Trabzon Demokratik Kadın Platformu'nun düzenlediği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yürüyüşü coşkuyla gerçekleşti. Trabzon Merkez Postane önünde toplanan kadınlar şarkılar, sloganlar eşliğinde, yaklaşık 200 kişinin katılımıyla meydan parka yürüdü. Meydan Park Atatürk Alanı’nda Demokratik Kadın Platformu adına Nurcan Üzgeç Mollaoğlu basın açıklamasını okudu. Basın açıklaması:
Biz kadınlar, tarihten aldığımız güç ve kararlılıkla 8 Mart’ta sokaklardayız. Çalışma yaşamında, eğitimde, evde ve sokakta; ayrımcılığa, güvencesizliğe, şiddete ve savaşa karşı sesimizi yükseltiyoruz.
Bizler bugün, 8 Mart mücadelesinin haklılığından aldığımız cesaret ve güç ile kapitalizmin ve onun erkek egemen zihniyetinin yarattığı ekonomik, siyasal ve sosyal kuşatılmışlığı kırmak, umut ve güven dolu onurlu bir geleceği kurmak, kaybettiklerimizi kazanımlara dönüştürmenin güçlü adımlarını örgütlemek için bir araya geliyoruz.
Kadın ve erkeği eşit görmediğini açıklayan; kadının kimliğini reddeden, kadını aile içine hapseden, “Fedakâr anne, iffetli eş ve sigortasız işçi” haline getiren; kürtaj yasağı ile kadınların bedeni ve yaşamı üzerinde denetim kurmaya çalışan kadın düşmanı AKP’YE karşı; en az üç çocuk dayatmasıyla kadınları kuluçka makinesi yerine koyan Başbakan Erdoğan’a karşı mücadele ediyoruz.
AKP iktidarı ırkçı, gerici, piyasacı politikalarla eğitim ve sağlık başta olmak üzere kadınların en temel haklarına ulaşmasını engelliyor. 4+4+4 eğitim sistemi ve kılık kıyafet yönetmeliği ile kız çocuklarını gericiliğe mahkûm etmeye çalışan, eğitimlerini kesintiye uğratarak çocuk gelinlerin artmasına sebep olan eğitim sistemine karşı sözümüzü söylemek için bir araya geliyoruz.
Bizler küresel ekonomik krize, savaşlara ve yaşamlarımızı kuşatan gericilik biçimleri ile sürekli yeniden üretilen şiddete, cinsiyetçiliğe ve ırkçılığa maruz kalıyoruz. Daha birkaç gün önce gözaltına alınan kadınlara İstanbul Sirkeci karakolunda polis tarafından yapılan işkence görüntü kayıtlarıyla ispatlandı. Bir diğer örnek ise şehrimizden, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde, 8 Mart’ta oyunlarını sergilemek için salon isteyen Üniversiteli Kadınların oturma eylemine; rektörlük, özel güvenlik görevlileri aracılığıyla saldırdı.
Her gün en az üç kadının öldürüldüğü ülkemizde ve yaşadığımız şehirde gündeme taşınmasa da birçok taciz, tecavüz ve ensest ilişki vakası yaşanıyor. Devlet suçluları korurken aileler bu tür olayları örtbas ediyor. Fakat bizler, buradan, bütün kadınları, bu suskunluğu bozmaya, zincirlerini kırmaya çağıyoruz.
Güvencesizlik ilk önce kadınları etkiliyor. İlk işten atılanlar her zaman kadınlar oluyor. Farabi Hastanesi’nde haksız şekilde işten çıkarılan taşeron işçiler, işlerini geri alma talebiyle yılbaşından beri hastane önünde direnişteler. Direnişin sembolü kadın işçiler neredeyse her gün özel güvenlik görevlilerinin fiziksel şiddetine ve tacizine maruz kalıyor. Biz kadınlar, haklı talepleri karşılanana kadar işçi kadınların yanında mücadele edeceğiz.
Bu yaşananlara karşı; "Her Gün 8 Mart, Her Yer Mücadele Alanı" diyoruz!