Uluslararası İşçi Filmleri Festivali İzmir'de 9. kez perdelerini açtı

Pa, 04/05/2014 - 17:52
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

İzmir’de 9. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali “Her yer festival her yer direniş” sloganıyla perdelerini açtıFestival öncesinde her yıl olduğu gibi gösterimin olacağı salona bir yürüyüş gerçekleştirildi. Alsancak Sevinç Pastanesi önünde başlayan festival yürüyüşüne Beydağı’ndan gelen ilkokul öğrencileri, Buca Halkevi Çocuk Korosu ve Ahura katıldı. Ahura Ritim Topluluğu müziğiyle çocukların ritmine ortak oldu. Yürüyüşün ritmini belirleyen çocukların müziğine çevredekilerin ilgisi de yoğun oldu. Yürüyüşe DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, KESK Dönem Sözcüsü Rukiye Çakır, TMMOB İKK dönem sözcüsü Ferdan Çiftçi, CHP İzmir Milletvekili Alattin Yüksel, Konak Belediye Başkanı Sema Pektaş, Konak Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet Yunak ve Sol Açık taraftar grubu yürüyüşe katılım gösterdi. Festival yürüyüşü festivalin gerçekleşeceği salonda son buldu.

“Direniş öyküleri bizim direnişimiz büyütüyor”

Yüzlerce kişinin katıldığı etkinlikte Gezi ruhu kendini hissetirdi ve açılış gecesi Gezi direnişinde kaybedilenler ile tüm devrim şehitleri için saygı duruşuyla başladı. Nazlı Maslakçı’nın sunuculuğunu yaptığı açılış gecesinde ilk konuşmayı Uluslararası İşçi Filmleri Festival ekibi adına Göksel İnce yaptı. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali ile işçilerin, emekçilerin sesini beyaz perdeye taşındığını belirten İnce, emekçilerin direniş öykülerini yıl boyunca tüm Türkiye’yi dolaşarak paylaşmaya devam edeceğini vurgulayarak ‘Festival kapsamındaki filmler aracılığıyla onların direniş deneyimlerinden faydalanıyoruz, tüm dünyadan direniş öyküleri bizlerin bulunduğu her yerden direnişimizi büyütüyor’ dedi.

“Bu çabaya destek verdiğimiz sürece var olabileceğimizi biliyoruz”

Göksel İnce, konuşmasının ardından Konak Belediye Başkanı Sema Pektaş’ı konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet etti. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin gönüllü bir çabadan oluştuğunu belirten Pektaş, “Biz bu gönüllü çabaya katkı koyabildiğimiz sürece var olabileceğimizi biliyor ve bu çabanın her zaman yanında olacağımıza söz veriyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Konuşmasının ardından Sema Pektaş’a, Konak Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet Yunak’a ve Karabağlar Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Salim Çetin’e konuşması sonrasında İzmir Müzisyenler Derneği ve Buca Halkevi Çocuk Korosu’nun birlikte çıkardığı Bilmiş Çocuğun Şarkıları albümü hediye edildi.

“Taşeronlaştırma ve özelleştirme bizi birbirimize yabancılaştırıyor”

Sema Pektaş’ın konuşmasının ardından konuşmasını yapmak üzere KESK Dönem Sözcüsü Rukiye Çakır kürsüye geldi. Direnişin, mücadelenin büyüdüğünü belirten Çakır, “Bizim artık alternatif seslere, farklı haykırışlara ve gerçekten umudumuzun ifadesi olan sinemaya, müziğe, tiyatroya ihtiyacımız var” diyerek Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’ni selamladı. Rukiye Çakır, festival salonu girişindeki taşeron sağlık çalışanların fotoğraflarından oluşan resim sergisine dikkat çekti ve “Taşeronlaştırma ve özelleştirme bizim çalışma barışımızı bozduğu gibi bizi birbirimize de yabancılaştıran bir durum, festivalin bu serginin yaygınlaştırılmasında sorumluluk alarak yaratmak istediği farkındalığın da yaşamımıza çok anlam katacağına eminim” diyerek festivali selamladı.

“Yüreği soldan yana atanları meydanlara, isyana davet ediyorum”

Rukiye Çakır’ın konuşmasını sonlandırmasının ardından DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı kürsüye çıktı. Tüm dünyada aydınlık illere bakıldığından festivallerle kendini duyurduğunu, festivallerle daha aydınlık, daha çağdaş, daha yaşanabilir bir kent haline dönüştüğünü belirten Sarı, festivallerin çok önemli olduğunu ve yerel yönetimlerin festivalleri, özellikle Uluslararası İşçi Filmleri Festivali gibi festivalleri daha çok desteklemesi gerektiğini ifade etti. Yerel yöneticileri de daha duyarlı davranmaya davet etti.

Sanatın içine tüküren bir başbakanın olduğu bir ülkede ‘caz yapmasınlar’ diyerek başbakanlık yardım fonundan Uluslararası 17. Caz Festivali’ne katkı sunulmadığını ve caz festivalinin yok edilmeye çalışıldığını belirten Sarı, “İşte bu nedenledir ki kaç çocuk yapacağımıza karışan, nerede yemek yiyeceğimize, nerede eylem yapacağımıza, hangi meydanların yasak hangi meydanların yasak olmadığına onlar tarafından belirleneceği bir Türkiye’de bizim hep birlikte başta sendikalar, demokratik kitle örgütleri olmak üzere devrimden, sosyalizmden ve soldan yana yüreği atanlar alanları hep birlikte isyana meydana davet ediyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.

“AKP’yi örgütlü bir halk korkutuyor”

Memiş Sarı’nın konuşmasının sonrasında konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Halkevleri MYK üyesi Mesut Baybüke sözlerine, bu yıl 1 Mayıs’ı işçi sınıfının mücadele gününü yasaklamaya çalışan AKP iktidarına karşı yolsuzlukların, hırsızlıkların, savaş suçlarının hesabını sormak için meydanları dolduran binlerce kişiyi selamlayarak başladı.

Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını Haziran isyanında haykıran halkın, gerici, hırsız, yağmacı AKP iktidarının tehditlerine boyun eğmeyeceğini, onuruna sahip çıkacağını bir kez daha gösterdiğini belirten Baybüke, “AKP’yi ne sandık, ne tapeler; sokağa çıkan, hakları için mücadele eden, örgütlü bir halk korkutuyor” dedi. Korkmaya devam edeceklerini ifade eden Baybüke, “Çünkü bizler özgürlük için, saygı için, adalet için, insanca yaşanabilecek bir ülke için, ülkenin dört bir yanında ‘tek yol sokak tek yol devrim’ diyerek mücadeleyi büyüteceğiz; işte bu yüzden “Her yer Taksim her yer direniş” diyoruz. İşte bu yüzden bu sene festivalimizin sloganı ‘Her yer festival her yer direniş’tir” dedi.

“Her şey iki ağaç içindi aslında”

Kürsü konuşmalarından sonra Buca Halkevi Çocuk Korosu sahne alarak çocuk şarkılarını emeğin ve direnişin festivali için seslendirdiler. Her şey iki ağaç içindi aslında diyerek ‘Her Yer Park Olsa’ isimli şarkıları büyükler tarafından yoğun ilgi gördü.

Buca Halkevi Çocuk Korosu’nun ardından Ahura Ritim Topluluğu bir müzik dinletisi gerçekleştirdi. Müziğin ritmini emeğin ve direnişin festivalinde işçiler için seslendiren Ahura, izleyiciler tarafından yoğun ilgi gördü.

Ahura Ritim Topluluğu’nun müzik dinletisi sonrasından Praksis, sokaklarda, meydanlarla seslendirdikleri direniş şarkılarını emeğin festivalinde işçiler için seslendirdiler. İzleyicilerle birlikte seslendirilen müzik dinletisi çekilen halaylarla son buldu.

9. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin açılışı Güvenç Özgür ve Michelangelo Severgnini’nin Gezi’nin Ritmi isimli filmin gösterimi ile son buldu.