Konak Halkevi’nde ‘Eşitlik Olmadan Adalet Olur Mu’ Temalı Söyleşi Gerçekleştirildi

Sa, 17/02/2015 - 01:32
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Konak Halkevi’nde, SendikaOrg yazarı Özge Ozan’ın katılımıyla ‘Eşitlik Olmadan Adalet Olur mu’ temalı bir söyleşi gerçekleştirildi.

Özge Ozan’ın sunum yaptığı söyleşide AKP’nin kadın düşmanı söylem ve politikaları karşısında kadın özgülüğü ve eşitlik mücadelesi vermekte olan kadın hareketinin AKP eliyle kurulmuş olan kadın derneklerinin dilinden düşmeyen ‘toplumsal cinsiyet adaleti’, toplumsal cinsiyet ve eşitlik kavramları tartışıldı. 

Kadın mücadelesinin ürettiği kavramların artık iktidar eliyle kurulmuş üstelik öznesinin de kadın olduğu kadın dernekleri tarafından yeniden biçimlendiriliğini belirten Ozan, kavramların yeniden tartışılması gerekliliğini de vurguladı.

İktidarın öznesi kadının olduğu kendi kadın örgütlerini kurarak ürettiği söylemler karşısında, kadın hareketinin nasıl bir konum alacağı ve nasıl bir argüman üreteceğinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Ozan, ‘Tek başına erkekler üzerinden değil, aynı zamanda erkek egemenliğini ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini içselleştirmiş kadın özneler var. KADEM’in sadece genel merkezi yok, şubeleri de var. Kadın örgütü meşruluğunu kazanmak üzere zaten. Meşruluğunu bir kadın mücadelesinden almayan. Uluslararası düzeyde bunları temsilci olarak seçiyorlar’ dedi.

İktidarın "kadın ve erkek için hukuksal eşitlik söylemi onları eşit kılmıyor, farklılıklarına göre davranmamak eşitsizliği derinleştiren bir şeydir" diyerek toplumsal cinsiyet rollerinin verili ve kalıcılığını sağlamlaştırdığını belirten Ozan, tarihsel bağlamından koparılan toplumsal cinsiyet rolleri ve eşitsizliklerin yerine ‘adalet’ kavramı getirilerek dinsel gericilik ve dogma ile değiştirilemez kılındığına dikkat çekti.

Söyleşide kadının eşitlik mücadelesinin kaynağının erkek egemenliği ve onu yaşatan, yeniden üreten kutsal dahil tüm ideoloji ve kurumlara karşı verilmek zorunda olunan bir mücadele olduğunu ifade eden Ozan, ‘Bir iktidar ki bunu yukarıdan aşağıya örgütlüyor. Bunun medyası var, diyanet işleri var, kursları var, her gün televizyondan anlatan hocaları var, kadınlara özgü dergileri var, radyo programları var, sabah programları var. Hocam şunu ne yapacağım, dedikleri. Kadınların sadece kutsalla kurdukları ilişkiyi değil, eşiyle yatakta ne yapacağından, aile içinde nasıl konum alacağına, çocuğuna nasıl davranacağına, bütün hayatını belirleyen bir biçim sunuluyor kadınlara. Böyle bir dönemin içinden geçiyoruz. Kutsalla çarpışmazsanız burdan çıkış biraz zor. Onu görmezden gelerek zor’ dedi. 

Kadınların yoğun olarak katılım gösterdiği söyleşi de iktidar eliyle biçimlendirilen kavram ve argümanlar yeniden tartışılmaya çalışıldı.