Artvin’den Samsun’a 2 bin 600 kilometre boyunca Karadeniz yaylalarını birleştirecek Yeşil Yol’a karşı 12 Temmuz günü İstanbul’da yüzlerce kişi bir araya geldi. Yaylaları, meraları ranta açacak, bölgede hayvancılığı bitirecek talan projesini tanımadığını ilan edenler, “Bizlerin iradesi şu anda yaylalarında çalışmak isteyen iş makineleri karşı duruyor” dedi, “Yol yeşilken geri dönün” çağrısı yaptı
Artvin’den Samsun’a 2 bin 600 kilometre boyunca Karadeniz yaylalarını birleştirecek Yeşil Yol’a karşı bugün (12 Temmuz) İstanbul’da yüzlerce kişi bir araya geldi. Fırtına İnisiyatifi çağrıcılığında yapılan eylemde Karadeniz İsyandadır Platformu, Arhavi Doğa Koruma Platformu, Dersim Dernekler Federasyonu, Hemşinliler Eğitim ve Kültür Derneği, Trabzonspor taraftarları, Kuzey Ormanları Savunması, Halkevleri, Genç-Sen de yer aldı.
‘Dokunduğunuz her taşın altında biz çıkacağız, o taşı kafanıza atacağız!’
Saat 14.00’te Tünel’den başlayan yürüyüş öncesi bir açıklama yapan TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası’ndan Cemalettin Küçük, HES’lerle, madenlerle, Karadeniz Sahil Yolu ile girilen Karadeniz’e şimdi Yeşil Yol ile girilmek istendiğini belirterek, “Bize her taşın altından çıkıyorlar diyorlar, siz her taşa dokundukça, her ağaca dokundukça altından biz çıkacağız. Karadenizliler elini toprağa dayadı, ayağa kalktı. Dokunduğunuz her taşı kafanıza atacağız” dedi, vadilerde direnenlere selam gönderdi.
“Bak işte yaklaşıyor Fırtına, direniyor Yeşil Yol’a” ana pankartı arkasında biraraya gelen yüzlerce kişi, tulum eşliğinde alkışlar, ıslıklarla Galatasaray Meydanı’na yürüdü. İstiklal Caddesi boyunca “Patikalar bizimdir, rant yolları devletin”, “Ormanıma, suyuma, yaylama dokunma”, “Susma haykır yaylalar halkındır” sloganlarıyla devam eden yürüyüşte Samistal’de direnen Rabia Özcan’a selam gönderildi.
‘Toprağımız, kültürümüz bir dozer ile yerle bir edilmek isteniyor’
Galatasaray Lisesi önünde Fırtına İnisiyatifi adına yapılan basın açıklamasında “Samsun Çarşamba’dan başlayarak sahile hiç inmeden 1500-2000 metre yükseklikten geçecek 2600 kilometrelik Yeşil Yol ile dede yadigarı, tabiat emaneti ve bin yıllık toplumsal tarihin işlendiği taşlarımız, toprağımız, dağlarımız ve kültürümüz herhangi teknik, bilimsel, veya ekolojik denge hesaba katılmadan, bir dozer ile yerle bir edilmek istenmektedir” denildi. Projenin ‘turizm ve hizmet’ nedeni ile planlamadığı, yayla ve meraların ranta ve imara açılmasına neden olacağı, bölgeyi yol güzergahında bulunan maden yataklarının işletilmesi ve nakliyatı faaliyetlerine açık bir hale getireceği ifade edildi.
‘Bizlerin iradesi şu anda yaylalarda iş makinelerine karşı duruyor’
Fırtına Vadisi’nin hem doğal SİT alanı hem de Milli Park olduğu, konuyla ilgili devam eden iki dava da varken korunan bu alanlarda yolun inşa edilmesinin kesinlikle hukuksuz olduğu belirtildi. Sahil yolu örneğinde olduğu gibi projenin birçok etap halinde ayrı ayrı devam etmekte olduğu bu yöntem ile 2600 kilometrelik ve 8 ili ilgilendiren projenin ÇED sürecinden kaçırıldığı ifade edildi. Rize Valisinin yanına aldığı 4 muhtar ile hukuki, meşru hiç bir geçerliliği olmayan, Yeşil Yol’un yapılacağına dair imzalanan belge hatırlatılarak “Belgenin içeriği, Fırtına Vadisi’nde yaşayan bizlerin iradesi değildir. Bizlerin iradesi şu anda Kavrun, Avusor ve Samistal yaylalarında iş makinelerine karşı duruyor” denildi.
‘Yol yeşilken geri dönün!’
Çalışmanın sonlandırılmasının talep edildiği açıklama “Biz bu projenin bir sonraki adımların öncüsü olduğunu, nelere alt yapı oluşturacağını, o yeşil yolların kenarında, kıyısında nelerin olup biteceğini, yaylalarımızı nasıl bir karanlık geleceğin beklediğinin farkında olan insanlar olarak bu projeye karşı çıkıyoruz Bizler bu yolu yaptırmayacağız!” sözleri ile bitirildi, “Yol yeşilken geri dönün” çağrısı yapıldı.
Açıklamanın ardından Avukat Yakup Okumuşoğlu’nun hukuki süreçle ilgili bilgi verdi, eylem horonlarla sonlandırıldı.