Hükümet halka savaş açmıştır: Neoliberalizme ve faşizme karşı omuz omuza

Pt, 05/04/2010 - 11:08
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

AKP iktidarının “demokratik açılım” diyerek başlattığı sürecin aslında halkın tüm kesimlerine karşı yürüttüğü savaşın ilanı olduğu son günlerde yaşadığımız gelişmelerle bir kez daha tescillenmiştir. Faşizmin açılım makyajı, Kürtlere, işçilere, kamu emekçilerine, eczacılara karşı saldırıların şiddetiyle dökülmektedir.

AKP iktidarı Kürtlere savaş açmıştır… Bundan bir yıl önce partisinin kapatılmasına karşı “demokrasi mücahidi” kesilen AKP, DTP’ nin kapatılmasını ellerini ovuşturarak seyrederken, Kürtlerin en temel taleplerinin karşısına kolluk güçlerini çıkarmıştır.  Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “vur emri”ne uyan “duyarlı yurttaş”ların gündeme getirilmesine kızan Erdoğan kendi sorumluluğunun üstünü örtmeye çalışmaktadır.

AKP iktidarı işçilere savaş açmıştır… Özelleştirme sonucu ücretleri ve iş güvenceleri tırpanlanan TEKEL işçilerine yönelik Ankara’daki vahşi saldırı, İstanbul’da itfaiyecilerin üzerine sürülen panzerler, halkın bilincinde AKP iktidarının gerçek yüzünün simgeleri olarak yer etmiştir.  

AKP iktidarı kamu emekçilerine savaş açmıştır… Kamu emekçilerinin genel grevini tehditlerle bastırmaya çalışan AKP’nin, silahı geri tepince grevin simgesi haline gelen demiryolu emekçilerine savaş ilan etmesi de şaşırtıcı olmamıştır. Greve katılan kamu emekçilerini işten çıkararak intikam almaya ve gözdağı vermeye girişen AKP iktidarına demiryolu emekçileri bir kez daha grevle yanıt vermiş, tehditlere pabuç bırakmamıştır.

AKP iktidarı eczacılara da savaş açmıştır... İlaç tekelleri karşısında hükümet güvencesi isteyen eczacıların bir günlük kepenk kapatma eylemi sonrasında Sosyal Güvenlik Kurumu eczacıların birliğini parçalayabilmek için Türk Eczacılar Birliği ile yaptığı protokolü feshetmiş, savaşı halkın sağlığını tehdit eden bir düzeye taşımıştır.

Kısacası AKP iktidarı halka savaş açmıştır. Belli ki AKP iktidarının saldırıları, seçim ortamına girene kadar şiddetlenerek sürecek, 2010 yılının önemli bir bölümünde geniş halk yığınları parça parça ancak yoğunlaştırılmış saldırılarla teslim alınmak istenecektir.

İktidarın amacını Ankara Valisi açıklıkla dile getirmiştir: “Yan unsurlar bu eyleme destek vermeye başladılar, provokasyon yapılacaktı”. İktidar işçilerin, kamu emekçilerinin, öğrencilerin kısacası bütün halk kesimlerinin birbirine destek vermesini kendisi için büyük tehlike olarak da görmektedir. Doğrudur da! Birçok hak eyleminde birbirine “yaşasın sınıf dayanışması” diyerek destek veren emekçiler kardeşçe, insanca yaşam için birleşecek, mücadeleyi büyütecektir.

Örneğin AKP’nin halka karşı savaşının bir parçası olarak asgari ücretin tespitinde sefalet ücretinde ısrar etmesi, emek ve halk güçlerinin ortak mücadele gündemlerinden bir olmalı, insanca yaşam için taleplerimizle sokaklarda omuz omuza verilmelidir.   

Bizler Halkevciler olarak, neoliberalizme ve faşizme karşı büyüyen mücadelelerin, halkların insanca, kardeşçe, onurlu yaşayabileceği bir ülkenin kurulmasında ne kadar önemli olduğunun farkındayız.

Gün AKP iktidarına karşı haklarımızı, aşımızı, ekmeğimizi, kardeşliğimizi, eşitliği ve barışı savunma günüdür. Gün sokakları, meydanları bu taleplerle doldurma günüdür.