey değildir. Kentsel Dönüşüm Projesi ilan etme yetkisi, 5393 sayılı belediye kanunun 73. maddesine göre Büyükşehir ve İl belediyelerinindir. Kentsel Dönüşüm Projesi, İstanbul ve Ankara’da büyükşehir belediyeleri tarafından bazı bölgelerde yıpranmış yapıların yıkılması suretiyle uygulanmaktadır. Tekrar ifade ediyorum, CHP’li yetkililerin ısrarla gündemde tutmaya çalıştığı, Kepez’de TOKİ tarafından Kentsel Dönüşüm yapılacağı iddiaları ise, gerçekliği olmayan, asılsız iddialardır.”
AKP’li siyasetçilerin bir aydır yaptığı bütün açıklamalar yanlış olsa da Mustafa Köse’nin hakkını teslim etmek gerek. Söylediklerinin içinde çok doğru bir cümle var. O da, karanlık güçlerce öldürülen Uğur Mumcu’ya ait: Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.
Türkiye’de kentsel dönüşümde kimler, nasıl yetkili
Köse, Kepez yağma planını ört bas etmek için “kentsel dönüşüm yapmaya yetkili büyükşehir belediyesidir, TOKİ değildir”,“TOKİ kentsel dönüşüm yapmaz, boş alana konut yapar” diyor.
2004 yılında bakanlar kurulu tarafından özel bir kanunla Türkiye’nin ilk büyük kentsel dönüşümü olan Kuzey Ankara Projesi başkentte başlatıldı. Ankara Büyükşehir Belediyesi ve TOKİ ortaklığında kurulan TOBAŞ isimli firma tarafından yürütülen bu kentsel dönüşüm hala bitirilemedi. Menderes Türel’in de akıl hocası olan Melih Gökçek’in başında olduğu, dokuz yıldır bitirilemeyen projede hala ev almayı bekleyen, 9 yıldır kiralarda sürünen binlerce hak sahibi bulunuyor. Yapılan haksızlık ve hukuksuzluğun hesabı yok.
Ülkemizde kentsel dönüşümle ilgili ilk önemli yasal adım, AKP’nin yaptığı 13.07.2005 tarihli 5393 sayılı yeni Belediye Yasasının 73. maddesi ile oldu. 73. madde birkaç küçük paragraftan oluşuyordu. Bu yasa maddesine göre rant sağlamak amaçlı kentsel dönüşümlerde, idare mahkemeleri ve Danıştay’dan vatandaş lehine kararlar alınabiliyordu. Mahkemeler “kamu yararı” olmadığı gerekçesiyle çok sayıda kentsel dönüşüm projesine iptal kararı verebiliyordu. İlk olarak 73. maddenin eski hali yağma için yetersiz geldiğinden geliştirilerek değiştirildi. 73. maddedeki 24 Haziran 2010 tarihinde yürürlüğe giren, neredeyse kanun içinde kanun niteliğindeki iki sayfalık değişiklik ile büyükşehir belediyeleri büyük yetki aldı. İkinci olarak 12 Eylül 2010 referandumu ile Anayasanın yerindelik denetimini düzenleyen 125. maddesinde değişiklik yapılarak, mahkemelerin kamu yararını gerekçe göstererek iptal kararı vermesi engellendi.
TOKİ
Köse’ye Toplu Konut Kanunu’nu hatırlatalım. Bir avukat olarak 2985 sayılı Toplu Konut kanunun 4.maddesinin, TOKİ’ye imar planı yapma yetkisi verdiğini ve “Başkanlık kanundaki görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve bunların içerisinde veya üzerinde bulunan her türlü eklenti ve yapıları kamulaştırmaya yetkilidir. Başkanlık tarafından yapılacak kamulaştırmalar, 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır” yazıldığını bilmesi gerek.
Avukat Köse, Toplu Konut Kanununu okusaydı, “Ek Madde 7- (Ek: 5/5/2004 – 5162/4 md.)(1) Başkanlık gecekondu bölgelerinin tasfiyesine veya iyileştirilerek yeniden kazanımına yönelik olarak gecekondu dönüşüm projeleri geliştirebilir, inşaat uygulamaları ve finansman düzenlemeleri yapabilir. Bu amaçla gecekondu bölgelerinde, gerçek kişilerin ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan gayrimenkuller…hak sahibi olan kişilerin haklarına konu gayrimenkullerin değeri Başkanlık tarafından tespit edilir ve Başkanlık bu kişilerle proje çerçevesinde anlaşmalar yapabilir. Bu anlaşmaların usul ve esaslarını belirlemeye Başkanlık yetkilidir” yazdığını da görecekti.
Yani Sayın Köse, TOKİ kentsel dönüşüm yapmaya yetkilidir. TOKİ mevzuatında kentsel yenileme, dönüşüm projesi, proje alanı, gecekondu dönüşüm projesi, kentsel dönüşüm aynı anlama gelen kavramlar olarak kullanılmaktadır.
Sayın Köse, TOKİ’nin internet sitesinde Konut Programı başlığı altında “TOKİ, 2003 yılında gerçekleştirilen yasal düzenlemeler çerçevesinde, kentsel dönüşüm projelerinde de faaliyet göstermek üzere yetkilendirilmiştir” denilir.
AKP’nin on yıllık güçlü iktidarına, bütün kentsel dönüşüm yaygaralarına rağmen Türkiye’de (Sulukule vb. bir iki ufak yer hariç) bitirebildikleri, başarılı olabildikleri kentsel dönüşüm yoktur. Sadece TOKİ’nin boş kamu arsalarına yaptığı projeler bitirilebilmiştir. Üzerinde yerleşim olan, vatandaşla karşı karşıya gelinen her yerde başarısız olunmuş, çok can yakılmış, çok vatandaş evsiz bırakılmış, barınma hakkı ihlal edilmiştir.
Köse’nin Kepez’le ilgili söylediği “TOKİ yetkililerinin gelip, yerinde yaptığı tespitlerde de 2B'lerin boş alan olmadığı ve bölgenin proje alanı olamayacağı kendileri tarafından anlaşılmıştır” sözleri de gerçeği yansıtmıyor. TOKİ’nin bir alanda kentsel dönüşüm yapabilmesi için o alanın boş veya dolu olması gibi bir ayrım yok. Ayrıca TOKİ Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin (kendisi 2011 seçimlerinde AKP Antalya milletvekili adayı ve Belediye başkanlığı döneminde Menderes Türel’in yardımcısı olur) talep yazılırken buraların boş olmadığını bilmiyor muydu?
Kepez ile birlikte Proje Alanı ilan edilerek TOKİ ‘ ye aktarılan Manavgat/Gündoğdu, Kızılot, Kaş/ Bayındır gibi gözde sayfiye yerleri Afet riskinin en çok olduğu yerler midir? Kentsel yenileme ihtiyacı mı vardır? Yoksa rantın en çok olduğu yerler midir?
Büyük yağma için “AFET YASASI”
Kentsel dönüşüm yağması için yapılan son büyük yasal değişiklik, 22 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’dur. Kamuoyunda Afet Yasası olarak bilenen bu yasanın kendisi ülkemiz için insan icadı afet niteliğindedir.
Sayın Köse’nin “TOKİ kentsel dönüşüm yapmaz, büyükşehir belediyeleri yetkilidir” yanlış fikri, AFET yasası ile de geçersizdir. Yasanın Uygulama işlemlerinin anlatıldığı 2.bölümdeki 6.maddesinin 12. fıkrası açık şekilde “(12) Bakanlık, bu Kanunda belirtilen iş ve işlemlere ilişkin olarak TOKİ’ye veya İdareye yetki devrine ve bu iş ve işlemlerden hangilerinin TOKİ veya İdare(belediyeler bn.) tarafından yapılacağını belirlemeye yetkilidir.” Demektedir. Yani TOKİ’nin Antalya Büyük şehir belediyesine gönderdiği yazıda bahsedilen alanı Kentsel dönüşüm için TOKİ’ye devir etme yetkisi Çevre ve Şehircilik bakanlığında. Yazıda vurgulanan Kepez’in 20 mahallesi ile ilgili “6292 sayılı kanunda belirtilen gecekondu veya kentsel dönüşüm uygulamalarında kullanılabilme niteliği ve başvuru usul, esas ve öncelikleri çerçevesinde değerlendirilerek Bakanlık Makamının 25.06.2012 tarih ve 10218 sayılı Olurları ile “Proje Alanı” olarak onaylanmıştır.” İbaresinin arkasında işte bu yasal mevzuat vardır.
Yanlış yöneterek, tamamen dışa, sıcak paraya bağımlı hale getirdikleri ülke ekonomisi duvara toslamak üzere. AKP iktidarı, ekonomiyi kurtarmanın temel çaresi olarak inşaat sektörüne büyük hamle yaptırma gayretindedir. Ancak gerek kentleşmenin geldiği düzey gerekse genel yoksullaşma yeni yapılan konutları dahi satılamaz hale getirmiştir. Çare bulunmuştur: Afet yasası eliyle 15 milyon konut afet riski gerekçesiyle çürük denilerek yıktırılıp, sahiplerine yeniden yaptırılacaktır. İkinci çare olarakta halkın alamayacağı konutların yabancılar tarafından satın alınabilmesi için yabancılara mülk satışı ile ilgili yasadaki değişiklikler de bunun için yapılmıştır.
Eski TOKİ başkanı, yeni Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye genelinde 1999 İzmit depremi öncesi yönetmeliklere göre yapılan 15 milyon konutun olduğunu, ilk etapta 6.5 milyon konut tespit ettiklerini ve ivedilikle bu konutların yıkılacağını defalarca çeşitli konuşmalarında söyledi.
AKP, tarihi ve devleti kendisi ile başlatmaktadır. Deprem gerçeği bu topraklarda bilinmeyen bir durum değildir. Devletin her türlü sosyal niteliğini yok eden AKP iktidarı, 1999 öncesi yasalara göre konut inşa etmiş vatandaşları suçlu ilan etmekte ve evlerini başlarına yıkmakla tehdit etmektedir. Oysa devlette devamlılık esastır. 1999 yılından önceki binalar riskli yapılarsa o zaman bu yapıların yapılmasına müsaade etmiş devlet de, vatandaşının konutunu yenilemesine yardım etmelidir. Oysa Afet Yasası tersini söylüyor. Maliyeti herkes kendi cebinden karşılanacak. Evini kendin yıkmıyor musun, Afet Yasası gereği elektriğin, suyun kesilecek, polis zoruyla apartmanından çıkarılacak, direnirsen cezalandırılacaksın. Devlet apartmanınızı yıkacak yıkım parasını da sizden alacak. Şaka değil. Sayın Köse ve partisinin çıkardığı yasa böyle.
Afet Yasası ile birlikte kentsel dönüşüm yağması, sadece kent yoksullarını ilgilendiren bir gecekondu meselesi olmaktan çıktı. Kentsel yağma ve kentsel dönüşüm saldırısı, artık kentin özellikle orta sınıflarını mülksüzleştirmeyi ve yerli yabancı sermayeye kaynak aktarmayı hedefleyen bir özellik taşımaktadır. Bu yasa ile artık tek tek mahalleler değil bütün Türkiye kentsel dönüşüm alanına çevrilmek istenmektedir.
Türkiye halkı bu büyük mülksüzleştirme ve yağma saldırısı hazırlığının henüz farkında değil. Farkına vardığında AKP’nin de altında kalacağı, bu ülke tarihinin en büyük sosyal patlamalarına tanıklık edeceğimizden kuşku duyulmasın.
Kepezli hakkını alacak
Yazının girişinde gerçekten bilmiyor olabilirler mi diye sormuştum. Elbette biliyorlar. İl başkanı veya belediye başkanı olan bir kişi AKP içindeki her şeyin bilgisine sahiptir, karar ortağıdır. Köse ve arkadaşları Kepez operasyonunda acele ederek çuvalladılar. Bu işteki tek başarıları, kentsel dönüşüm kararlarını Kepezliden altı ay saklamaları.
Ellerinde kentsel dönüşüm yağması yapabilmek için her türlü yasal imkân bulunuyor. Şimdiyse durum şu vaziyete geldi. İlk önce 2B arazileri satılacak; arkasından daha ince bir planlamayla 2 milyon metrekarelik bütün alan değil, Kepez’i mahalle mahalle kentsel dönüşüm yağmasına tabi tutacaklar. Kepezli çifte kavrulmuş olacak.
Önümüzdeki yerel seçimlerde büyükşehir belediyesini alırlarsa büyükşehir belediyesi eliyle, alamazlar ise TOKİ ve Kepez Belediyesi eliyle kentsel dönüşüm yapılacak. Bu plan açığa çıkmıştır. Niyet beyanı yapılmıştır. Evdeki hesap budur.
Büyük bir iştahla kentsel dönüşüm alanı ilan ettirdikleri Kepez’de halkın en basit tepkilerinden bile korkarak yağma, yerel seçimlerin sonuna kadar ertelendi. Korkuyorlar, çünkü kendilerinden hiç de emin değiller. Geçtiğimiz günlerde ne demişti AKP’li Burhan Kuzu: “Ergenekon’u, yargıyı hallettik, bir tek sokak kaldı halledemediğimiz.”
Evet sokak, halktır. Ve Kepezli, Köse ve arkadaşlarına rağmen hakkını söke söke alacak.
*Halkevleri GYK üyesi-Akdeniz Bölge Temsilcisi