Kıyafet serbestisi kararı sözcüğün çağrışımlarıyla birlikte bir özgürlük alanı yaratıldığı duygusunu getirdi beraberinde. Oysa serbestlik kararıyla kimin/neyin, ne kadar, nasıl serbest olduğunu/olabildiğini sorgulamak gerekir. Bununla,
a- Çocuk mu (özgürlüğü yaşayacak)
b- Aile mi (bunu kullanacak)
c- Okul mu (uygulayacak)
d- Sistem mi (denetleyecek)
özgürlük alanına kavuşmuştur, yoksa bu dördü birbiriyle çatışma sürecini henüz aşabilecek sosyo-ekonomik, ideolojik ve psikolojik olgunluk düzeyine ulaşabilmiş değil midir?
Öykünülen Batı toplumlarına baktığımızda orada çocuğun kıyafet özgürlüğünden öte birey olarak gelişme süreçlerinde önemli deneyimler yaşadığını görürüz. Okula bağımsız gider (toplutaşıma araçları, yürüyerek, bisikletle), gittiği her okul ona aynı düzeyde eğitim verir, sosyal çevresi (yetişkinler dünyası) onu kıyafetle değil yetenekleri ve kişiliğiyle değerlendirir ve uniform bir davranış beklemez. Baştan itibaren eşitlikçi bir yaklaşıma sahip çocuğun kıyafet sorunu olmaz.
Biz de ise başlangıçta duruma sevinecek olan çocuk, sonrasında oluşacak farklı koşullar (sınıfsal vb.) nedeniyle bu özgürlüğü dilediğince kullanamayacaktır. Aile açısından baktığımızda 19. yüzyıl Avrupası’nın narsist (kendi özlemlerini çocuğunda yaşamak isteyen) aile yapısını (dönemsel olarak) yaşayan toplumumuzda bu süreçte sorunlar ortaya çıkabilecektir. Bu durum ailelerin çocuk üzerinde baskı kurmasına neden olacak, kendilerini çocuklarında yaşamak ve gerçekleştirmek isteyen aileler bu isteklerini doğal bir hak olarak gördüklerinden çocuk haklarını görmezden gelebileceklerdir. Okul kendi öğrencisini tanımlamakta sorun yaşayacak, ortaya çıkacak sosyal sorunları çözümlemede zorlanacak; bu da eğitimi aksatacaktır. Sistem serbest bıraktığı süreci bir kaos durumunda toparlamakta güçlük çekebilecek ve sertleşmeyi getirebilecektir.
Bunlar şu temel soruyu oluşturmaktadır: Bu gerçekten bir özgürleşme midir yoksa altyapısı henüz hazırlanmamış (aslında olumlu olabilecek) davranış biçiminin baştan sorunlu doğması mıdır? Bu özgürlük, çocukları üzerinden narsist ve diğer eğilimlerini doyuma ulaştırmaya çalışan aileyi özgürleştirecekse çocuğun özgürlüğünü nereye koyacağımızın cevabını aramak gerekir. Çocuğunu dilediğince giydirmek ve eğitmek ailenin özgürlüğü değil sorumluluklarıdır. Ailenin, okulun ve sistemin sorumlulukları onların özgürlüğüne dönüştüğünde asıl sözünü ettiğimiz çocuğun özgürlüğünü yok etmiş olmuyor muyuz? Yoksa zaten bizim isteğimiz onun özgürleşmesi değil mi?
Kaynak: radikal.com.tr