Savaşta, salgında, iş kazasında ölüm yoksula düşüyor! Artık yeter!

Cu, 11/12/2009 - 09:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Türkiye toplu ölümlerin kol gezdiği, sıradanlaştığı bir ülke haline geliyor. Ancak ölüm herkesin payına eşit düşmüyor. Yoksullar, emekçiler savaşta, iş kazasında, salgında ölürken birileri iktidarlarını güçlendiriyor, birileri servetlerine servet katıyor.

Ve en son Bursa Kemalpaşa’da bir özel linyit işletmesinde ölüm yine emekçileri vurdu.

Kemalpaşa’da yaşanan patlama, Türkiye’de normalleşen, normalleştirilen iş cinayetlerinin bir devamıdır. Türkiye'de sadece Kasım  ayında 28 işçi çeşitli iş cinayetleri sonucu ölmüştür.  Bu son olay da taammüden işlenmiş bir cinayettir.

Çünkü:

- Madende çalışma öncesi ölçüm yapılmadığı anlaşılmaktadır. Linyit madenlerinde metan gazı oranının genellikle düşük olması, patronun maliyetten ve zaman kaybından kaçmak adına işçilerin hayatını şansa bırakmasına neden olmuştur.  

- İşletmede gaz ölçümünden ve ilk müdahaleden sorumlu bir emniyet ekibinin olmadığı görülmektedir. İlk müdahaleyi yapan işçilerin de zehirlenerek hastaneye kaldırılması, özel bir emniyet ekibinin olmadığı gibi, müdahalede kullanılacak donanım yönünden de eksikler bulunduğunu göstermektedir.

- Özel maden işletmeleri devlet tarafından denetlenmemektedir. Bundan 2.5 yıl önce, Balıkesir’de 17 işçinin ölümüne neden olan maden katliamından sonra, “Bunlar madenciliğin tabiatı icabıdır” diyen Enerji Bakanı Hilmi Güler’in zihniyeti hala iktidardadır! O madendeki eksiklerin 2005 yılında tespit edilmesine rağmen güvenliksiz bir biçimde çalışmasına izin veren hükümet, tüm maden patronlarına mesaj vermiştir: “İşçiyi boşverin, karlarınızı kollayın.” Bugün patlamanın gerçekleştiği madenin daha önceden defalarca "uyarı" almasına rağmen faaliyetlerini sürdürmesi bu anlayışın devamıdır.  

- Maden işletmelerinde iş güvenliğinin garantisi işçilerin örgütlülüğüdür. Zira işçilerin sendikalarda örgütlenmesi sadece maddi kazanımlara değil, aynı zamanda üretim sürecinde iş güvenliğinin sağlanmasına yönelik tedbirlerin alınmasına da yol açmaktadır. Bu yüzden patronlar sendikalara düşmanca saldırmaktadır.

-Bursa’da meydana gelen katliamın gerçekleştiği madene sahip olan şirket, sendika düşmanlığında sicili kabarık bir şirkettir. Nurullah Ercan’a ait şirketin Bolu Gökçesu’daki işletmelerinde, Dev Maden-Sen’de örgütlenen işçiler, 2000-2001 yıllarında mülki amirlerin ve güvenlik güçlerinin desteklediği yoğun baskılarına maruz kalmıştı.  Sendikaya karşı her türlü saldırı yöntemini kullanan devlet-patron ittifakının amacı ölüme razı işçiler yaratmaktır.  

- Sadece madenlerde değil tüm iş kollarında hükümet, sermayenin karlarını korumak adına iş güvenliğini yok saymaktadır. İstanbul Davutpaşa’da 21 kişinin ölümüyle sonuçlanan patlamanın ardından, sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında yargılanma izni vermeyenler, tüm kamu görevlilerine mesaj vermiştir: “İşçiyi boşverin, patronları kollayın”

 Bizim de mesajımız nettir: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı derhal istifa etmelidir. Bu iki Bakan’ın koltuklarında oturmaya devam etmeleri, sermaye çıkarları adına cinayet örtbas etmeyi görev bellediklerinin itirafı olacaktır.  

İlknur Birol

Halkevleri Genel Başkanı