Onlara han hamam saray, halka din iman. Onlar sarayda, hanlarda, lüks içinde yaşıyor, biz işsizliğe, insanlık dışı koşullarda kölece çalışmaya, açlık sınırının altında yaşamaya mahkum ediliyoruz.
Onlar konuşuyor, kadınlar ölüyor. Onlar kadın erkek eşit değildir, kadın erkeğin tamamlayıcısıdır dedikçe kadınlar toplumsal yaşamdan dışlanıyor, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, kadın katliamları artıyor.
Onlar ucuz emek diyor, işçiler ölüyor. Onlar patronlar daha fazla kar etsin diye her türlü yasal düzenlemeyi yaptılar, taşeronu, güvencesiz çalışmayı kural haline getirdiler, günde 5 işçinin öldüğü bir sömürü düzeni yarattılar.
Onlar kasalarını dolduruyor, bizimim kentlerimiz, derelerimiz, ormanlarımız, zeytinliklerimiz yaşam alanlarımız yağmalanıyor.
Onlar emri veriyor, Gezi’de, Roboski’de bizim çocuklarımız, gençlerimiz ölüyor.
Bu yağma, bu talan, bu sömürü, bu ölüm düzeninin diktatörlükle sürdürmesine izin vermeyeceğiz.
Sokakta da Sandıkta da Yürü Üstüne Üstüne Gericiliğin, faşizmin, diktatörlüğün!
Barajlar yıkılsın! Diktatörlük altında kalsın!
7 Haziran’da oylar HDP’ye!
AKP için de Tayyip Erdoğan için de 7 Haziran bir kader seçimi. Kendilerinin zayıf bir iktidar haline gelmesinden, HDP’nin %10 barajını aşmasından korkuyorlar. Çünkü en iyi onlar biliyor ki iktidarlarının zayıflaması kendi iç çatışmalarını, çıkar kavgalarını da birlikte getirecek ve tüm pislikleri, suç ortaklıkları, parsel parsel yağmaları, hukuksuzlukları bir bir ortalığa dökülecek.
Kaybettikleri anda her şeyin tepetaklak olacağını, savaş suçlarıyla, yolsuzluk, hırsızlık ve katliam dosyalarıyla karşı karşıya kalacaklarını da biliyorlar. O yüzden faşizme ve dine sarılıyorlar.
Halktan korkuyorlar! “Biz bu yola kefenimizle çıktık” diyenler, koruma orduları olmadan sokağa çıkamıyor. Gittikleri her yerde halkın protestolarıyla karşılaşıyorlar. En küçük bir hak eyleminde bile polisiyle, TOMA’sıyla, gaz bombalarıyla saldırıyorlar. Hukuksuzlukta sınır tanımıyorlar, mahkeme kararları kendilerini koruyan zırh, düşmanlarını dürten mızrak oldu.
Erdoğan, “%52 ile halkın seçtiği cumhurbaşkanıyım” diyerek meydan meydan dolaşıp diktatörlüğü için oy istiyor. Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın, “HDP baraj altında kalırsa süper olur” diye başladığı yönlendirmeler yerini HDP’nin “barajı geçmesi demokrasi için tehlikedir, tehdittir” açıklamalarına bıraktı. Çünkü HDP’nin barajı aşmasını, diktatörlüklerinin önünde engel görüyorlar. Seçim yaklaştıkça, AKP’lilerin HDP’nin %10 barajını geçeceği korkusu, iktidarlarını kaybetme korkusu artıyor. Ağrı provokasyonu ters tepti, şimdi de illerde HDP’ye yönelik ırkçı-dinci faşist saldırılar devam ediyor.
Korktukça saldırıyorlar!
AKP’yi sokakta gerilettik şimdi sıra sandıkta!
Gezi İsyanı ile toplumsal meşruiyetlerini yitirdiklerini gördüler, sokağı kaybettiler ve bir daha da geri kazanamayacaklarını gayet iyi biliyorlar. Sandıkta da bir mevzi kaybı yaşaması halinde gayrimeşru yöntemlerle iktidara tutunan AKP’nin ve Erdoğan’ın siyasi iktidar meşruiyeti de kalmayacak. Ve onlar için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. AKP’nin meclisi de kaybetmesi için HDP’nin yüzde 10 barajını aşarak meclise girmesi gerekiyor.
Neden bu seçimlerde oylar HDP’ye?
Çünkü AKP’yi sandıkta geriletmenin ve Erdoğan’ın başkanlık hayallerini engellemenin yolu HDP’nin barajı aşmasından geçiyor. HDP barajı aşarsa, AKP, Başkanlık sistemini getirmek için gerekli olan Anayasal çoğunluğa ulaşamayacak, hatta tek başına iktidar kurmakta da zorlanacaktır. Aksi takdirde AKP, başkasına verilen oyla fazladan 50-60 sandalye elde edecek ve diktatörlüğünü bu çalıntı vekillikler sayesinde pekiştirme yoluna gidecektir.
Çünkü dünyada sadece bizim ülkemizde uygulanan yüzde 10 seçim barajı, adaletli temsiliyetin önünde barikattır. Anti demokratiktir. Bu ucube barajı yıkmak ve demokrasinin kapalı kapılarından birini daha açmak için HDP’nin yüzde 10’u aşması gereklidir.
Çünkü Kürt halkının siyasal taleplerini ezilenlerden, kadından, emekten, laiklikten yana bir çizgi ile savunan HDP’nin Meclis’e girememesi halinde, Kürt halkını hak etmediği halde gerici, şoven, emek düşmanı programıyla AKP temsil edecektir. Bütün ülkenin aleyhine olan bu adaletsizliğe engel olmak için de HDP desteklenmelidir.
HDP barajı aştığında AKP’nin milletvekili sayısı yaklaşık 50-60 azalacaktır. Ancak HDP dışındaki herhangi bir partinin oyunu %5 artırması dahi AKP’nin milletvekili sayısını bu miktarda düşürmüyor.
- Anayasa çoğunluğunu engellemek, diktatörlük hayallerini suya düşürmek için,
- Kürt halkının mecliste temsil edilmesi için,
- %10 barajını yıkmanın yolunu açmak için,
- Bundan önceki seçimlerde hangi partiye oy vermiş olursanız olun bu seçimlerde oylar HDP’ye!
Oya Ersoy
Halkevleri Genel Başkanı