Kıbrıs'ta Ortadoğu tartışıldı

Ct, 08/12/2012 - 16:34
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Baraka Kültür Merkezi’nin organizatörü olduğu “Savaş Tezkeresi Bağlamında Türkiye, Suriye, Ortadoğu ve Kıbrıs” başlıklı panel önceki akşam yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.


Türkiye’den Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Hasip Kaplan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili İlhan Cihaner, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Eş Başkanı Alper Taş ve Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy’un konuşmacı olduğu panelde Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeler, AKP ve Türkiye’nin rolü, Kıbrıs sorunu ve ortak mücadele perspektifleri konuşuldu.


Panel’in gerçekleştirildiği KTAMS konferans salonunun tıka basa dolmasından dolayı salonu giremeyen onlarca katılımcılar konferansı binasının alt katına kurulan sinevizyon sistemi aracılığı ile takip ettiler.

 

Baraka: “Kıbrıs Ortadoğu’nun bir parçasıdır”

Baraka Kültür Merkezi aktivisti, aynı zamanda konferansın moderatörü Nazen Şansal yaptığı açılış konulmasında Kıbrıs’ın Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında değerlendirilmesi gerektiği düşüncesinde olduklarını ifade ederek, “Adamızın Ortadoğu’daki konumu ve Türkiye Devleti’nin adamızın kuzeyi üzerindeki tahakkümü, Kıbrıs’ın Ortadoğu’daki süreçlerden nasıl etkilenebileceğini çok iyi kavramamız ve tahlil etmemiz gerektiğini göstermekte” olduğunu belirtti. Panelin bu amaçla gerçekleştirdiklerinin altını çizen Şansal, “Çünkü barış içinde, bağımsız ve halkları kardeş bir Kıbrıs için verilen mücadele, Ortadoğu’daki yeni süreçlerle de doğrudan etkileşim halindedir” dedi.

Giriş konuşmasından sonra sözü panelistlere bırakan Şansal, salonu kendilerinin kullanımına açtıkları için Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası’na (KTAMS) dayanışmasından dolayı Baraka’nın teşekkürlerini sundu.

 

Oya Ersoy: “Emperyalizm strateji değişirdi”

 

Panelde ilk olarak söze başlayan Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, konuşmasına Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendirerek başladı. Oya Ersoy ABD’nin artık eskisi gibi tek taraflı işgaller yerine çok taraflı ve yerli işbirlikçiler yaratarak bölgeye müdahale ettiği tespitinde bulundu. Ersoy ABD’nin tek taraflı işgaller stratejisinden vazgeçtiğini belirterek, “ABD’nin Afganistan ve Irak işgallerinin sonuçlarını üç maddede toplayabiliriz.

Bunlar: O ülkelerdeki rejimler yenildi ama direniş tam olarak bitmedi. İki işgalinde ekonomik olarak bedeli ağır oldu. Ve siyasi sonuç olarak güvenebilir işbirlikçi hükümetler yaratamadı. Bunun sonucu olarak artık tek taraflı işgaller yerine çok taraflı ve yerli işbirlikçiler tarafından bir müdahale etme stratejisi oluştu” şeklinde konuştu” şeklinde konuştu.

 

Arap hareketleri yeni bir durum ortaya çıkarttı”

Geçtiğimiz yıllarda başlayan ve kademeli olarak hala devam eden Arap ayaklanmalarına da değinen Ersoy, bu hareketlerin yeni ortaya yeni bir süreç çıkarttığını belirtti. Ersoy hareketlerin niteliğine dikkat çekerek görüşlerini şöyle açıkladı: “Arap hareketleri yeni bir durum ortaya çıkarttı. Bu hareketler Mısır ve Tunus’ta AB-ABD taraftarı işbirlikçileri devirdi. Sonra bunların yerine yine işbirlikçi ve ılımlı İslamcılar geldi. Şu an orada ılımlı İslamcılara karşı da bir hareket var.

 

Ezilenlerin, işbirlikçi neoliberal politikaların uygulayıcılarına karşı bir hareketi var ama emperyalistler de müdahale etmektedir. Emperyalizm devrimci süreci kırmak için hareketi müdahale edecek ve manipüle edecek.”

 

AKP emperyalizmin aktif taşeronu”

Türkiye’nin ve AKP’nin Ortadoğu’da emperyalizmi mutlak özne olarak kabul ettiğini savunan Halkevleri Genel Başkanı, Türkiye’nin emperyalizmin aktif taşeronu olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin rolünün Suriye örneğinde olduğu gibi mezhep ayrılıklarını körüklemek olarak tanımlandığının altını çizen Ersoy şunları ifade etti: “Türkiye’ye biçilen rol, mezhepçi müdahalelerle iç savaş çıkartmaktır. Türkiye ABD emperyalizmini mutlak özne olarak gördü. Suriye’de önde tutum alarak emperyalizmin aktif taşeronluğuna soyundu. Esad karşıtı mezhepçi bir muhalefet örgütlerdi. Özgür Suriye Ordusu’nu Türkiye topraklarında konumlandırdı. Suriye’deki savaşı körükledi ve uluslararası müdahaleye zemin hazırladı.”

 

AKP’nin politikalarının iflas ettiğini söyleyen Ersoy, Türkiye’nin gittikçe kendisine düşmanlar yarattığını belirterek konuşmasına şu şekilde devam etti: “Fakat süreç AKP açısından tam bir başarısızlıkla sonuçlandı. Komşularıyla sıfır sorun diyen AKP, tüm komşularını kendisine karşı düşmanlaştırdı. Suriye Kürdistan’ı, Batı Kürdistan gibi yeni bir düşman yarattı. İçeride Kürt sorunu derinleşti. Ortadoğu halklarını düşmanlaştırdı.”

Türkiye’de emperyalizme ve savaşa karşı ciddi bir muhalefetin örgütlenmesi zorunluluğuna dikkat çeken Ersoy “Türkiye’de bugün sosyalist solun önünde ciddi bir savaş karşıtı hareketin örgütlenmesi sorunu var. AKP’nin elinde tek barut ırkçılık, şovenizm ve gericilik kaldı. Muhalefet de ırkçılığa, muhafazakarlığa ve gericiliğe karşı muhalefeti sokakta örgütlemelidir” ifadelerini kullandı.

 

Kıbrıs bugün Ortadoğu’ya yanaşmış bir askeri üst konumunda”

Son olarak Kıbrıs ile ilgili görüşlerini dile getiren Oya Ersoy, Kıbrıs’tan yükselen bağımsızlık talebinin önemine vurgu yaptı. Ada için Ortadoğu’ya yanaşmış bir askeri üst benzetmesi yapan Ersoy, emperyalizmin Ada halklarının birlik olma hakkını görmezden geldiğini de söyledi.

AKP’nin Kıbrıslı Türkler üzerindeki politikalarına da değinen Ersoy, konuşmasında şunlara dikkat çekti: “Kıbrıs da bir neoliberal saldırı altında ve bunu AKP’nin taşeronluğu ile yaşıyorsunuz. Bu neoliberal politikaların ikiz kardeşi de muhafazakarlık ve İslamlaştırmadır. AKP’nin 10 yıllık tarihindeki en büyük başarısı emperyalist politikalarla kendi politikalarını uygulamasıdır.”

R.T. Erdoğan’ın geçtiğimiz yıllardaki Kıbrıs ziyaretine de değinen Ersoy, Kıbrıslı Türklere teşekkürü bir borç bildiğini ifade ederek konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “19 Temmuz’da R.T. Erdoğan’ı çok iyi bir şekilde karşıladınız. Bunun için teşekkür ediyorum. Aslında onun Mübarek’ten farksız olmadığını göstermiş oldunuz.”

 

Hasip Kaplan: “Küresel kriz ile Dünya yeniden dizayn edilecek”

Konferansta ikinci konuşmacı olarak Hasip Kaplan söz aldı. Konuşmasına “iyi bir ekibi bir araya getirdiniz, birbirimizi tamamlayacağız” diyerek başladı. Dünya’nın en büyük bunalımını 19. ve 20.yy’da yaşadığını ifade eden Kaplan, bu süreçlerin çok ciddi dönüşümleri de beraberinde getirdiğini vurguladı.

BDP milletvekili “Verilere baktığımızda 2013 yılında Türkiye’nin çok büyük bir kriz yaşayacaktır. Küresel kriz ile dünya yeniden dizayn edilecek. Su, enerji, petrol önemli bir rol oynayacak” tespitlerinde bulundu.

 

Taşeron değil maşa!”

Türkiye’nin taşeron bile olmayacağını söyleyerek konuşmasına devam eden Kaplan: “Türkiye Cumhuriyeti taşeron değil, maşa. Türkiye bir maşa gibi ABD, AB ve İngiltere tarafından kullanılıyor. Ortadoğu ve Türkiye’yi anlamak için Türkiye’nin enerji geçiş ülkesi olduğunu görmek lazım. Biz enerji üretmiyoruz. Kaynak enerji ülkesi değiliz. Enerjinin geçtiği ülkeyiz. TC diyor ki AB’nin, ABD’nin çıkarı var. Ben de ne koparabilirsem mantığında.” dedi

 

Halkların kavgası değil”

Suriye’de yaşanan süreçlere de değinen Hasip Kaplan halkların arasında bir sorun olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Suriye halkı ile bir sorunumuz yok. Orada arap, alevi, ermeni birçok farklılık var. Sorunumuz yoktur. Bu kavga halkların kavgası değil. Enerji kaynaklarının, petrolün paylaşım kavgasıdır.”

 

TC’nin tek ihraç malının TSK olduğunu ifade eden Kaplan, bütçenin %27’sinin de orduya ayrıldığını söyledi.

 

 

Kıbrıs’ta büyük kumpaslar yaşanacak”

Ortadoğu’da yaşananlar Kıbrıs’ı doğrudan etkileyeceğini söyleyen Kaplan ayrıca da “Kıbrıs’ta petrol ve doğal gaz olduğu artık biliniyor. Bunu kullanabilmek için de büyük kumpaslar kurulacak burada. Dikkatli olmak lazım” dedi.

 

Üstüne üstüne yürümeliyiz hainin”

Muhalefeti susturmaya çalışıyorlar” diyen Kaplan bizde maya bol diyerek, bunu gerçekleştiremeyeceklerini söyledi. Kaplan şöyle konuştu: “Ama asla gerçekleştiremeyecekler. Bizde maya çok, 10.000 kişi aldılar. 100.000 alsalar da bize bir şey olmaz. Kürt halkının mücadelesini emeğin, sosyalistlerin mücadelesiyle birleştirdiğimiz an bu sahte iktidarı devirmek an meselesidir. Onlar krizi fırsat biliyorsa biz de birliğimizi fırsat bilmeliyiz. Üstüne üstüne yürümeliyiz hainin.

 

 

İlhan Cihaner: “Emperyalizm bölgeyi restore ediyor.”

Hasip Kaplan’ın ardından söz sırası CHP milletvekili İlhan Cihaner’e geldi. Konuşmasına hukuksal olarak geçerli ve yerinde olmadığını söyleyerek başlayan Cihaner, emperyalizmin Ortadoğu’yu yeniden restorasyona tabii tuttuğunu belirtti. Savaş tezkeresinin esas olarak Esad ve Suriye’ye karşı çıkartılmadığını düşünen Cihaner konuyla ilgili şunları söyledi: “Savaş tezkeresi esas olarak Suriye’ye karşı değil, Kürt bölgesine yönelik çıkartıldı. Esad sıkıştığında Kürt bölgesindeki varlığını geri çekip Kürtlere bırakacaktı. Nitekim de oldu.”

 

Emperyalist müdahale söz konusu”

Arap ayaklanmalarının emperyalist müdahale olduğunu söyleyen CHP milletvekili, “Neo-liberal politikalara karşı iç dinamikler mi yoksa emperyalist müdahale mi? Şüphesiz emperyalist müdahaledir. ‘Bahar’ adı da Batı’dan çıkmadır. Arap baharı denilen süreç emperyalist restorasyon sürecidir” şeklinde konuştu.

 

Emperyalistler süreci lehlerine çevirdi”

Suriye’nin iki büyük güç odağının çatışma alanı olduğunu ifade eden Cihaner “Suriye sınırlarına sıkıştırılmış bir dünya savaşı var. Bir tarafta AB, ABD ve Batı diğer taraftan Rusya, Çin. Her hareketin arkasında bir emperyalistler parmağı aramak doğru değil. Ama emperyalistler süreci kendi lehine çevirdi” dedi.

 

Alper Taş: “Ortak mücadele zeminleri yaratmalıyız”

 

Konferans’ın son konuşmacısı olarak ÖDP Eş Başkanı Alper Taş söz aldı. Ortadoğu’da üç temel sıkıntının varlığından bahseden Taş, konuşması boyunca ortak mücadele zemini yaratılması ihtiyacına sık sık vurgu yaptı.

Ortadoğu’da bir türlü çözülemeyen üç sorunun varlığına işaret eden Taş, düşüncelerini “ Ortadoğu’da üç temel sorun var. Bunlardan birincisi Kürt sorunu. Kürtlerin statüsünün ne olacağı önemli.

İkincisi ise tarihsel olarak Kürtler ve Filistin halkı, herkesin ulus devlet kurmasına rağmen onlar hala kuramadılar. Son olarak ise Ortadoğu’ya egemen olmak isteyen emperyalist güçler bir gemi, lojistik askeri üst olarak gördüğü Kıbrıs’ın parçalanmışlık durumu. Bunların tümü emperyalizmden kaynaklı sorunlardır. Ve bunların çözümü de emperyalizme karşı mücadele ile gerçekleşecektir” şeklinde söze döktü.

 

Ortadoğu’ya hükmeden Dünya’ya hükmeder”

Emperyalizmin Ortadoğu halklarını bir birine kırdırdığını söyleyen Taş, “21.yy’da Ortadoğu’ya hükmetmenin Dünya’ya hükmetmek anlamına gelir. Bu yüzden ana hegemonya kavgası buradadır. Halkları birbirine kırdırarak, müslümanı müslümana düşman ederek petrole hakim olmaya çalışacaklar” dedi.

 

Arap ayaklanmalarıyla ilgili olarak Mısır ve Tunus’u ayrı bir yere yerleştiren Taş, buradaki hareketlerle ilgili düşüncelerini şöyle dillendirdi: “Arap ayaklanmaları, hareketi veya baharı denilen iki ülke var. Tunus ve Mısır. Libya’dan, Suriye’den başka bir şey çıkar. Oradaki neoliberalizm karşıtı isyanı; gerici ve sunni bir isyana çevirdiler. İlerici ve devrimci muhalefet gerici muhalefetin örgütlenmesiyle geriletildi.

Fakat Tunus ve Mısır ise bitmemiş bir süreçtir. Tunuslu emekçiler Halk Cephesi’nde örgütleniyor. Mısır’da üç isyan yaşandı. İlki Mübarek’e karşı. Daha sonra Tahrir’de orduya karşı. Müslüman Kardeşler orduyla işbirliği yaptı. Buna karşı devrimci muhalefet çıktı. Daha sonra Müslüman Kardeşler geldi iktidara. Yeni bir firavun olma özlemiyle hareket ettiler. Şimdi de Müslüman Kardeşlere, Nursi despotizmine karşı laik demokratik güçlerin ayaklanması var.”

 

 

Emperyalizme karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz”

Bölgenin bir savaş alanına dönüşmek üzere olduğuna dikkat çeken Taş, emperyalizme karşı mücadelenin önemine değinerek “Emperyalizme karşı mücadele yükselmezse bölgeyi gerçek bir savaş alanı olarak bulacağız. Emperyalistler bölgesel savaşa hazırlık yapıyorlar. Mahir Çayan emperyalizmin Türkiye’ye içsel bir oldu olduğunu söylemişti. Şimdi bu olgu daha da içsel hale geldi” şeklinde konuşmasını sürdürdü.

 

Türkiye’de bugün iki çizginin olduğundan bahseden Taş, şunları söyledi: “Biri memleketi NATO topraklarına dönüştürenlerin çizgisi, diğeri de başı dik ve onurlu, Deniz’lerin, Mahir’lerin, Kaypakkaya’ların tarihsel çizgisidir. Biz de işte bu çizginin 21.yy’daki sürdürücüleriyiz. Afganistan işgal edildiğinde İslamcılar değil, biz sokaklardaydık. Saddamcı olmadık ama Irak işgaline karşı çıktık. Şimdi de Esad taraftarı değiliz ama Suriye müdahalesine ve işgaline de karışıyız.”

 

Kıbrıs emekçi cumhuriyetine dönüştürülmeli”

Milliyetçilik ve İslamcılık arasında sıkışıp kalan bir coğrafyada bulunduğumuzu ve bunları aşacak bir siyasete ihtiyacımız olduğunu söyleyen Alper Taş, “Bağımsız birleşik iki toplumlu iki bölgeli bir emekçi cumhuriyetine dönüşmelidir Kıbrıs. Türkiye ne yaparsa burada da onu yapıyor. Biz bileşik mücadele zeminini yaratmalıyız. Türkiye’de olan biteni buradakiler, burada olan biteni de Türkiye’dekiler sahiplenmelidir. Bu panel de birleşik mücadele zeminini yaratmak için önemli.”

 

Konuşmacıların sunumlarının ardından ise soru cevap kısmına geçildi.

 

Kıbrıs halkları kendi kaderini belirlemeli”

Soru-cevap kısmına geçilmesiyle birlikte dinleyicilerden, konuşmacıların Kıbrıs ile ilgili görüşlerini daha fazla açması istendi. Bunun üzerine ilk söz alan ÖDP Eş Başkanı Alper Taş şöyle konuştu: “Kıbrıs’tan tüm silahlı güçler, TC, Yunanistan, İngiliz, ABD olmak üzere tümü dışarı çıkmalı. Çok kimlikli bir Kıbrıs var. Sadece Kıbrıslı Türkler ve Rumlar yok. Kültürel çeşitlilik var bu adada. Fakat kendine ait siyasi kurumu olmayan, her şeyi ile bağımlı bir Kıbrıs da var. Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri buradaki halka saygı göstersin, sömürge gibi yönetilmemeli burası. Buradaki farklı ve özgün kimliği eritmekten vazgeçsinler. Eskiden sizin Türklüğünüzün şimdi ise AKP tarafından Müslümanlığınızın çok eksik olduğunu söyleyerek yukarıdan aşağıya dayatılan bir muhafazakarlaştırma var.”

 

KKTC değil KKTH”

Kıbrıs ile ilgili olarak BDP milletvekili Hasip Kaplan coşkulu bir şekilde Kıbrıs halklarının verdiği mücadeleyi desteklediklerini ifade ederek şunları söyledi: “KKTC değil, KKTH yani ‘Kendi Kaderini Tayin Hakkı’ olmalıdır burasını adı. Kıbrıslı Türk halkı onuru ile boynu dik direnecek. Diyarbakır meydanından sizin hakkınızı savunmak boynumuzun borcudur. Halkların örgütlü gücünden başka gücü yoktur.” Hasip Kaplan’ın yorumunu salonu dolduran kalabalık tarafından dakikalarca alkışladı.

 

Kıbrıslılar belirleyicidir”

CHP milletvekili İlhan Cihaner ise CHP’nin Kıbrıs halklarının vereceği kararlara ve belirleyiciliğine saygı duyulması gerektiğini düşündüğünü belirterek, halkların kardeşliğine vurgu yaparak önceliğin Kıbrıs halklarının kararı olması gerektiğini söyledi.

 

Türkiye halkına Kıbrıs’ı anlatmalıyız”

Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ise Ada’daki işgale gönderme yaparak şunların altını çizdi: “38 yıllık bir işgal var burada. Buradaki Türkleştirme 2000’den sonra neoliberal islam projesine dönüştü. Burayı Türkiye halklarına daha iyi anlatmalıyız.”

 

Haber Kaynağı: Baraka Kültür Merkezi