Halkın örgütüne, Halkevleri'ne gönül vermiş dostlar
Hepinize tekrardan merhaba...
Dünyanın ve ülkemizin kaotik bir dönemden geçtiği bir süreçte yeni bir adım atıyoruz. Bu kaotik dönemde, en iyinin de en kötünün de ihtimaller dahilinde olduğu ortadayken en çok ihtiyaç duyduğumuz şeye yani örgütümüze ve halkımıza inanıyoruz. Hatalarımızı ve yeteneklerimizi gözden geçirip bugünün ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde örgütlenmeye ve Halkevleri'nin tarihine yakışır bir örgüt olmaya dair kararlılığımızı tazeliyoruz.
Dostlar kaotik bir dönemden geçtiğimizi söyledik. Peki nedir bu kaotik dönem ve bizim için ne anlam ifade ediyor? Çok basitçe söylersek dünya kapitalizminin tükenişine hep birlikte tanık oluyoruz. Artık hiçbir insani ihtiyaca cevap veremeyen, talepleri karşılayamayan, bırakın insanca yaşamayı, basit anlamıyla yaşamayı yani hayatta kalmayı bile garanti edemeyen bir sistemle karşı karşıyayız. Üstelik bu dizginsizce sömürü, şimdiye kadar, işçi sınıfının ve dünya halklarının baskısıyla yaratılmış, kazanılmış haklara, "demokratik" kurumlara da saldırarak ortada bildik anlamda bir düzen de bırakmıyor. Bu durum bizi bu dönemin kendine özgü faşizm biçimleriyle karşı karşıya bırakıyor. Dünyanın her yanında faşist hareketler, partiler yükseliyor ve bazıları iktidar sahibi oluyor. Ancak bir yandan düzen krizinin geldiği bu noktada dünya halkları yeni bir düzenin, eşitlikten ve özgürlükten yana bir düzenin yani sosyalizmin imkanını arıyor. İşte tam da bizim ortaya çıktığımız yer burası. Halkın eşitlik ve özgürlük özlemlerini sosyalizmle buluşturacak bir örgütlü çaba, örgütlü mücadelenin yaratılması bizi bekliyor.
Biz bu çabanın ancak mücadele alanlarında binbir emekle gerçek karşılığını bulacağını bilen, deneyimlemiş ve geleneğine karakterini kazandırmış bir geçmişten bugüne geliyoruz ve geleceğe uzanıyoruz. Yani Halkevleri her nerede varsa ve buradan yetişmiş, buranın suyunu içmiş her kim varsa mahallelerde, iş yerlerinde, kentlerin meydanlarında, köylerde halkın haklarını savunmayı doğal bir refleks edinmiştir. Oralarda olmak, oraların gerçek sorunlarını bilmek ve o sorunların memleket gündemi olması için mücadele etmek bizim geleneğimizdir.
Bu gelenek bugün bir çok alanda kendisini yine gösteriyor ve daha büyük mücadelelerin tohumunu suluyor. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz kadın hareketidir. Kadın hareketi uzun yıllardır mücadelesinin birikimiyle kazandığı nitelik aslında bugün toplumsal muhalefetin yol göstericisi niteliğindedir. ölümü göze almak pahasına hayatlarından ve haklarından vazgeçmeyen kadınlar, özgürlükçü bir inatla tüm sınırları zorluyor. Hepimizin imrenerek izlediği bu hareketi artık kendi örgütümüzden başlayarak, yeni bir mücadele ivmesine kavuşturmanın zamanı çoktan gelmiştir. Bugün gelinen nokta itibariyle işimiz eskisinden daha da kolay. Kadınların devrimci iradesi hem her soruna net tarifler sunan, hem pratik çözümler üreten, meşru, militan ve kitlesel bir hareket olarak kendi köklerimize en yakın yerde yanı başımızda duruyor.
Yine tıpkı kadınlar gibi her gün iş cinayetlerinde hayatını kaybeden, haklarına saldırılan, güvencesizleştirilen ve en son pandemi koşullarında virüsle yüz yüze, kölece çalışmak zorunda bırakılan işçilerin, işçi sınıfımızın yeni arayışları, yeni örgütlenme pratikleri bize yeni bir isyancı dönemin kapılarının zorlandığını gösteriyor. Ve bugün işçi sınıfı yanında kim varsa, örgütlenme ve mücadele etme kararlılığını kim yalnızca sözle değil aynı zamanda eylemiyle destekliyorsa onunla yol yürümeye açık ve isteklidir. İşte biz tam bu noktada tekrar tarih sahnesine eylemimizle damga vurmaya adayız.
Bir kişi daha eksilmeyeceğiz sloganını hayatın tüm noktalarında ve mücadele alanlarında pratiğe döken bir kararlılıkla yürüyeceğiz. Kaderimizi katledilen, sömürülen, dışlanan kim varsa onunla ortaklaştıracağız. Bu yoldan yürüyerek sarsacağız dünyayı.
İçinde bulunduğumuz süreç sadece coronavirüs pandemisi değil. Bugün bizim de içinde bulunduğumuz sol, aynı zamanda başka türde bir pandemi sürecinden geçiyor. Tıpkı bir virüs gibi yayılan liberalizm pandemisi. Bizi örgütsüz ve çaresiz bırakabilecek, ezberlerimizi bozabilecek, bizi hareketsiz kılabilecek bir virüs. Bugün hep birlikte, ortak kararlılığımızla bu virüse antikor üretmek için bir adım atıyoruz. O antikor, tüm dünya ezilenlerinin ortak çıkarları için bir çıkış yapacak ve dünyayı sarsacak devrim mücadelemizde mevcut.
Şairin dediği gibi;
Seni boğabilecek olan su
Kaldırır seni yukarı,
Yüzerken yardığın su yeniden birleşir arkanda.
Şimdi bizi kaldıran bu suyun yeniden arkamızda birleştiği tarihsel bir anda, en devrimci kararlılığımızla ilerliyoruz.
Hepimize kolay gelsin...
Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk