Eğitim Hakkı Anasayfa

Maraş Katliamı’nın birinci yılında yapılan TÖB-DER boykotu üzerine

Abdullah Aydın | Pa, 27/12/2009 - 02:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Türkiye demokrasi tarihinde emekçilerin bilincinde yer eden barış, eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürütenlerin attığı adımlardan yol gösteren iki önemli mücadele geleneği vardır. Bunlardan birisi, kırk yıl önce TÖB’ ün örgütlediği ve demokrasi güçleriyle birlikte hayata geçirdiği dört günlük Büyük Öğretmen Boykotu, diğeri ise otuz yıl önce TÖB-DER’ in önderliğinde Kahramanmaraş katliamının birinci yıldönümünde gerçekleştirilen bir günlük boykottur. Ben her iki eylemi de yaşayabilen şanslı eğitim emekçilerindenim. Üstelik KESK’ in 25 Kasım’ da gerçekleştirildiği bir günlük uyarı grevinin her iki direnişi tarih sayfalarından mücadele alanlarına taşıdığına tanık olmak da benim için bir başka şans ve onur kaynağı oldu.

TÖS boykotunda Nazilli’ de dört yıllık bir öğretmendim. Şubemiz bölgede Denizli’ den İzmir’ e dek toplumsal muhalefetin nabzını elinde tutan etkin bir şubeydi. Yöneticilerimiz kararlı, deneyimli ve donanımlı ağabeylerimizden oluşuyordu. Genel merkezin aldığı kararları bölgede,  işyerlerinde okullarda ve sendika lokalimizde kitlelere açık bir biçimde tartışıyor, hepimizi boykotun bir öznesi durumuna getiriyorlardı. Nazilli halkı, Sümerbank işçileriyle, esnafıyla boykotun yanındaydı. Çiftçiler, emekçilerin, işçilerin  aydınların talepleriyle  öğretmenlerin talepleri örtüşmüştü. Yapılan ziyaretler ve verilen destek boykotu bir toplumsal hareketliliğe dönüştürmüştü. Ben taban iradesinin ne kadar önemli olduğunu bu boykotla öğrendim. Boykot öncesi ve süresince yapılan hazırlığı ve çalışmalarına doğrudan katılma olanağım oldu. Esnaf arkadaşlar cip ve araçlarıyla tüm köyleri dolaşıyorlardı.  TÖS boykotu bir okuldu. Sınıflar mücadelesinin şurasında burasında yer alanlar bence TÖS boykotu ile birlikte isyan etmeyi direnmeyi öğrendiler. İsyan etmenin, hak aramanın, kültürünü bu eylemin öğrettiklerinden öğrendiler. Ben kendi adıma TÖS boykotuyla birlikte bir adım ileriye fırladığımı ve örgütlü mücadeleye olan inancımın arttığını söyleyebilirim.

 

TÖB-DER’ in gerçekleştirdiği faşist katliamı protesto mitinginde biraz da işin mutfağına yakındım. Genel merkez denetleme kurulu üyesiydim. Ve TÖB-DER içerisinde büyük bir etkinliği olan Devrimci Öğretmen Çalışması içerisindeydim. TÖB-DER’ in  24 Aralık1979 boykotunu gerçekleştirdiği dönemin siyasal atmosferinde boykotun içeriğinin, zamanlamasının ne denli yerinde olduğunu göstermeye yetiyor.

 

12 Eylül açık faşizmi öncesi, egemen güçler toplumsal muhalefeti susturmak ve kitleleri teslim almak için Maraş Katliamı’nı uygulamaya koydular. Doğrudan kontrgerilla güçlerini ve MHP kadrolarını kullanarak halka karşı savaş açtılar.Bu katliamla birlikte can güvenliği önemli bir sorun olarak toplumu gündemini işgal etmeye başladı. Devrimciler bu soruna tarafsız kalamazdı.  Neler yapılabileceği aylarca tartışıldı. Bu konuda da TÖS boykotunda olduğu gibi tabanın söz ve karar sahibi olması için gerekli özen gösterildi. TÖB-DER yönetimindeki bileşenler dışında kalan dinamiklerle kendi içerisinde örgütsel netliğe kavuştu. Bu kararın alınmasında devrimci öğretmenlerin anti- faşist kimliklerinin ve boykot kararının çıkması noktasında koydukları emeğin ve ayak diremelerinin payı yadsınamaz.

 

Boykotun başarısında ve kitlelere mal olmasında her kademeden devrimci geçlerin de büyük katkısı oldu.

 Töb-Der boykot öncesi çok yönlü çalışma içerisine girdi. Oldukça güçlü bir hukuk bürosu oluşturuldu. Eylem dost kurumlarla ortaklaştırıldı ve paylaşıldı. Basının ilgi ve duyarlılığını sağlayan adımlar atıldı.

En önemlisi ülke bölge bölge ,  il il paylaşılarak merkezde oluşturulan boykot ekipleri gönderildi.Bu ekipler bölgenin özelliğine göre 1-3 kişi arasında değişiyordu.İllere giden ekipler boykotun amaçlarını tartışıyor ve olan gelişmeler karşısında takınılacak tutum belirleniyordu.Bana Çankırı ili düştü.Yalnız gittim.Çankırı garajından taksiyle sanat okuluna gittim.Çankırı Töb-Der’in şöyle bir yapısı vardı; gücü köylerdeydi.Kent merkezinde oldukça zayıftılar ve yalıtılmışlardı. Nizamettin adında ilköğretim müfettişi olan bir başkanımız vardı.

Rahmi arkadaşımız da sanat okulunda öğretmendi ve şube yönetimindeydi. Benim gidişimden bu arkadaşların bilgileri vardı. Sanat okuluna vardığımda kendimi bir kavganın içinde buldum. Faşistler devrimci öğrencilere saldırmışlar ve okulda eğitim-öğretim felç olmuştu. Bir hizmetli arkadaş beni güvenli bir yere oturttu okularda o günlerde bu tür olaylara alışıktık ama bir an heyecanlandım ve soğukkanlı olmaya çalıştım.Olay yatıştı Rahmi geldi.2-3 arkadaşla birlikte TÖB-DER lokaline geçtik.Lokali açıp kapatan,sahiplenen,çay işlerine bakan bir devrimci genç vardı.Nizamettin başkan da oradaydı.Bir gün önce TÖB-DER saldırıya uğramıştı,bunun yarattığı dağınıklık ve moral bozukluğu gözlemleniyordu.Arkadaşlar kent merkezinde büyük bir faşist işgalin yaşandığını fazla yapacak bir şey olmadığını belirttiler.Kendilerinin kararlı olduklarını ve köylerde boykotların başarılı geçeceğini söylediler.Çay içtik,peynir ekmek yedik.Son araba ile beni Ankara’ya uğurladılar.Gezimi bir raporla ilgili arkadaşlara bildirdim.

 

TÖB-DER boykotu halkın can güvenliği talebiyle birleşti ve büyük bir başarı sağladı. Bundan ürken egemen güçler TÖB-DER yöneticilerine ve üyelerine yönelik saldırıya geçtiler. Ben Gazi Eğitim Enstitüsü’nde öğretmendim bize herhangi bir soruşturma açılmadı.

 

TÖB-DER mitingi 1969 yılında TÖS’ün gerçekleştirdiği büyük öğretmen boykotunun mücadele geleneği üzerinden örgütlendi. Bu geleneğin bugün KESK’in gerçekleştirdiği “TİS yoksa Grev var ” greviyle tarihsel misyonunu koruduğunu görüyoruz. Bunca zulüm bunca işkenceden sonra kamu emekçilerinin hak mücadeleleri bayrağını yere düşürmediklerini görmek son derece sevindirici olmuştur.

 

Bu gelişmeler benim Halkın Hakları mücadelesinin başarıya ulaşacağına olan inancımı pekiştiriyor.Bu inancı yaratan ve yaşatanlara mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum.


Halkevleri Genel Merkezi
Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 312-4193207 Eposta: [email protected]
Bağışlarınız için; İş Bankası (Ankara) Meşrutiyet Şubesi 785989 nolu hesap