AKP iktidarının gözü dönmüş saldırganlığı büyük bir toplumsal patlamaya neden oldu.
İstanbul Taksim Meydanı'nda kalan son yeşil alanın Topçu Kışlası adı altında Alışveriş Merkezi ve rezidans yapılmasını önlemek için Park'ta yatanlara yönelik polisin azgınca saldırısı fitilin ateşlenmesine neden oldu.
Polisin insanların canına kast eden göz dönmüş saldırganlığı direnişi bastırmaya yetmedi; aksine direniş daha yaygın, kitlesel ve militan bir hal aldı.
Gezi Parkı direnişi olarak başlayan halk hareketi, Tayyip Erdoğan'ın dediğinin kanun olduğu düzene, otoriterleşmeye, son dönemde giderek tırmanan gerici-mezhepçi politikalarına ve iktidarın halka karşı uyguladığı gözü dönmüş şiddete karşı görkemli bir karşı koyuşa dönüştü.
"Yasaklı meydanlar" insan seliyle zaptedildi. Bugün polisin gaz bombasına, TOMA'lardan sıkılan suyuna, plastik ve gerçek mermilerine göğsünü siper eden milyonlar AKP iktidarına meydan okuyor.
Tayyip Erdoğan'ın emriyle uygulanan devlet terörü ne kadar gayri meşru ise bu halk isyanında öne çıkan talepler de o kadar meşrudur:
1. Gezi Parkı'nda Topçu Kışlası projesi derhal durdurulmalı ve halkın kentleri üzerine söz hakkı tanınmalıdır.
2.Tüm Türkiye’de halka karşı uygulanan şiddetin sorumluları istifa etmelidir ve halktan özür dilenmelidir.
3. Kent meydanlarına dair toplantı ve gösteri yasakları kaldırılmalıdır.
4. Gözaltına alınan herkes derhal serbest bırakılmalıdır.
Bu meşru talepleri dinlemek yerine polisi halkın üzerine süren "tek adam" Erdoğan, halkın öfkesinin tek hedefi haline gelmekte ve meydanlar "Tayyip istifa" sesleriyle inlemektedir.
Her bir Halkevi üyesi ve dostu, bu sesi ve yukarıdaki talepleri güçlendirmiştir ve güçlendirmeye devam edecektir.
Bu olağanüstü halk isyanının kimi zaaflarını ve eksiklerini önlemek veya en azından asgariye indirmek yine bizlerin görevidir.
Gezi Parkı'nın Türkün ve Kürdün, Alevinin ve Sünninin, kadının ve erkeğin beraber savunulmasıyla bu direnişin büyüdüğü unutulmamalıdır. Bu nedenle ulusalcı, ırkçı, cinsiyetçi, ayrımcı söylemler mümkün olduğunca engellenmeye çalışılmalıdır. Bu yapılırken halkın ortak talepleri ve sloganları öne çıkarılması ve milyonların amacından saptırılmadan tek bir hedefe yönelmesinin sağlanması daha doğru bir yöntem olacaktır.
İlerici emek ve meslek örgütlerinin aldığı inisiyatif güçlendirilmeli, alınan Genel Grev kararı tüm mahallelerde, okullarda, işyerlerinde bir Halk Grevi'ne dönüştürülmelidir. Bir halk seferberliği ile yaşamı durdurmaya yönelik atılan her adım, AKP'nin neoliberal, gerici, faşist politikalarını durdurmaya yönelik büyük bir adım olacaktır.
Gün gelmiş ve devran dönmüştür... AKP'nin halka hesap vermesi yakındır.
Oya Ersoy
Halkevleri Genel Başkanı