Samsun’da AKP terörü devam ediyor. 1 Haziran’da sabah 5-6 arası evlere polis baskınıyla gözaltına alınan 12 kişi’nin 4’ü, dört gün gözaltında tutulduktan sonra tutuklanarak cezaevine konmuştu. Aynı gün tutuksuz yargılanmak üzere 8 kişinin serbest bırakılmasının polis tarafından açıkça memnuniyetsizlikle karşılandığını izlemiştik. Bu bile operasyonun aslında polisin inisiyatifinde sürdüğünün açıkça göstergesidir.
Bırakılan 8 kişiden Halkevi üyesi olan üniversite öğrencileri Ezgi Özdemir, Ferhat Kaya, Eren Sönmez bu sabah (10 Haziran) davetle savcılığa çağrıldıktan sonra tutuklanmışlardır. Arkadaşlarımızın adreslerinin belli olması ve davetle çağrıldıklarında gelmeleri göstermektedir ki tutuklamanın amacı kaçmayı veya delilleri karartmayı engellemek değil, cezalandırmaktır.
Sorgulamalar sırasında arkadaşlarımıza sorulan sorulardan, operasyonun ve suçlamaların kapsamı anlaşılmaktadır. Ve şurası kesindir ki bu dava hukuk adına çok tartışılacaktır.
Sorgulamalarda, 1 Mayıs Mitingi, üniversitede yapılan kriz konulu toplantı, Ali Sabancı’ya yumurta atılması, Süleyman Demirel ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün protesto edilmesi, evde Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan posterlerinin bulunması, Mahir Çayan’ı anmak, Genç Umut Dergisinin kargodan alınması gibi konular ve bu konularla ilgili yapılan telefon dinlemeleri sorulmaktadır. Bunlardan anlaşılması gereken ortada bir suç değil olsa olsa suç üretme süreci olduğudur.
Bu bir muhalifleri susturma operasyonudur. Bu operasyon, HES’lere, termik santrallere, neoliberal yoksullaştırma politikalarına, paralı eğitime, sağlıkta soyguna karşı seslerini yükseltenlere; halkı seslerini yükseltmesi için örgütleyenlere karşı bir saldırıdır. Aynı zamanda Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğrencileri olan üyelerimize dönük suçlamaların merkezinde üniversitedeki eylemlerin olması, AKP’nin bu üniversitedeki iktidarını sağlamlaştırmak için yaptığı operasyonları hatırlatmaktadır.
Dokunulmazlık zırhının arkasına sığınarak hesap vermekten kurtulan iktidar bilmelidir ki Halkevleri’nin ve Halkevcilerin hesabını veremeyecekleri hiçbir şey yoktur. Bizler emeğimizi, alınterimizi, sularımızı, çevremizi kısacası haklarımızı talancılara karşı savunmaya devam edeceğiz.
Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu