Soruyoruz: Depremin etkilerini önlemek için bugüne kadar ne yaptınız? Ne yapmayı planlıyorsunuz?

Çar, 29/01/2020 - 20:39
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Hayatta kalmak, insanca yaşamak için soracağız: Depremin etkilerini önlemek için bugüne kadar ne yaptınız? Ne yapmayı planlıyorsunuz?

Halkevleri siyasal iktidarı ve tüm yerel yönetimleri kalem kalem açıklamaya çağırıyor:

Siyasal iktidara soruyoruz:

20 yıldır toplanan deprem vergileri, fonlar nereye harcandı? 20 yıldır deprem konusunda neler yapıldı? Bundan sonrası için ne planlanıyor?

Tüm yerel yönetimlere soruyoruz:

Belediyenizde son 20 yıldır deprem öncesi, sırası ve sonrasına hazırlık için neler yapıldı; 31 Mart yerel seçimlerinden bugüne hangi somut adımları attınız?

Bundan sonrası için planlarınız neler?

17 Ağustos 1999 Marmara depreminde büyük bir yıkım yaşadık. 17 binin üzerinde insanımız hayatını kaybetti. Aradan 20 yıl geçti. O günden bugüne binlerce kez sarsıldık, Afyon, Pülümür, Bingöl, Elazığ Karakoçan, Van, Bodrum, Elazığ Sivrice’de 6 büyüklüğünü aşan depremler yaşadık. Yaşadığımız her yeni deprem yeni ölümler, yaralanmalar, barınma ve sağlık sorunları, maddi ve manevi yıkım getirdi. En son örneğini 39 insanımızı yitirdiğimiz Elazığ Sivrice’de yaşadık.

Ülkemizin dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer aldığını, risklerin büyüklüğünü biliyoruz. Bilim insanlarının, meslek odalarının yaptıkları tüm çalışmalara, hazırladıkları raporlara, Halkevleri’nin de içinde olduğu demokratik güçlerin tüm çağrılarına rağmen deprem gerçeğinin planlamada ve uygulamada yok sayıldığını da.

99 depreminden bu yana geçen sürenin tam 18 yılında AKP tek başına iktidardaydı. Marmara depreminden sonra alınacak önlemlerle ardından yaşadığımız tüm depremlerin yıkıcı etkisi azaltılabilirdi. Bu yönde bakanlıklar ve yerel yönetimler tüm birimleri ile uygulama ve pratikte geçerliliği güvence altına alınmış bütünlüklü bir planlama yapılabilirdi. Deprem öncesi önlemler açısından kent planlamaları, imar politikalarının belirlenmesi, yapı stoğunun kamusal denetimi, yenilenmesi, zemin etütlerinin kamu denetiminde yapılması, sağlıklı koşullarda insanca barınma hakkının güvence altına alınması sağlanabilirdi. Deprem bilincinin oluşturulması için toplumsal eğitim süreçleri hayata geçirilebilirdi. Afet sonrası planlama için yeterli toplanma alanları, geçici konut alanlarından içme suyuna ve sağlık hizmeti organizasyonundan beslenmeye yaşamsal ihtiyaçları karşılayacak kapasite oluşturulabilir, halk deprem sırası ve sonrasına ilişkin örgütlü kılınabilirdi. Ama yapılmadı. Halk değil rant düşünüldü.

Dün İstanbul bugün Elazığ depremlerinden sonra halkın soru sormasının “yasaklanmaya” çalışılması, iktidarın “siyaset yapmayın” söylemi ile halkın en temel sorularını baskılamaya çalışmasının nedeni budur! Susmuyoruz. Halk yararına “siyaset” yapıyoruz, yapacağız.

“İnşaat seferberliğine”, “çılgın proje seferberliğine” değil deprem seferberliğine ihtiyacımız var. Deprem sonrası yardım şovlarına değil deprem öncesi önlemlere ihtiyacımız var.

Hayatta kalmak ve insanca yaşamak için soracağız ve yanıt alacağız!

Hayatta kalmak ve insanca yaşamak için harekete geçeceğiz, harekete geçeceğiz ki deprem gerçeğini yok sayanları harekete geçireceğiz.

Halkevleri olarak siyasal iktidarı ve tüm yerel yönetimleri halkın sorularını yanıtlamaya çağırıyoruz.