Eğitim Hakkı Anasayfa

Sağlık işçilerine ve güvencesiz öğretmenlere açık mektup-Eser Özdemir*

Ct, 02/10/2010 - 22:36
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Ben bir öğretmenim. Öğretmenliğin amacı olan eğitim sürecini en iyi şekilde hayata geçirebilen, tüm öğrencilerime, hiç bir ayrım gözetmeksizin eşit bir eğitim verebilen, öğrencilerimin kendini ifade eden ve çevresinde olup biteni anlamasını sağlayan bireyler olmasına olumlu katkılar sunabilen, aklın ve bilimin ışığında sürekli hayatı sorgulayan bir eğitimciyim. Evet ben bir öğretmenim.

Ben devlet tarafından öğretmenlik hakkından mahrum bırakılan, kadrolu öğretmen arkadaşlarımın bir kısmı tarafından bile öğretmenliği sorgulanan, öğrencilerinin karşısında her an işten atılma tehlikesi olan ben, bir ücretli öğretmenim. İşte tam da bu nedenle; ideallerim bu düzenin çarkları arasında paramparça edilmeye çalışılsa da, bütün zorluklara göğüs gerip; kendimi eğitimci olmaya adamaya karar verdiğim yaşlarımdaki heyecanımdan hiçbir şey eksilmediği için kendimle gurur duyuyorum.

Ben bir öğretmenim. Bu cümleyi müdür odalarında, öğretmen odalarında, veli toplantılarında, meydanlarda, Ankara’da toplumun pek çok kesimine ve yönetenlere seslenerek kabul ettirmek zorunda kalan bir öğretmenim. Bu cümleyi; vazgeçmeye en çok yaklaştığı zamanlarda aynanın karşısına geçip kendi kendine sürekli tekrar eden bir öğretmenim.

Ben ve benim gibi pek çok arkadaşım üniversitelerden mezun olduk. Aynı içerikte dersleri gördük. Hepimizi başarılı bulup üniversitelerden mezun ettiler. Tam öğretmen olacağız derken devlet “Siz yeterli değilsiniz KPSS sınavına girin” dedi. Ve bizler tam da bitti sandığımız sınav sisteminde birer yarış atı misali nefes almaya fırsat bulamadan sınava girdik. Aslında hepimiz biliyorduk devlet gözünde olmasa da biz bir öğretmendik, ama sadece bizim bildiğimizle yürümüyordu gemi.

Eşit ve özgür bir gelecek için, o geleceğin çocuklarını yetiştirmek için umutla yürürken karşıma çıkan bu kalın duvarların önünde tek başıma olmadığımı fark ettiğim an; yanımda duran taşeron sağlık işçisinin çocuğuyla göz göze geldiğim andı. Güvencesiz çalışmayı yaygın kural haline getiren, üstelik bunu eğitimden sağlığa halkın haklarına göz dikerek gerçekleştirenler; aynı duvarın ardında biriken güvencesiz kalabalığı fark etmemiş olacaklar. Çünkü ben fark ettiğimde anladım ki elini tuttuğum taşeron sağlık işçisinin küçük kızı ile ben birlikte bir delik açabiliriz bu duvara. Bizim gibi güvencesiz çalışan ailelerin çocuklarını eşit eğitim hakkından mahrum bırakan, kitapsız, deftersiz, öğretmensiz bırakanlar kendilerinin felaketi olabilecek bir eğitim seferberliğinin yoldaşlığını da yarattılar aslında. Biz birlikte paran kadar eğitim, paran kadar sağlık, paran kadar ekmek ve köfte anlayışının egemen olduğu sevgili ülkemde, kesinlikle olması imkansız sanılan eşit parasız bilimsel eğitim hakkının imkan dahilinde olduğunu kanıtlayacağız. Kendimize tahta bulacak, sıralar taşıyacak, sınıflar kuracağız. Güvencesiz yaşamaya zorlanan işçi çocukları ve biz öğretmenler birlikte geleceği kazanacağımız fikrine güvenceğiz. Bu fikrin eyleminin başarısı şimdilik onlarca küçüğün mutluluğuyla ölçülecek. Bu fikrin eyleminin başarısı şimdilik üç beş tane ücretli öğretmenin mütevazi gururuyla ölçülecek. Ama biz birikmeye devam edeceğiz önümüzdeki duvarın önünde.

Sınıflar kurarak, oyunlar oynayarak, tek ayak üstünde değil; yeri sarsacak güçte zıplayarak!

Bizler işsiz, güvencesiz taşeron işçilersek yani hayatlarımız parçalanıyorsa buna karşı yaşamlarımızı birleştirmek zorundayız. Yaşamımızın her alanında mahallemizdeki komşumuzla, işyerimizdeki arkadaşlarımızla, okulumuzdaki öğrencilerimizle, velilerimizle, öğretmenlerimizle hayatlarımızı yeniden üretmek için söyleyecek sözümüz, verecek çok derslerimiz var. Bu sözleri söylemek, bu dersleri vermek öncelikle biz öğretmenlerin boynunun borcudur.

* “İşçi çocukları ve güvencesiz öğretmenler Hartal Halkevi'nde eğitim hakları için buluşuyor” kampanyasını yürüten öğretmenlerden beden eğitimi öğretmeni Eser Özdemir’in tüm işçi ailelerine ve güvencesiz öğretmenlere yaptığı bir dayanışma çağrısıdır. Kampanyaya teknik gereçler ya da öğretmenlik için başvurmak isteyenler için başvuru numarası: 0 506 219 83 64


Halkevleri Genel Merkezi
Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 312-4193207 Eposta: [email protected]
Bağışlarınız için; İş Bankası (Ankara) Meşrutiyet Şubesi 785989 nolu hesap