AKP YALANLARIYLA UYUMUYORUZ,
SAĞLIK HAKKIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ
AKP’nin “sağlıkta devrim yapıyoruz” diye diye uygulamaya geçirdiği sağlık reformlarının sonucu artık gün gibi ortada: Bu ülkede sağlık hizmetinden yararlanan herkes müşteri haline getirildi, daha da ötesi artık sağlık hizmetinden yararlanmasak da prim ödemek zorunda bırakılıyoruz.
AKP yalan üzerine yalan söylerek yaptığı dönüşümle hastaneleri ticarethane haline getirdi. Hastalıkları önlemeye dönük koruyucu sağlık hizmetlerini ortadan kaldırdılar, sağlık ocaklarımızı kapattılar. Çünkü hasta olmamız AKP’nin hizmet ettiği patronlara para kazandırıyor. Sağlık hizmetlerinden kar elde etmek isteyenler için ortada ne kadar hasta varsa o kadar da müşteri vardır. Sağlıkta dönüşüm diyerek özel sağlık kurumlarını teşvik ettiler, bizim ödediğimiz vergilerle patronları zengin ettiler.
Tüm bunları bize “rahatlık” diye sundular, şimdi “acısını çıkarıyorlar”
Daha çok kazanmak için sağlık çalışanlarını köle gibi çalışmaya, güvencesizliğe, hastalara müşteriymiş gibi davranmaya zorladılar. Getirdikleri performansa dayalı sistemle “Müşterileri iyi kazıklamazsan sana da para yok” dediler.
Artık yalanlara karnımız tok!
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN!
“Yeşil kartı kaldırmıyoruz” diyen AKP’ye inanmayın. 1 Ocak 2012 gününden itibaren kademeli olarak en az 5 milyon kişi yeşil kart üzerinden yararlandığı sağlık hizmetinden artık yararlanamayacak! Sosyal Güvenlik Kurumu hepimize “Gelir testi” yapacak! Bundan böyle aylık 279 TL üzerinde geliri olan herkes sağlık hizmetine ve ilaca ulaşabilmek için 30 TL’den başlayarak artan sağlık vergisi ödeyecek. Bu rakam, SGK kaydı olmayıp geliri asgari ücreti aşanlar için kademeli olarak 100 ve 200 TL'ye ulaşacak.
Bu ülkede milyonlarca insan iktidarın gözleri önünde sigortasız çalıştırılıyor. Bu ülkede 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 992 TL. Ama bu ülkede 1 Ocak’tan itibaren evine kişi başı 279 TL gelir giren aile sağlık vergisi ödeyecek kadar zengin sayılacak. Bu vergiyi ödeyemeyen borçlanacak, sağlık hizmetinden yararlanamayacak.
“Aile hekimi ücretsiz olacak” diyen AKP’ye inanmayın. Daha şimdiden Aile Hekiminde her muayeneden 3 TL alınması planlanıyor. Tıpkı hastanelere her gittiğimizde kesilen 8 TL, özel sağlık kurumlarında kesilen 15 TL'ler gibi. Giderek her kademede alınan ücretleri arttıracaklar. Tüm bu paralar ya eczanede ya da maaşımızdan bizlere fark ettirilmeden alınmaya devam edecek. Oysa hatırlayalım AKP öncesinde ilaç katkısı dışında ne hastanede ne de sağlık ocağında muayene için para ödemiyorduk.
“İstediğiniz özel hastaneden ücretsiz yararlanacaksınız” diyen AKP’ye inanmayın. Eczane üzerinden ya da maaşımızdan kesilen 15 TL sağlıktan kar etmek isteyenlere yetmeyecek. Özel sağlık kurumlarında fark ücreti ve kapsam dışı hizmetlerle bunun onlarca katı faturalarla karşılaşıyoruz-karşılaşacağız. Birçok zaruri hizmet kapsam dışı bırakıldıkça soygun büyümeye devam edecek. Son 10 yılda toplam hastane sayısında özel sektör payı tam %500 arttı. AKP sağlığı ticarileştirdikçe patronlar kasalarını dolduruyor.
“Üniversite hastanelerinde istediğiniz profesöre ücretsiz muayene ve ameliyat olacaksınız” diyen AKP’ye inanmayın. Plansız programsız, padişahvari kanun ve yönetmeliklerle üniversite hastanelerinde yılların birikimini çarçur ettiler. Yüzlerce hoca kısa sürede üniversiteleri terk etmek zorunda bırakıldı. İktidar ne bizim sağlığımızı ne de bizlere sağlık hizmeti verecek olan binlerce tıp öğrencisinin ve asistanın eğitimini umursuyor. Daha şimdiden başka yerde tedavileri mümkün olmadığı için üniversite hastanelerine gelmiş olan birçok hastamız ameliyatını olamadı. Tedavilerimizi uzun süredir devam ettiren doktorları gittiğimiz hastanelerde artık bulamıyoruz. Bizlere tek çare olarak milyarlar isteyen özel hastaneler gösteriliyor.
“Sağlık hizmetini iyileştiriyoruz” diyen AKP’ye inanmayın! AKP çıkardığı 663. sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile sağlığı ticarileştirmenin son büyük adımlarından birini attı. Bu kararnameye göre, bir yıl içinde bütün illerde Kamu Hastane Birliği kurulacak ve o şehirdeki bütün devlet hastaneleri bu Birliğe bağlanacak. Hastanelerimizi hastalardan “nasıl daha fazla para kazanılır” bunun hesabını yapan, devlet hastanelerini şirket gibi gören işletmeciler yönetecek. Daha ucuz olsun diye kötü hizmet veren, çalışanları kölece çalıştıran, hastadan en fazla para alan hastane yönetici en iyi yönetici sayılacak bunu yapmayan işten atılacak.
“Sağlıkta devrim yaptık, herşey çok güzel oldu” diyen AKP’ye inanmayın. AKP’nin herşeyi para üzerine kurduğu bu sağlık sisteminde, performans adı altında doktorları çok kısa sürelerde daha çok hasta bakmaya, ameliyat etmeye, daha çok tetkik, tomografi-emar istemeye, daha fazla ilaç tüketmeye teşvik ediyorlar. Çünkü bunlar sağlığımız üzerinden daha fazla para kazanılması anlamına geliyor. Oysa elimizde tomografi-emar-ilaç tomarları ile dolaşıyor, ancak bir türlü gerçek tedavimizi yaptıramıyoruz. Bu uygulamalarla Sosyal Güvenlik Kurumu'nun AKP iktidarı öncesindeki toplam sağlık harcaması 12.9 milyar dolar iken AKP iktidarı ile birlikte 2008'de 44.76 milyar dolara ulaştı. 6 yılda 4 kat artan bu harcamaları sağlık kurumlarına başvuran bizlerin yani halkın cebinden katkı-fark ücreti alarak kapatmaya çalışıyorlar. İlaç katkısı, muadil ilaç bedeli, kapsama girmeyen ilaç gibi kalemlerle neredeyse ilacın tüm parasını bizden alıyorlar. Şimdi de ilaç başına ek ücret almayı planlıyorlar
YALANCILARA DEĞİL SAĞLIKÇILARA BAKALIM
SAĞLIK HAKKIMIZA SAHİP ÇIKALIM
AKP sağlık hizmetinden yararlanan bizleri de sağlık hizmeti sunan çalışanları da mağdur ediyor. Parası olanın sağlık hizmeti alacağı, parası olmayanın sağlık kurumlarının kapısından geri çevrileceği; ölümle, sağlıksız bir yaşamla başbaşa bırakılacağımız bir gelecek sunuyor.
Bu gidişe hep birlikte dur demek elimizde. Biz halkız, sağlık hakkımızdır!
Sağlık hakkımızı, hekimlerle, hemşirelerle, taşeron sağlık işçileriyle, diğer sağlık çalışanlarıyla birlikte savunmak için harekete geçelim.
Şimdi eşit, parasız olarak yararlanacağımız bir sağlık hizmeti istemenin, sağlık hakkı meclislerini kurmanın zamanıdır!
Şimdi halkın sağlık hakkını savunan Halkevleri’nde sağlık hakkımız için örgütlenmenin zamanıdır.
Sağlık hizmetinin insanlık adına yapılan en değerli hizmet olduğunun bilinci ile hizmet sunan sağlık çalışanları bir yandan da AKP’nin sağlığı ticarileştirme programına karşı mücadele ediyor. Sağlık çalışanları “halkımız müşteri değildir, sağlık çalışanları güvencesizleştirilemez” diyerek seslerini yükseltiyor. Bu sese kendi sesimizi, halkın sesini katalım.
Sağlık çalışanları 21 ARALIK ÇARŞAMBA GÜNÜ GREVE GİDİYOR.
BU GREV SAĞLIK HAKKINA SAHİP ÇIKAN HERKESİN GREVİDİR. İktidara sesimizi duyurmanın, sağlığımızdan vazgeçmeyeceğimizi ilan etmenin tam sırasıdır.
21 Aralık’ta tüm halkımızı, hastaları, hasta yakınlarını, parayla sağlık hizmeti satın almak istemeyenleri Sağlık Hakkımıza hep birlikte sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Herkesi 21 Aralık Çarşamba günü tüm hastanelerde sağlık çalışanlarıyla birlikte oluşturulacak Sağlık Hakkı Meclisleri’nde buluşmaya, konuşmaya, tepkisini göstermeye, greve katılmaya çağırıyoruz.
21 ARALIK’TA SAĞLIK HAKKIMIZ İÇİN GREVE KATILIYORUZ