Sömürüye, gericiliğe, savaşa karşı Halkevleri ile 1 Mayıs'a

Per, 11/04/2013 - 16:42
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

 Mutlu bir hayat filizlenir Kavganın ufuklarından

Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir.

 Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler…

Ülkemizin önemli bir süreçten geçtiği bugünlerde işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününe, 1 Mayıs’a gidiyoruz.

AKP kendi iktidarını sağlamlaştırmak için elinden geleni yapıyor. Emekçilere vaat edecek bir şeyi kalmayan, Ortadoğu seferinde hüsrana uğrayan, Kürt sorununda tırmandırdığı şoven saldırgan siyasette duvara çarpan AKP şimdi herkesin şüpheyle yaklaştığı bir “çözüm” iddiasıyla, girdiği bataktan kurtulmaya çalışıyor. Halkın barış ve kardeşlik gibi büyük özlemlerini de kullanarak iktidarını sağlama almaya çalışıyor. 10 yıllık iktidarı boyunca yaptıkları göstermiştir ki AKP Kürt sorununda “demokratik” bir çözümü ne öngörüyor ne de istiyor. Bugün “çözüm” adı verilen sürecin içinde de AKP Kürt halkının yıllardır mücadeleyle gündemleştirdiği taleplere ilişkin tek bir söz etmeyip konuyu “askeri” bir düzleme sıkıştırmaktadır.

AKP iktidarı, Kürt hareketini sınırlayıp, geri kalan muhalefet güçlerini ise pasif birer izleyici durumuna sokarak süreci yönetiyor. Sürecin bu şekilde ilerletilmesi AKP’nin işine yarıyor. Biliyoruz ki barış ve kardeşlik kapalı kapılar ardındaki iktidar oyunlarıyla gelmeyecek. Barış ve kardeşlik ancak halkın bağrında, bütün toplumun içinde, halkın onayı ve desteğiyle gelişecek. Biliyoruz ki bu topraklara barışı ve kardeşliği getirecek olan halkların mücadelesi olacaktır.  AKP'nin karşısında demokratik çözümün yanında yer alarak bu mücadeleyi büyüteceğiz. 

AKP’nin emek, doğa, kadın düşmanı, ırkçı, mezhepçi, işbirlikçi politikalarını durduracak olan bizleriz. AKP’nin dört bir koldan gelişen başarısızlığını yenilgiye çevirecek olan bizleriz. Diktatörlük heveslisi Erdoğan’dan hesap soracak olan yine bizleriz. 2013 1 Mayıs’ı emekçilerin, ezilenlerin AKP iktidarına karşı kardeşlik sözünü en güçlü biçimlerde söyleyerek meydana çıktığı, halkın örgütlü güçlerinin AKP’nin oyununu bozduğu bir gün olacaktır.

Halkların kardeşleşmesinin, çözümün demokratik bir eksende sağlanmasına dönük desteğin büyümesinin önünde tek engel AKP değil. Ulusalcı ve liberal çizgiler de bu engeli büyütmektedir. Ulusalcı – liberal tezlerin ortaklaştığı “AKP-Kürt hareketi işbirliği içinde” propagandasında ayrı kanallardan ortaklaşan bu çizgiler Kürt halkını AKP destekçiliğine, toplumsal muhalefetin geri kalanını ise Kürt düşmanlığına, sosyal şovenizme itmeye çalışıyor. Toplumdaki muhalefet potansiyelinin bu şekilde bölünmesi ise AKP lehine olacak, faşizmin ve gericiliğin ekmeğine yağ sürecektir. İlerici toplumsal muhalefetin ise görevi, AKP iktidarın karşısında ve demokrasi, eşitlik ve özgürlük taleplerinin yanında mücadele etmektir. Şovenizme karşı mücadele de bu görevin ayrılmaz bir parçasıdır.

Evet, ülkenin geleceğinin konduğu masaya seyirci kalmayacağız. Ve bunu heryerde anlatacağız. Bu topraklarda 30 yıldır Türküyle Kürdüyle yoksul gençlerin kanı dökülüyorsa, halkın zenginlikleri kardeşin kardeşi vurduğu bir savaşa aktarılıyorsa bu toplumun tamamının sorunudur. Yıllardır iç içe yaşadığımız komşumuz, anadili Türkçe değil diye hastaneye gittiğinde derdini anlatamıyor, okula gittiğinde öğretmeniyle konuşamıyorsa bu tüm toplumun sorunudur. Sorun hepimizindir. Demokratik çözümün tek güvencesi ise Türküyle Kürdüyle emekçilerin, demokratların omuz omuza mücadelesidir.

1 Mayıs’ta Kürt sorununun demokratik çözümü, şovenizme karşı emekçilerin kardeşliği için omuz omuza alanlara çıkacağız!

AKP’nin, Ortadoğu’da emperyalizmin “vazgeçilmez taşeronu olma” politikası, bir yandan bu ülke topraklarını Suriye’de iç savaşın kışkırtıldığı bir savaş üssü haline getirirken diğer yandan yerleştirilen “füze kalkanlarıyla, patriotlarıyla” ülkeyi savaşın hedefi haline getiriyor. Kürecik ABD’nin saldırı üssü olarak İsrail’e kalkan yapılırken NATO askerleri, patriotlar sınırlarımıza yerleştiriliyor.  

 İşbirlikçi iktidarın karşısında, emperyalizme, işbirlikçilere, diktatörlere karşı emekçilerin haklarını savunmak için, Ortadoğu halklarının katili, emperyalizmin askeri-üssü-taşeronu olmayacağız şiarıyla 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız!

 AKP iktidarı, iktidarını sağlama almak için mezhepçiliğe, Alevi düşmanlığına sarılmaya devam ediyor. Bir yandan neoliberal politikalarla en temel hakları gasp edilen, yoksullaşan halkı düzen içinde tutabilmek, talan düzenini din perdesi ile örtmek, diğer yandan kendi tabanını konsolide edebilmek (pekiştirmek) için gerici politikalarını yaygınlaştırıyor, gericiliği toplumsal yaşamda yukarıdan aşağıya doğru örgütlemektedir. 4+4+4 eğitim sistemi, kılık kıyafet özgürlüğü adı altında türban dayatması, dindar nesil hedefi, dev cami projeleri, bu politikanın simgeleridir.

Gericiliğe karşı özgürlük için, ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkımız için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız! 

Ekonomik büyüme oranlarının beklentilerin de ötesinde %2.2 olarak açıklandığı bugünlerde tehlikenin farkında olan AKP için, güvendiği tek yeri, ekonomik alanı “korumak” çok önemli. Bu ülkede AKP’nin tarif ettiği “büyüme ve kalkınma” ise emekçilerin iş cinayetlerinde ölümü, sermayenin daha çok kar edebilmesi için sömürünün daha da artması, emeğin güvencesizleştirilmesi, sendikasızlaştırılması-örgütsüzleştirilmesi, en temel yaşamsal haklarımızın daha çok gasp edilmesi, yerüstü ve yer altı varlıklarımızın hızla yağma ve talana açılması demek.

AKP’nin iktidarı bu yağma ve talana dayanıyor. Bu yağma ve talan düzenine karşı ise halkların direnişi, hak mücadeleleri de her geçen gün farklı alanlarda büyüyor. 1 Mayıs meydanları bu büyüyen direnişlerin buluma noktası olacak. 

Gerici, piyasacı, cinsiyetçi 4+4+4 eğitim sistemine karşı okul önlerinden, Milli Eğitim Müdürlüklerinden ayrılmayan; okullarında, mahallelerinde, üniversitelerinde parasız, bilimsel, anadilinde eğitim hakkı için mücadele edenler var! Halkevleri var! Ülkenin dört bir yanında kurulan Eğitim Hakkı Meclisleri’yle zorunlu seçmeli ders dayatmalarını geri çektirenler, kılık kıyafet yönetmeliğini uygulatmayanlar, zorunlu bağışları toplattırmayanlar, okullarını kapattırmayanlar var!  Eğitim hakkımız için 1 Mayıs alanına çıkıyoruz.

Afeti fırsat bilip gözlerini evlerimize, yaşadığımız kentlere dikenlere, kentsel dönüşüm adı altında evlerimizi başımıza yıkmak isteyenlere, kentlerimizi talan etmek isteyen sermayeye karşı evlerimizi, kentlerimizi yağmalatmayacağız diyen emekçiler, “Barınma Hakkı” için mücadele edenler var! Halkevleri var! Barınma hakkımız için 1 Mayıs alanına çıkıyoruz.

Doğamızı, havamızı, derelerimizi, vadilerimizi, kıyılarımızı, ormanlarımızı HES’le, termikle, nükleerle, madencilikle, 2B ile talan eden, elimizden alan, yok eden sermayenin ve iktidarın karşısında çevremize, ormanlarımıza, derelerimize, suyumuza, doğamıza sahip çıkıyoruz diyerek jandarma-polis barikatlarının önünde dikilen köylüler var! Yaşam alanlarını savunma direnişinde Halkevleri var! Yağmaya, talana izin vermeyeceğiz demek için 1 Mayıs alanına çıkıyoruz.

Güvencesizleştirmeye, sendikasızlaştırmaya, iş cinayetlerine karşı Güvenceli İş isteyen, köle çalışma koşullarına karşı hakları için mücadele eden işçiler, Taşeron Cumhuriyetine Hayır diyerek Meclis kapısına dayananlar var! Güvencesizliğe karşı mücadele eden tüm emekçiler olarak bu işçi cehennemini dağıtacağız demek için 1 Mayıs alanına çıkıyoruz.     

Kürtajı yasaklamaya çalışarak kadınların yaşamı ve bedeni üzerinde tahakküm kurmaya çalışan, kadını ucuz esnek emek olarak konumlandıran, aile dışında kadına yaşam hakkı tanımayan AKP’nin, erkek egemenliğinin, ve gericiliğin karşısında “Yaşamda bizim karar da” diyen kadınlar var! Söz de bizim meydan da demek için 1 Mayıs alanına çıkıyoruz.

Ve tüm bu mücadelelerin içinde hakkını bilen, hakkını arayan, hakları için mücadele edenlerin, Hak Mücadelelerinin örgütü Halkevleri var!

Bu 1 Mayıs’ta örgütlü gücümüzü, halkın hakları mücadelesini büyütmenin zamanıdır.

1 Mayıs’ta Halkın Hakları için alanlarda olacağız!

Sömürüye, savaşa, gericiliğe karşı Halkevleri var diyerek, 1 Mayıs’ta ülkenin dört bir yanında dostlarımızla, yoldaşlarımızda emek ve halk örgütleri ile kolkola sokağa çıkacağız.

1 Mayıs’ta mücadelemizi, kararlılığımızı, dayanışmamızı alanlara taşıyacağız!

1 Mayıs’ta coşkumuz, öfkemiz, umudumuz alanlarda buluşacak. Umut direnişle, emek mücadeleyle, halk eviyle buluşacak!

 Oya Ersoy

Halkevleri Genel Başkanı