GÖRÜYORSUNUZ; dünyada "komünist devrimi" yumurta atarak yapmaya kalkan ilk millet olduk.
Başbakan’a yumurta atan dördü tutuklu dokuz genç, "Sol bir devrim yapıp, komünist devlet kurmak" suçundan yargılanmaya başlandılar, Allah korudu memleketi.
Komünizm dünyayı tehdit ederken ve nükleer başlıklı füzeler mevzilere yerleştirilirken, asıl devrim silahının bizim kümeslerde olduğunu nereden bilecektik.
Tavuklar "Gıt-gıdak" dediklerinde ben "Komünizm geliyor..." diye kaçmaz mıydım.
***
Ya o çocukları asmaları darağaçlarına...
Suçları "komünist devlet" kurmaktı, üzerlerinde yumurta yakalanmadığı halde.
"Devleti yıkmak suçu" deyince düşünürüm, hangisi devleti yıkmaktır:
Maliye Bakanı’nın oğlunun özel KDV indirimli, teşvikli, primli, gensorulu, dosyalı, şaibeli likit yumurtası mı?..
Yoksa ülkesindeki sorunları, yoksulluğu, açlığı ve umutsuzluğu dile getirmek için demokratik hakkını kullanan, tepkisini yumurta atarak dile getiren gençler mi?..
Birincisinin dokunulmazlığı var da, ikincilerin yok...
Hangi zihniyet bitirdi bizi?..
Hangi zihniyet yüzünden 14 milyon yoksul, 1.5 milyon aç insan... İşsizlikten ağlayan 1 milyon üniversite mezunu genç ve sokağa atılmış 250 bin çocuk...
***
Yumurtadan omlet yapıldığını bilirdim de "komünist devrim" yapılacağı hiç aklıma gelmemişti.
O zaman komünizm tehlikesinin kaynağı tavuklardır.
Ki ben de öyle düşünüyorum; yoksulun tavuğunu elinden alarak yasaklayıp holdinglerin tavuğuna devlet desteği verirseniz "azılı komünist" olur insanlar.
Sevmezler devletlerini.
Ne memleket onlarındır, ne onlar memleketin.
Ve bir gün, "Başbakan’a yumurta attıkları için komünist bir devrim yapmak suçundan" yargılanırlar.
Eski yasaya göre ise idam edilmeleri gerekiyordu, yumurta ile komünist devrimin yapılabildiği memlekette.
Bundan böyle ne zaman yumurta görsem kaçmaz mıyım?..
Siz de öyle yapın...
Bekir Coşkun - Hürriyet Gazetesi'nde alınmıştır.