Eğitim Hakkı Anasayfa

Soma'da YGS isyanı

Ct, 16/04/2011 - 02:52
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Soma'da Eğitim-Sen, Halkevi ve Liseli Genç Umut'un çağrısı ile biraraya gelen yaklaşık 400 kişi YGS'de yaşanan şifre skandalını protesto etti.

Soma'da 15 Nisan Cuma günü Hükümet Konağı önünde saat 17:00'da Halkevi, Eğitim-Sen, ESM, Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği, Maden-İş üyeleri ile öğrenciler ve veliler biraraya geldi ve attıkları sloganlar, taşıdıkları dövizler ile YGS' deki skandalı protesto ettiler.

Atılan sloganların ardından basın açıklamasını okuyan Soma Eğitim-Sen şube başkanı Kadir Özdemir şunları söyledi;

 “27 Mart 2011 günü yapılan YGS ye katılmak için sabah yollara dökülen milyonlarca öğrenci o gün, ÖSYM nin tarihinde görülen en büyük skandalına imza attığının farkında değildi. Yıllardır sınav odaklı eğitim sisteminin cenderesinde sıkışıp kalmış, gençliğin heyecanını, coşkusunu yaşamaktan uzak, genç olduğunun farkına bile varamamış, gecesini gündüzünü bu sınava bağlamış genç insanlar, yoğun güvenlik önlemleri altında, potansiyel suçlu muamelesi görerek sınav salonlarına alınırken aslında nasıl bir oyunun içinde olduklarını bilmiyorlardı.           

Yıllardır görece olarak daha güvenilir sınavlar yaptığı izlenimi uyandırmış olan ÖSYM büyük organize işin içine girerek soruların cevaplarını şifreleme marifetini göstermişti. Daha 9 ay önceki KPSS skandalının yankıları sürerken ortaya çıkan YGS yolsuzluğu, halkın devletin kurumlarına olan güvenini derinden etkilemiştir.

KPSS’ deki kopya skandalının ardından boşalan ÖSYM Başkanlığı koltuğuna oturan Ali DEMİR, basının karşısına çıkıp basına dağıtılan soru kitapçığında bir sıralama, şifreleme olmadığını başlarda ısrarla savunmuş, lakin oluşan kamuoyu neticesinde artık kaçacak bir yeri kalmadığı için gerçeği itiraf etmek zorunda kalmıştır. Kişiye özel soru kitapçığı hazırlanmasını büyük bir marifetmiş ve dünyaya örnek bir uygulamaymış gibi sunan ÖSYM,  aslında yaptığı uygulamalarla ve açıklamalarla yapılan işin nasıl büyük bir fiyaskoyla sonuçlandığını göstermiştir. Oysa KPSS skandalıyla görevinden istifa etmek zorunda kalan bir önceki ÖSYM Başkanının iki tür kitapçık hazırlamanın bile ne kadar zor olduğuna dair açıklamaları, özel soru kitapçığı uygulamasının sıkıntılarını ortaya koymaktadır. ÖSYM bu yıl ilk kez bir bilgisayar programı kullanarak haremlik, selamlık zihniyetiyle kız öğrencileri ayrı sınıflarda toplamıştır. Kız öğrencileri belli okullarda gruplayan ÖSYM, belli bir kesim öğrenciyi de belli kriterlere göre gruplayıp şifreli soru kitapçıklarını da bu öğrencilere servis etmediğinin hiçbir garantisi yoktur.

Ortada bu kadar kaygı, kuşku yaratan somut olaylar ve ÖSYM Başkanı’nın itirafları varken Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri yapılan açıklamalardan tatmin olduklarını hala söyleyebilmektedir. Eğitim işlerinden sorumlu Bakan milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren böyle bir durum karşısında ses etmeyip hiçbir açıklama yapmadığı gibi rahatlıkla koltuğunda oturabilmektedir. Hükümetin sözcüsü Cemil Çiçek ise ÖSYM Başkanının açıklamalarını doğru ve yeterli olduğu kanaati taşıdıklarını belirterek olayın örtbas edilmesinde hükümetin gereken pozisyonu aldığını göstermiştir.  Tüm bu rezaletler yaşanırken sessiz kalan, hiçbir girişimde bulunmayan ve basına dağıtılan soru kitapçığındaki özel hazırlanan cevapların asıl sorularla kesişmesinin tamamen rastlantısal olduğuna inanan Milli Eğitim Bakanı(!) ve başlarda ısrarla şifre yok deyip oluşan kamuoyu neticesinde kendi kendisini yalanlayan ÖSYM Başkanı derhal istifa etmelidir. ÖSYM Başkan’ının oluşan skandalın gündeme düşmesinin ardından telaşla yaptığı kendisini ve kurumu aklama yalanlarına çabuk ikna olan Cumhurbaşkanı ve Hükümet Yetkililerinin incelemeyi derinleştirme yerine kapatma tutumlarına karşılık soru kitapçıklarını tek tek inceleyecek, şüpheli bulunan kişilerin okullarını, gittikleri dershaneleri tespit edecek, bu çalışmaları bilimsel bir titizlikle yürütecek bir ekip derhal oluşturulmalı ve çalışmalarına başlamalıdır. Ortada bu kadar yolsuzluk, usulsüzlük iddiaları varken, sanki bütün sorumlular sınav görevlileri yani eğitim emekçileriymiş gibi gösteren anlayış Nazi Almayasını aratmayacak bir tutum içindedir. Öğrencileri, sınav görevlilerini salona alırken insan onuruna yakışmayacak şekilde didik didik aranması, sanki güvenlik sorunuymuş gibi yansıtılmakta, asıl gerçek gözlerden kaçırılmaktadır.         

 Böylesi bir organizasyon karşısında susmak, şifrelerin kimlerin cebinde olduğunu sorgulamamak, gerçeklerin üstünü örtmeye çalışanlara karşı sessiz kalmak, milyonlarca öğrenciye, onların gelecek hayallerine, onların ailelerine karşı yapılabilecek en büyük sorumsuzluktur.  Tüm öğrencileri, velileri ve kamuoyunu buradan sorgulamaya, susmamaya çağırıyoruz.

*İkna olması gereken Hükümet Yetkilileri mi yoksa sınava giren 1,700 bin öğrenci ve onların aileleri mi?

* Gençlerin geleceğini elinde tutan bu güçler kimlerdir?

*Tarihin en büyük sınav yolsuzluğuna yeltenme gücünü nereden almaktadırlar?

*Bu denli büyük bir hilede kimleri, hangi grupları kollamışlardır?

*Bu dolandırıcılığı hangi kişilerle, hangi okullarla, hangi dershanelerle gerçekleştirmişlerdir?

Tüm bu soruların açığa çıkması, sorumluların hesap vermesi için velileri, öğretmenleri, öğrencileri hep birlikte kararlılıkla mücadele etmeye çağırıyoruz”


Halkevleri Genel Merkezi
Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 312-4193207 Eposta: [email protected]
Bağışlarınız için; İş Bankası (Ankara) Meşrutiyet Şubesi 785989 nolu hesap