Eğitimde şimdi de 'sınıf öğretmeni' sıkıntısı yaşanıyor. 4 + 4+ 4 sistemiyle 66 aylıkların okula başlamasıyla iş yükünün artması sınıf öğretmenlerini başka alanlara yönlendirdi.
“12 yıllık sınıf öğretmeniyim. Bugüne kadar dört kere birinci sınıf okuttum. Bu sene yeniden birinci sınıf aldım. 4 + 4 + 4’ten sonra öğrenci profili çok değişti. Yaş iyice küçüldü. Türkçe öğretmenliğine geçtim, ortaokulda ders veriyorum. Sınıfıma ücretli öğretmen verildi, o da ayrılmış. Birlikte başladığımız çocukları yarı yolda bırakmanın vicdan rahatsızlığı var ama öğretmenler de etten kemikten. Eğitimini almadığımız alanlara geçmeyi de doğru bulmuyorum ama..”
Bu sözler ‘alan’ değiştiren 42 bin öğretmenden birine ait. Her yıl ‘alanı dışında’ atanan yani örneğin kimya öğretmeniyken sınıf öğretmenliği yapan ya da fen bilgisi öğretmeni iken biyoloji öğretmenliği yapan öğretmenlere alan değiştirme hakkı tanınıyordu. Bu yıl, 4 + 4 + 4 eğitim sistemine geçilince 33 bin sınıf öğretmeni norm fazlası duruma düştü. Özür ve eş durumu atamalarında da il emrinin kaldırılmasıyla eşinden ayrı kalan binlerce öğretmene de alan değiştirme hakkı tanındı. 42 bin öğretmen alan değiştirdi.
Alan değiştiren öğretmenlerden 22 bin 500’ü sınıf öğretmeni. Bu öğretmenlerin bir kısmı da branşı farklı olduğu halde sınıf öğretmenliği yapanlar. Yani sınıf öğretmenliğini bırakarak uzmanı oldukları alanlarına geri döndüler. Ancak bu yıl uzmanlığı sınıf öğretmenliği olan pek çok öğretmen de Türkçe, matematik, beden eğitimi, tarih, İngilizce gibi bölümlere geçti. Bakanlığın öğretmenlere çözüm olarak sunduğu, pek çok öğretmenin eşinden ayrı kalmamak, norm fazlası durumuna düşmemek için tercih ettiği bu durum, öğretmenlerin uzman olmadıkları bir alanda ne kadar etkin olabileceği tartışmalarını da beraberinde getirdi. Alanı olmadığı halde çeşitli branşlarda ders veren öğretmenlerin ‘özeleştiri’ de yaparak söyledikleri şunlar:
Etten kemikteniz...
12 yıl sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra Türkçe öğretmenliğine geçen ve adını vermeyen öğretmen: “Okuttuğum birinci sınıfta 33 öğrenci vardı. 66 aylıkların yanı sıra 66 - 60 ay altı 4 öğrenci vardı. Bir iki tekrarla yaptığımız işleri bile daha uzun zamanlarda yapmaya başlamıştık. Beslenme saatinde annesi gelip, kaşıkla yemek yediren bile vardı. Bir ay birinci sınıf okuttuktan sonra başka okulda Türkçe öğretmenliğine başladım. Öğrencilerimin adlarını ezberlemiş, yıl içindeki planları yapmıştım. Alan değiştirince hayal kırıklığı yaşadılar. Benim yerime gelen öğretmen de gitti. Üçüncüsü gelecek. Çocukları yarı yolda bırakmanın vicdan rahatsızlığı var ama öğretmenler de etten kemikten yaratılmış. Evde bir ailem var. Alan değişikliğini doğru bulmuyorum. Kendi doğrularımla çakışıyorum ama bu ülkede sınıf öğretenliği okumayan branş öğretmenleri de yıllardır sınıf öğretmenliği yapıyor.
Norm fazlası sorunu
9 yıllık sınıf öğretmeni Eyüp Akpınar’ın anlattıkları şöyle: “Bir okulda özel alt sınıftaki zihinsel engelli öğrencilerle çalışıyorum. Gelecek yıl 4. sınıf okutup mezun ettikten sonra norm fazlası konuma düşecektim. Kendime yer arayacaktım. ‘Öğretmenlerin az çalışıp çok para kazandıkları’ ile ilgili söylemler velinin gözünde değerimizi iyice düşürüyor. Velilerin hakaretlerine maruz kalıyoruz. Bezdim. Velilerle uğraşacağıma, zihinsel engelli öğrencilere faydalı olmak istedim. Öğrencilerimi çok seviyorum. Bu alan özel, eğitim almak gerekli. Bir sınıf öğretmeni de iyi yapar diye düşünüyorum. İnternetten araştırma yapıyorum, bu alanda çalışan öğretmenlerden bilgi alıyorum.”
Sınıf öğretmenlerinin alan değiştirmesi 4+4+4 ’ün garabeti
Sınıf öğretmenliğinden Türkçe öğretmenliğine geçen Eğitim Sen 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğan: Sınıf öğretmenlerinin alan değiştirmesi 4+4+4’ün bir garabeti. Özel bir sebeple ve 4 + 4 + 4’ten sonra 1. sınıf okutmakta zorlanacağım için yan alanım olan Türkçe öğretmenliğine geçtim. Birinci sınıfa başlama yaşı düşünce zorlandım, bunun için özel bir formasyonum yoktu. Birinci sınıfı bir ay okuttum. Ben alan değiştirince başka sınıflara dağıttılar öğrencileri. Öğretmenleri ve ortamları değişti. Çocuklar açısından kayıp oluyor tabii, ben de üzülüyorum.
Kaynak: radikal.com.tr