Halkevi Söyleşilerinin ikincisinde AKP, erkek şiddeti ve kadın mücadelesi tartışıldı

Cu, 30/11/2012 - 20:05
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Halkevi Söyleşilerinin ikincisi 29 Kasım 2012'de KASAUM Öğretim Üyesi Fevziye Sayılan'ın katılımıyla, Halkevleri Genel Merkezi'nde gerçekleşti.

"AKP, erkek şiddeti ve kadın mücadelesi" konusunun tartışıldığı söyleşide Fevziye Sayılan, AKP'nin neo liberal -gerici politikalarının kadın bedeni üzerinden nasıl geliştirdiğini ve esas olarak bir toplumsal cinsiyet rejiminin inşa edildiğini anlattı.

Kadın hareketinin AKP politikaları karşısında AKP'yi esirgeyen tutumunun gericiliğe karşı mücadelede zayıf kalınmasına neden olduğunu söyledi. Özellikle eğitim alanında özgürlükler vaadi ile uygulanan politikaların kadını ikinci sınıflaştırdığını ve toplumu da buna göre yeniden şekillendirdiğini belirtti. Kadın mücadelesinin esas olarak bu alanda kendini yenilemesi gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca AKP'nin kadın emeği istihdamında ev kadınlarına yönelik uyguladığı politikalara dikkat çekti.

29 Kasım 2012’de gerçekleşen söyleşide Fevziye Sayılan şöyle konuştu:

“AKP, yeni bir Toplumsal Cinsiyet Rejimi inşa ediyor. 2002 den beri neo-liberal sistemi derinleştirdi, özelleştirmeleri derinleştirdi, eğitim-sağlık piyasalaştı. Bu süreçte kadınlar kazanımlarını yitirdiler. Kadın-erkek arasındaki eşitsizlikler derinleşti. Aile ve istihdam politikasını yerleştirdi. Aile ve istihdam söylemiyle son kazanımlar emekçilerin elinden alındı. Kadın, aile, cinsellik, beden, nüfus politikaları, bütün buralara baktığımızda yeni toplumsal cinsiyet rejimini anlıyoruz. AKP, siyasal islamın düşünsel inşasına, toplum projesine ve piyasa-sermaye tanrısına çok sağdık.

Yeni Toplumsal Cinsiyet Rejimi’nin kilit öğeleri; eşitlik nosyonunun kendisini değişime uğratmak, yeni bir İslami söylem; kadın erkek eşit olamaz, ikisinin de fıtratı farklı, kadın erkek için yaratılmıştır, 3 çocuk doğurun diyor, emeklilik yaşı 65’e çıkarılıyor, kadın aile içinde tanımlanıyor.

Kadınlar için tek seçenek güvencesiz çalışma. Bütün politikalar kadınları her alandan silip aile içine hapsediyor.

Eşi ölen kadına eğer başka bir erkekle değilse 250 tl yardım yapılıyor. Namus, iffet, toplumsal baskı yoluyla kontrol altına alıyor kadınları.

AKP kültürel ayrışmayı da derinleştiriyor. “Kadının yeri evidir”  dinsel söylemle yeniden oluşturuyor.

- Eğitimde karma sosyalleşme yaygındı, şimdi iki cins ayrıştırılıyor.

-Nüfus politikaları daha çok çoğalma üzerine

-Eğitimde getirilen 4+4+4 sistemi Yeni Toplumsal Cinsiyet Rejimi’ni yapılandırıyor. Muhafazakar ve dindar bir müfredat zaten vardı, şimdi daha açık bir biçimde ve kesintili eğitime indirildi. 4. yıldan sonra kız çocukları için esnek eğitim uygulanıyor. Kıyafet serbestliği örtünmeyle alakalı olarak getirildi. Sonuçlarını 5-6 yılda daha net göreceğiz.

-AKP ile birlikte gelenek, örf, adet fokurdamaya başladı. Resmi müfredatta bile bunun örneklerini bulabiliriz.

Toplumda bunu kaynatıyor, yukardan da şiddeti önleyici yasalar çıkarıyor. Katiller, “namusum, iffetim”  diyor. Kadına yönelik şiddetin arkasında böyle bir dönüşüm var.  AKP, toplumdaki gerici öğeleri açığa çıkartıyor. Kadınlar kayıtdışı sektörde çalışıyor, güvencesiz bir şekilde istihdama katılıyor. Kadının istihdamı erkek otoritesini sarsıyor. Erkek çalışmayınca bu da kadına yönelik şiddet olarak karşımıza çıkıyor. Şiddeti arttıran faktörlerden bir diğeri, toplumsal mücadelede kadınların öne çıkmasındandır.

Bütün kadınların kulağına kar suyu kaçtı

Kadınlar değişmek istiyor ancak bunun karşısında erkekliği dönüştürecek bir şey yok. Erkek her durumda(sol dışında) geleneğin içine davet ediliyor. Şiddeti AKP başlatmadı, ama şimdi ailenin korunması adı altında yapılıyor. Sığınakların gizliliğini ortadan kaldırma, uzlaşma politikaları izliyor. Şiddetle birlikte tecavüz, kürtaj yasağı var. Mahkemelerde tecavüz, taciz davaları namusunu korumaya doğru gidiyor. Yargı kadını değil tecavüzcüyü koruyor.

Sonuç olarak, AKP sermayeye de kendi rengini vermiştir. Kadınlarla ilgili AKP’ye karşı, daha farklı araçlar bulmalıyız. Barınma hakkı mücadelesi bu anlamda önemli bir deneyimdir, kadınların daha hızlı politikleşmesini sağlamıştır ancak kadın hakları ile ilgili faaliyetlerin bu alanda arttırılması kadınların kendi hayatlarında özneleşmesi açısından önemlidir”

Söyleşiye katılan kadınlar, sunuma destek olarak hak mücadeleleri içerisinde politikleşen kadınların kadın mücadelesi ile buluşmasının önemine değindi. Ayrıca AKP’nin kadın düşmanı politikalarına karşı örgütlü veya örgütsüz mücadele eden kadınların kent merkezlerinde ortak hareket edilen platformlara katılımının kadın hareketinde yenilenmenin önünü açacağı dile getirildi.