Trabzon Halkevi: Barikatların arkasında değil en önündeyiz

Cu, 11/11/2011 - 16:11
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Trabzon Halkevleri yönetimi  bugün Trabzon Gazeteciler cemiyeti lokalinde düzenlediği basın toplantısında  3 ve 4 Kasım tarihinde yaşanan HES direnişi ile ilgili basında çıkan haberlere açıklık getirdi.

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Trabzon Halkevleri Başkanı Sinan Kutay, Karaçam'da aslında neler olduğuna değinerek, yerel medyada Trabzon Halkevi hedef alınarak yazılan yorumlara da cevap verdi. Halkevleri olarak her zaman direnen halkların yanında olmayı sürdüreceklerini söyleyen Kutay; "barikatların arkasında değil en önündeyiz ve bu ülkeden yaşlı analarımızın kafasına cop vurmaktan çekinmeyenleri def etmedikçe durmayacağız, susmayacağız" diyerek açıklamasını sonlandırdı.

 

Açıklamanın tam metni şöyle;

Basına ve kamuoyuna

İlimiz Çaykara ilçesine bağlı Karaçam beldesinde 3 ve 4 Kasım 2011 günleri yaşanan HES direnişi hakkında çeşitli yerel gazetelerde kurumumuz hedef alınarak kışkırtıcı iddialarda bulunulmaktadır. Bilindiği üzere Karaçam beldesinde yapılması planlanan Derebaşı HES’e karşı yöre halkı proje ortaya çıktığından beri direnç göstermektedir. Bölgede tarımsal üretim yapılamadığı için hayvancılık yörenin başlıca geçim kaynağıdır. Su olmadan ise ne hayvancılık yapılabileceğini ne de bölgede eskisi gibi yaşayamayacağını bilen yurttaşlarımız yaşam haklarına sahip çıkmak için HES’lere hayır demektedirler. 

Karaçamda aslında neler oluyor?

4 Kasım günü Karaçam beldesinde yaşanan olaylar nedeniyle 16 kişi yaralanmış 10’a yakın köylü gözaltına alınarak haklarında işlem yapılmadan serbest bırakılmışlardı. Karaçamda aslında neler olduğunu anlamak için olayların içyüzünü hatırlatmakta ve daha önce neler olduğunu bilmekte yarar vardır. Şöyle ki; Bölgede yapılması planlanan HES projelerine karşı yöre halkının açtığı yürütmeyi durdurma istemli dava kabul edilmiş olup halen devam etmektedir. Trabzon İdare Mahkemece görevlendirilen Bilirkişi Heyetinin yapacağı inceleme sonucuna göre ise mahkeme sonuçlanacaktır. Ancak HES inşaatını yapacak olan Bugato A.Ş. hukuk kurallarını hiçe saymakta adeta kendi kurallarıyla hareket etmektedir. Mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararına rağmen Eylül ayında yine gece yarısı bölgeye gelen HES şirketini istemeyen köylülerle jandarma arsında arbede çıkmış 3 köylü tutuklanmış ardından serbest bırakılmışlardı. Eylül ayında yaşanan olaylardan sonra Trabzon Valiliği tarafından organize edilen toplantılarda köylüleri ikna çabaları devam etmiş ancak sonuç alınamamıştı.

Eylül ayından sonra bölge insanımız doğasına, suyuna ve yaşama hakkına sahip çıkmak için Derebaşı bölgesinde gece gündüz nöbet tutmaya başlamıştı. Halkevciler olarak bizlerde en temel haklarını sermayeye kaptırmamak için direnen halkımızla dayanışmak için bölgeye ziyaretlerde bulunmuştuk. Son yaşanan olaylara kadar yörede en ufak bir tatsızlık, karmaşa olmadığını ve Karaçam-Köknar köylülerinin ne kadar naif ve misafirperver olduklarına bizzat tanığız. Ancak 3 Kasım sabahı HES şirketinin bölgeyi işgal etmeye gelir gibi önünde 200 Jandarma ve 200 Çevik Kuvvet polisiyle vadiye gelmesi halkta bir infial yaratmıştır. Mahkeme kararına rağmen üstelik Trabzon Valisi’nin emriyle görevlendirilen asker ve polislerle halkın karşısına dikilen şirkete karşı insanlar yolu kapatarak ve oturma eylemi yaparak direnişe geçmişlerdir. Tatsız olayların yaşanacağı 4 Kasım sabahına kadar geçen yaklaşık 20 saatlik süreç içinde halkla asker-polis arasında en ufak bir arbede yaşanmamış aksine köylüler yaktıkları ateşlerde nöbet tutan kolluk güçlerinin de ısınmasına izin vermişlerdir. 4 Kasım sabahı kadın-erkek, yaşlı-genç demeden halka karşı saldırıya geçen biber gazı sıkıp coplayan jandarma ve polise emir veren Trabzon Valisi yaşanan olayların asıl sorumlusudur.  Halk yararını değil de şirket karını düşünen bir yönetim anlayışı en hafif tabirle utanç vericidir.

 Gürültü çıkaran kim?

Karaçam Beldesi’nde yaşanan olaylar ile ilgili Kuzey Expres gazetesinde “Oltaya Vuranlar” köşesinde yazan Hasan Kurt maalesef bir gazeteciden beklenen tarafsızlık ilkesini ayaklar altına almıştır. Yaşanan durumu ‘Gürültüye teslim olmayacağız’ başlıklı 6 Kasım tarihli yazısında şirket yetkilisi Dursun Ali Gurban’ı kaynak göstererek değerlendiren Kurt Halkevlerini terör örgütleriyle bağlantılı ilan ederek haddini aşmıştır. Ayrıca yine 10 Kasım tarihinde HES yandaşı olduğunu ilan eden Kurt Trabzon Şube Başkanımızın adını alakasız bir örnekte kullanarak hedef göstermektedir.

 Bölgede yaşanan direnişe destek verdiğimiz ve olaylara tanık olduğumuz doğrudur. Ancak bu direnişi gösterenler yöre halkının bizzat kendisidir. Karaçam ve Köknar halkı HES’ler konusunda belli ki Hasan Kurt’dan çok daha bilinçlidirler. Halka yukardan bakan kendince aydın Hasan Kurt halkı aptal yerine koyarak yaşanan olayları “kışkırtma”ya bağlamakta ve böylece şirketi aklamaktadır. Yeri gelmişken HES sevici Kurt’un Bugato A.Ş.’nin sahibi Fahrettin Kurt ile hemşeri ve yakın arkadaş olduğu unutulmamalıdır. Karalama ve hedef gösterme amacı güden “ısmarlama” yazılarla örgütümüzü hedef göstermek ne Hasan Kurt’un ne Bugato A.Ş. yetkililerinin haddi değildir. Bölgemize dışarıdan gelip “gürültü çıkaranlar” İspanyol sermayesiyle, Şekerbank kredisiyle derelerimizi satın almaya kalkanlardır. Olay çıkaran halkı tahrik eden ve kışkırtan uluslararası kapitalistlerin yerli işbirlikçisi olan Bugato A.Ş. ve tayfasıdır. Hasan Kurt örgütümüzden derhal özür dilemelidir.

Direnenler Kazanacak

Karaçamda yaşanılan üzücü olaylar ülkemizde ilk defa yaşanmamaktadır. AKP iktidarının üçüncü dönemine girmesiyle artarak devam eden bu saldırılar bir bütündür ve organizedir. Bu ülkede parasız eğitim, parasız sağlık istemek, insanca yaşam güvenceli iş istemek, doğasına suyuna sahip çıkmak AKP iktidarınca suçtur. 31 Mayıs Hopa olaylarıyla başlayan yeni dönem sermayenin talanına bizzat AKP eliyle yol verildiği asker ve özellikle polisle direnenlere saldırıldığı yeni bir dönemdir. Hopa’da Tortum’da Gerze’de Solaklı’da ve en son ihmaller sonucu yıkılan binalarda can veren Van’da depremzedelere saldıranlar kazanamayacaklar. Halkımız doğasını yaşam alanlarını ve insanca yaşam hakkını sermayeye ve padişah özentilerine yedirtmeyecektir. Halkevciler olarak 79 yıllık birikim ve tecrübemizle halkın haklarını aradığı her noktada en önde olmaktan çekinmeyeceğiz. Bizi kendileri gibi gizli kapaklı işlerde arayanlara cevabımız ülkenin onlarca kentinde halkla direnen, halklaşan örgütümüzün pratiğidir. İlan ederiz ki; barikatların arkasında değil en önündeyiz ve bu ülkeden yaşlı analarımızın kafasına cop vurmaktan çekinmeyenleri def etmedikçe durmayacağız, susmayacağız.

 

                                                                                         TRABZON HALKEVİ