Halkevleri Genel Merkezi’nin geçen yıl başlattığı ve geleneksel hale gelen Halkevi Söyleşileri, yazın verdiği kısa bir aranın ardından yeniden başladı
Geçtiğimiz Perşembe günü İnşaat Mühendisleri Odası’nda yapılan söyleşiye, konuşmacı olarak Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Ali Murat Özdemir, Sendika.org editör ve yazarı Ali Ergin Demirhan ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu katılırken, söyleşinin yöneticiliğini ise Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi ve Mülkiyeliler Birliği Başkanı Sevilay Çelenk yaptı.
Geçen yıl başlayan ancak yazın kısa bir ara veren Halkevi Söyleşileri’nin bu haftaki konusu “Suriye krizi, AKP’nin savaşı ve muhalefet” idi. Yoğun ilginin olduğu söyleşiyi açan Sevilay Çelenk, ardından ilk sözü Ali Murat Özdemir’e bıraktı.
Ali Murat Özdemir, krizin ekonomi-politiğine bakarak bir perspektif sunmak istediğini belirterek konuşmasına başladı. Sermaye birikiminin dinamiklerine değinerek konuyu derinleştiren Ali Murat Özdemir, kamusal alanın özelleştirilmesinden, finansal liberalizasyona gidilmesinden, denetimin uluslararasılaştırılmasından, emperyalistler arası rekabet fikrinden, uluslarası sermaye gruplarından Arap sermayesi ve batı merkezli sermayeden bahsederek konuşmasını bitirdi. Sorularla konunun genişletilmesine katkı sunacağını belirterek sözü diğer konuşmacılardan Ali Ergin Demirhan’a bıraktı.
Ali Ergin Demirhan’da konuşmasına, “Petrol, doğalgaz dışında Orta Doğu’yu önemli yapan, gözleri oraya çeviren şey nedir?” sorusuyla başladı. Ardından konuşmasına emperyalistler-halklar arası çatışmalara, emperyalistler arası çatışmalara ve ezilen sınıf-egemen sınıf çatışmasına değinerek devam etti. Arap Halk Hareketleri’nden bahseden Ali Ergin Demirhan, Orta Doğu’ya yapılan müdahelelerin iki sebep altında toplanabileceğini, ilk sebebin neoliberal politikaları ve ABD dış politikalarını sürdürmek, diğer sebebin ise emperyalistler arası bağın kırılmış olması olduğunu belirtti. Bu iki amaç altında ilk müdahalenin Bahreyn’e yapıldığını belirterek, ABD’nin, Irak ve Afganistan müdahalelerinde başarısız olmasından, kendi askerlerinin ve ekonomilerinin çok daha fazla zarar görmesinden kaynaklı, Suriye’ye kendisinin direk müdahale etmediğini ifade etti. ABD’nin emperyalist çıkarlarına uyumlu, direniş cephesiyle çelişkili özellikler taşıyan Türkiye’yi kendi askeri olarak öne sürdüğünü ancak mezhepçi, ırkçı, Alevi düşmanı, Kürt düşmanı AKP’nin Suriye konusunda çıkmaza girdiğini ve başarısız olduğunu belirtti. AKP’nin ülke halklarının yanı sıra Orta Doğu Halklarının da nefretini topladığını belirten Ali Ergin Demirhan, sözü Ali Çerkezoğlu’na bıraktı.
Konuşmasına açlık grevleriyle başlayan Ali Çerkezoğlu, hem bir hekim hem de vicdan sahibi bir insan olarak tutsakların taleplerini sahiplendiğini belirtti. Binlerce tutsağın bedenlerini ölüme yatırdığını, kritik günlerin çok yakın olduğunu ve Kürt sorununun Orta Doğu’nun aynası olduğunu ifade etti. “Yüzümüzü Orta Doğu’ya dönmemizin zamanı gelmedi mi?” diye soran Ali Çerkezoğlu, tüm toplumsal muhalefeti eleştirerek bu konuda yeterli tepkinin gösterilmediğini belirtti. Buna rağmen Halkevleri’nin “Yaşasın Filistin, Filistin Yaşasın” kampanyasının hala akıllarda olduğunu da ifade ederek neoliberalizmin doğal sonucu olarak Suriye’nin değerlendirilmesi gerektiğini ve “Orta Doğu Emek Forumu” gibi bir etkinliğe ihtiyaç olduğunu söyledi. Sıcak savaşın bitmiş olmasının, savaşın bitmiş olduğu anlamına gelmediğini, sınıfsal eksende bakılması gerektiğini belirterek sözü yönetici Sevilay Çelenk’e bıraktı.
Konuşmacılara teşekkür eden Sevilay Çelenk, salondan gelen soruları aldı ve ilgili konuşmacıya yöneltti.
Soru cevapların ardından bir sonraki Halkevi Söyleşisi’nde buluşmak üzere söyleşi sonlandırıldı.