1 Mayıs'ta Halkevleri'yle Karanlığa Meydan Okumaya

Sa, 24/04/2012 - 10:18
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

1 Mayıs geliyor. 2012 1 Mayıs'ı AKP'nin karanlığına meydan okuyanların günü olacak. Yaşamı halka zehir edenlere gününü gösterme, hesap sorma günü olacak. İktidarlarını baki kılmak için her şeyi feda edebilir olanlar karşısında ezilenlerin gür ve ortak sesi olan 1 Mayıs  “cüret ve cesaret”in günüdür. Ezilenler, ezenlerden daha çok ve daha kararlı olduklarını örgütlü bir disiplinle alanlara akarak ve tarihe sahip çıkarak gösterirler. Bu yıl da, gün geçtikçe katmerlenen sömürü ve zulüm düzenine karşı işyerlerinde, yoksul mahallelerde, dere başında, tarlalarda, üniversitelerde, liselerde... sokakta biriken öfke 1 Mayıs alanında yolunu bulacak. 1 Mayıs meydanları tarihte olduğu gibi bugün de ezilenlerin, emekçilerin, sınıfın şenlikli başkaldırısı egemenlerin kabusu olacak. Bu 1 Mayıs’ta AKP’nin iktidar dilini susturmak, gerçek korkuları olan halk gücünü göstermek için alanları dolduracağız. Bizlerin duru bir ırmak gibi akan mücadele tarihinde yıkandığımızı, kapitalizmin kanlı oyunlarla dizginlemeye çalıştığı isyanımızın bitmeyeceğini göstermek için alanlarda olacağız. Emekçilerin bütün hayatlarını “pazar malı” haline getiren, umutlarına el koyan ve hayatı yaşanmaz kılan her politikası için AKP adıyla iktidar olan gerici-piyasacı sermaye gücüne “günümüz”de yüz binlerle varlığımızı hatırlatacak ve haklarımızı söke söke alacağımızı bir kere daha söyleyeceğiz.


Tüm dünyada kapitalist sistemin krizi egemenler tarafından emekçilere dönük sömürüyü ve baskıyı yoğunlaştırarak aşılmaya çalışılırken, emekleri ve hakları için ayağa kalkan emekçilerin mücadeleleriyle 1 Mayıs 2012’ye geliyoruz. Evet bugün ülkemizde de sermaye karına kar katar, AKP iktidarı “büyüme oranları” açıklarken bugün fabrikalarda, işliklerde, kamu kurumlarında, alınterinin olduğu her yerde katmerli sömürü var. Taşeron güvencesiz çalıştırma kural oldu. Asgari “kölelik” ücreti ile yaşam sürdürülemez hale geldi. Patronlar, karlarını arttırmakla övünürken iş cinayetlerinde kimi zaman kentsel ranta ortak olmak için yapılan bir AVM’de, kimi zaman sermaye daha fazla kar etsin diye talan edilen doğanın simgesi HES inşaatlarında işçiler yanarak, boğularak ölüyor, yaşamını sürdürebilen her emekçinin evinde ise yoksulluk derinleşiyor ay sonunu getirme hesabı yapılıyor. Kıdem tazminatının kademeli olarak kaldırılması, Özel İstihdam Büroları’nın kölelik büroları haline getirilmesi, Kürt emekçilerini  katmerli bir sömürü cenderesine alacak bölgesel asgari ücret uygulaması, kamu emekçilerine dalga geçer oranlarda yapılan zam, güvencesizliğin “Ulusal İstihdam Stratejisi” adı altında yaygınlaştırılması planlanıyor.  1 Mayıs sömürünün çarkını kıracak güç olan emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Bu günde meydanlar en çok sermayeye, kapitalizme meydan okuyanlarla dolacak. Güvenceli iş, güvenli bir gelecek için, sendika ve örgütlenme hakkımız için 1 Mayıs'ta olacağız.


AKP zam ve zulüm düzeni kuruyor. Ekonomideki kötüye gidişini halkın sırtına yıkıyor. Sürekli yeni bir zam ve vergi arttımı ile halkın cebinden çalan AKP hükümeti sermayeye her türlü teşviği vererek gerçek safını gösteriyor. Bu ülkede iki işte birden çalışıp doğalgaz faturasını ödeyemediği için soba yakıp zehirlenen, elektrik faturasını ödeyemediği için karanlıkta kalan emekçilerin sayısı hızla artıyor. AKP'nin yeri patronların yanıdır. İşte bu yüzden, zamların hesabını iktidara ödetmek için 1 Mayıs'ta meydan okuyoruz.


Bu iktidar yaşamlarımıza saldırıyor. Her gün yeni bir halk düşmanı yasa meclisten çıkartılıyor. Başımızı sokacağımız evimiz, doğamıza can veren derelerimiz AKP'nin hedef tahtasında rant için talan ediliyor. 4+4+4 yasasıyla çocuklarımızın hayatı karartılıyor. Dindar nesiller istiyor Tayyip Erdoğan. Bu arada patronların köle nesiller isteğini de, çocuk gelinliği de es geçmiyor. Eğitimi piyasacı, gerici cendereye sokuyor. Sağlık sistemindeki dönüşüm artık can alıyor. Para, performans, tam gün çalışma derken hastalar tedavi olamıyor, hekimler öldürülüyor. AKP kurduğu düzenle canımıza kastediyor. Haklarımız bir bir elimizden alınıyor. İşte 1 Mayıs haklarımız için meydan okuma günü olacak. Geleceğimizi 4+4+4 ile karartmayacağız, parasız eğitim ve sağlık hakkımıza sahip çıkacağız; mahallelerimizi, kentlerimizi ve doğamızı sermayenin ve AKP’nin talanına bırakmayacağız diyenler 1 Mayıs’ta meydan okuyor.


Karanlığa meydan okuyoruz dedik! Evet en çok da halkın kadın yarısı bu meydan okumada yerini alacak. 1 Mayıs'ta AKP'nin, kadını anne ya da eş olarak sadece evin içinde/ aileye sığınmış bir biçimde kabul eden siyasetine karşı her yerde varız diyecek kadınlar. 1 Mayıs erkek egemenliğine, kadın cinayetlerine, şiddete, gericiliğe ve kadın düşmanlığına karşı meydan okuma günü olacak.


Emeğimize, doğamıza, yaşamımıza kastederek egemenliklerini sürdürmek isteyenler, halkın, emekçilerin hakkını aramasından, kendilerinden hesap sormasından korkuyor tam da bu nedenle ülkeyi hapishaneye çeviriyor. Seçim sonrası AKP Kanun Hükmünde Kararnamelerle ülkeyi yönetir göstermelik meclisi bile işlevsiz kılarken bir yandan da hakkını arayana, fikrini açıklayana polis copunu, özel yetkili mahkemesini, terörle mücadele kanununu, hapishanelerin yolunu gösterdi. 15 bin muhalif, 8 milletvekili, 100'ün üzerinde gazeteci, 600 üniversiteli, 6500 Kürt siyasetçi, sendikacılar, akademisyenler, çocuklar, köylüler... tutuklandı, ceza aldı. Tüm muhaliflere binlerce dava açıldı. AKP polisiyle, yargısıyla iktidarını sarsacak her türlü potansiyeli bastırmaya çalışıyor. Ama ne hapishane tehdidi, ne TMK ve ÖYM’ler  eşit, özgür ve demokratik bir ülke, insanca bir yaşam mücadelesinden bizleri alıkoymadı. AKP her türlü baskısına rağmen karşısında kendilerine meydan okuyanları buluyor.  AKP’nin adaletsizliği muhaliflere yönelik baskı ile bitmiyor; işte Sivas'ta canlarımızı yakan katilleri kurtarmak için çıkan zaman aşımı kararı, işte Hrant Dink’in katliamında örgüt “bulunmaması”, işkencelerle, idam sehpalarıyla binlerce gözaltı ve tutuklamayla tüm örgütlü güçleri dağıtmayı hedefleyen12 Eylül davasının AKP tarafından 28 Şubat davasının sosu yapılması ve iddianamede “solun” suçlu ilan ediliverilmesi. Adalet Tayyip Erdoğan'ın ve Gülen cemaatinin operasyon aracı haline gelirken, bu ülkenin hapishaneleri de sokakları da AKP'den hesap soranlarla dolu artık. AKP'nin kendisi için kurduğu yargı sokaklarda yargılanıyor. Milyonların adalet çığlığı için 1 Mayıs'ta meydan okuyoruz.


AKP karanlık yüzünü artık açıktan gösteriyor. Seçim meydanlarında başlayan mezhepçi söylem Sivas davasında alınan zaman aşımı kararına "hayırlı olsun" yorumuyla devam etti. Alevilerin kapıları işaretleniyor. Zorunlu din dersini kaldırmak bir yana arttırdılar. Üniversitelerde hem akademik, hem bilimsel hem de sosyal alanda gericileşme aleni bir biçimde devam ediyor. Toplumsal yaşamın her alanında gericileştirme operasyonları sürüyor, işte en son sanat alanında yeni müdahale “muhafazakar sanat” tartışmalarıyla tiyatrolara dönük başladı. AKP ülkemizin üzerine bir karabasan gibi çöküyor. Din siyasetin en bol malzemesi ve biat eden bir toplum AKP'nin en güçlü isteği. İşte bu yüzden 1 Mayıs'ta gericiliğe daha yüksek sesle meydan okuyoruz.


Kürt halkının demokratik taleplerine kulaklarını tıkayan, binlerce Kürt siyasetçiyi tutuklayarak demokratik-barışçıl siyaset kanallarını kapatan, belediye başkanlarını ve milletvekillerini hapiste tutan AKP iktidarı siyasi ve askeri operasyonları tırmandırıyor. Çözümsüzlüğü defalarca kanıtlanmış bu baskıcı politikada ısrar eden AKP, Türk ve Kürt halklarını barış ve kardeşlik özlemlerini hiçe sayıp “ille de savaş, ille de ölüm, ille de kan” diye ısrar ediyor. Başbakan Roboski’de katledilen çoğu çocuk 34 Kürdü katledenlere teşekkür ederken, Newroz bayramı yasaklar ve saldırılarla kana bulanırken iktidarın aynası İçişleri Bakanı da kürsülerde meydanlarda ırkçılık kusuyor. Barışın, eşitliğin, kardeşliğin, özgürlüğün ülkesini kurmak için 1 Mayıs'ta karanlığa meydan okuyoruz.


Savaş sadece bizim ülkemizde değil. Emperyalizm bütün Ortadoğu'yu kan gölüne çevirdi. AKP ise taşeronlukta sınır tanımıyor. Yüzbinlerin öldüğü Irak, Afganistan ve Libya’da işgale destek veren AKP, “kardeşlerimize sahip çıkıyoruz” yalanlarıyla Suriye’de iç savaşı kışkırtıyor. 1 Mayıs'ta emperyalizme, işbirlikçilere, diktatörlere meydan okuyoruz.


Bu 1 Mayıs gerçek bir meydan okuma günü olacak. Halkevleri olarak geçen yıl 1 Mayıs'a giderken "tek yol sokak, tek yol devrim" demiştik. Ve geçirdiğimiz bir yıl bizi haklı çıkardı. Hopa'da tek yol sokak tek yol devrim diyenler AKP’ye meydan okudu, bu yıl Hopa’da yaşamını, deresini, onurunu savunurken katledilen ve Metin Lokumcu’ya sözümüz meydan okumayı ülkenin her yerinde büyütmektir.  Tayyip Erdoğan'ı küplere bindiren “tek yol sokak tek yol devrim” pankartı bir yıl boyunca adliye önlerinde özgürlüğü söke söke alırken, işçilerin direniş çadırlarında, yoksul mahallelerde barınma hakkı direnişlerinde, sağlık hakkı meclislerinde, 4+4+4 barikatlarında taşındı. Sokaklar hakkını arayan ve başkaldıran gazetecilerle, üniversitelilerle, işçilerle, yoksullarla şenlendi. Şimdi tek yol sokak diyenlerin ülkenin dört bir yanında 1 Mayıs alanlarını doldurma günüdür. Gecekondulardan, işyerlerinden, üniversitelerden, liselerden geleceğiz. 80. yılımızda Halkevleri'yle buluşan binlerle beraber geleceğiz. Halkımızı 1 MAYIS'TA HALKEVLERİ'YLE KARANLIĞA MEYDAN OKUMAYA ÇAĞIRIYORUZ.


Halkevleri MYK